Kayıtlar

Untouched - Dokunulmamış

Resim
Uzun zamandır benim en sevdiğim şarkılardan bir tanesi! Dinledikçe ürperiyorum! :) Veronicas- Untouched I go ooh ooh  you go ah ah  Gidiyorum, gidiyorsun lalalalalalalala lalalalalalalala I wanna wanna wanna get get get what I want İstediğimi almak istiyorum Don't stop Durma Give me give me give me what you got got Sahip olduğunu ver bana Cause I can't wait wait wait any more more more more Çünkü artık daha fazla bekleyemem Don't even talk about the consequence Sonuç hakkında konuşmuyorum bile Cause right now you're the only thing that's making any sense to me Çünkü şu anda hiçbir şey anlamamamı sağlayan tek şeysin   And I don't give a damn what they say what they think think Ve onların söylediklerine, düşündüklerine lanet etmiyorum   Cause you're the only one who's on my mind Çünkü sen aklımdaki tek kişisin I'll never ever let you leave me Asla beni bırakmana izin vermeyeceğim I'll try to stop time for ever never wanna hear you say goodbye (

Kısaca "O"

Resim
O kesinlikle bir melek olmalı.

İncir Reçeli

Resim
Güzeldi. Gerçekten güzeldi bu film.  Kız doğuştan aids. Bir gün tesadüf eseri gittiği barda TV'de skeç yazan bir adamla yani Metin ile tanışıyor. Zil zurna sarhoş Duygu. Sayıklıyor "sevişmek yok..." Metin anlayamıyor bence neden sürekli bunu sayıkladığını kızın. Sabah olunca Metin uyandığında Duygu'nun çoktan gitmiş olduğunu fark ediyor. 1-2gün böyle geçiyor. Sonra kız yani Duygu tamamen ortadan kayboluyor. Bir gün tesadüf eseri metroda karşılaşıyorlar. Duygu "ben gitmedim... kaçtım..."diyor. Metin anlamsız şekilde neden ortadan kaybolduğunu soruyor. En sonunda sorulara dayanamayan Duygu büyük bir olgunlukla cevap veriyor "ben hiv pozitifim... senin anlayacağın dille, ben aids'im"... asıl film burada başlıyor işte. Birbirlerine deli gibi aşık iki olgun insan var ve.... Gerçi Duygu'nun yaşı biraz küçük.  Sonralarda anlatıyor, "beni bu hastalık konusunda en iyi babam anlıyor, kimse anlayamadı beni" diyor. Filmin adı incir

Gökgöl Mağarası

Resim
Dün tam anlamıyla da olmasa yinede harikaydı. Sabah kalktığımızda hava kapalıydı. İçimden hiç gelmemişti yataktan çıkıpta Zonguldak'a gitmek. Yağmurun yağmayacağı ümidiyle gittik ama. Bizim çocuklar otobüs kiralamışlar gece geri dönüş yapabilelim diye. Otobüs artık bizim olduğuna göre gezebiliriz.  Zonguldak'a giderken yol üzerinde GÖKGÖL adında bir mağara varmış. "Girip gezelim mi?" diye sorulunca, gezmeye karar verdik. İçerisi çok güzeldi. Her yer taş kaya, ilerilere gidince bi yerde küçük bir dere bile var. Zaten mağaranın duvarları hep ıslak, tavandan şıp şıp sular akıyor. tam 800metre dağın içine doğru yürüdük. Havalandırma sistemi yoktu mağaranın içinde. O yüzden içeriye doğru gidince oksijenden biraz mahrum kalıyordun. Dönüşü nasıl hızlı adımlarla geldik onu hatırlamıyorum bile. Görülmeye değer bir yer: Gökgöl mağarası.

Kütahya'da Deprem

Resim
Kütahya'da 5.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 19mayıs2011 saat 23:10/20 . Tam vaktini bilmiyorum.  Deprem hemen hemen bütün Marmara bölgesinde ve Ege bölgesinde hissedilmiş durumda.  Daha önceden 17ağustos1999 depremini yaşadığım için depremin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Gölcükten arandım ilk önce bugün. "Deprem oldu, biz iyiyiz" diye. Arayan annemdi. Ben tekrardan İzmit'te bir deprem oldu zannettim. Fakat televizyonu açtığımda Depremin merkez üssünün Kütahya olduğunu öğrendim.  İlk tepkim şu oldu! "OHA!". Deprem Kütahya'da olmuştu ve taa İzmit'ten hissedilmişti. Demek ki baya kuvvetti bir deprem olmuştu. Az değil 6'ya yakın sallanmış Kütahya. Umarım çok fazla bir kayıp olmamıştır. Depremin ne olduğunu iyi bilirim. Tek söyleyebileceğim "sakince düşündükten sonra ne yapacağına karar ver" ama tabi bu cümlem büyük bir deprem sırasındaki panikte hiç bir şekilde işe yaramıyor. İnsan o panikle düşünemiyor. Kaçıyor. Bütü