Kayıtlar

Leopar Desenli Saten Gecelik

Gece kulübüne gidiyordu arkadaşlarıyla o gece. Sevgilisi de yanındaydı. Hayatında ilk defa böyle bir deneyim yaşayacaktı. Aslında ne yaşayacağını da tam olarak bilmiyordu. Heyecanlıydı, hemde çok fazla... Eğlenecekleri yere doğru ilerlerken bir kadın gördüler, gözlerinin önünden ışık hızıyla geçti gitti resmen. Kadın belli ki bir şeyden yada şeylerden kaçıyordu... Aniden arabasına bindi ve hızlıca oradan uzaklaştı. Kadının bir anda evden çıktığı, çok önemli ve acil bir olayın olduğunu üzerindeki kıyafetlerden anlamıştılar aslında. Çünkü kadının üzerinde sadece leopar desenli saten kumaştan bir gecelik vardı. Bir elinde hırkası, bir elinde anahtar ve topuklu ayakkabıları... Bu kadar acil bir şekilde evden çıkan kadının topuklu ayakkabı giymesine şaşırmışlardı hepsi. Ya gerçekten mühim birinden kaçıyordu. Yada gece gece işe çıkmıştı. Başka bir şey gelmemişti akıllarına çünkü. Kadın tamamen uzaklaşıp gözden kaybolduktan sonra yürümeye devam ettiler. Gidecekleri yere hala varamamışlard

Kadıköy'de Bir Gece

Eğlenmeye gidiyordu arkadaşlarıyla birlikte o gece. Kendinden yaşlarca büyük bir sevgilisi vardı. Yakın bir zamanda ayrılmıştı ama hala daha kalbi onunlaydı. Onunla birlikte gezdiği sokaklarda, şimdi arkadaşlarıyla birlikte eğleniyordu. Bu onu ne kadar mutlu edebilirdi? Bunun cevabını bir tek o bilebilirdi. Bütün gece onu aradı gözleri aslında. Arkadaşlarıyla konuşurken bile "acaba o buranın önünden geçer mi? Geçerse ne tepki veririm?" gibi sorularla boğuşuyordu. Gecenin ilk yarısını onu düşünmekle geçirmişti. Asıl olan zaten ikinci yarısında olmuştu. Bulundukları eğlence yerinden kalıp başka bir yere geçme kararı almışlardı. Tekrardan "o" aklına gelmişti. Acaba nerelerdeydi? Her geçtiği kafenin önündeki masalarına ve görünen iç kısmına bakıyordu. İstediği şey olmuştu aslında... İçerde tek başına otururken gördü onu. Saniseler içerisinde aklından milyonlarca soru geçti. "Ne konuşmalıyım? Konuşmalı mıyım? Gitsem yanına ne tepki verir? Gerçekten bitmiş miydi

Kalbim Oldu Paramparça

Bi başka aşktı bu. hiç bir cinsel güdü olmadan oluşmuş saf bir aşk. Kalplerimiz konuşurdu bizim. Sözlerimiz yetmezdi konuşmaya çünkü. Duygularımızı anlatabileceğimiz kelimeler bulmak çok zordu. Bulduğumuz kelimelerin duygularımıza olan tercümanlığı yetersiz kalırdı. Dediğim gibi saf aşktı bizimkisi. Bence gerçek olan aşkta buydu. Kırıldı kalbim yine her zaman olduğu gibi. Hüsranla sonuçlandı. Benim beslediğim aşktı, ya onunkisi?   Ben ilk defa bu tarz bi aşk yaşamıştım. Kısa vadeli olsada...  İsyan ederim artık bu hayata Elimden aldığı bu aşkla Kalbim oldu paramparça Parçalandıkça parçalandı artık kalbim. Yenilenmesi çok uzun sürecek gibi görünüyor. Karşılıklı her şekilde birbirimizi mutlu edebileceğim biri ne zaman benim karşıma çıkacak? Çok mu erken acaba bunun için? Ne zaman tuttuğum dal kırılmayacak?

Aşk - Libido

Gizli kaçamak yaptığın bir şey gün yüzüne çıktı mı hiç? Ne kadar gizlersen o kadar yüzeye çıkmaya çalışır sırlar. O yüzden orta yolu bulmak lazım bazı şeyler için. Küçücük bir çocuktu o aslında. saf ve temiz bir kalbi vardı. Kötülük düşünemeyecek kadar iyi niyetliydi. Ergenlikle birlikte şeytanda ona yanaşmaya başlamıştı. İçindeki iyilik yavaş yavaş yok olmakta, yerini kötü düşünceler sinsilikler almaktaydı. Daha yeni yeni şeytan ona arkadaşlık ediyordu.  Bir sevgilisi varmış meğersem bizimkinin. Bir gün yolda tesadüfen gördüm onları el ele. Öncesinde şaşırdım. Çünkü daha önce sevgilisinin olduğunu duymamıştım onun. Etrafındakilere aldırış etmeden önce yolun ortasında öpmüştü onu dudaklarından. Gelen geçenler umurunda değildi. Sanki nişanlı ve ya evlilerdi... Henüz daha on dört yaşındaydı.  Bende çok meraklıyımdır aslında böyle şeylere ama boşverdim. Çocuğun sevgilisi var, gidip kulağını mı çekseydim? Ben gezmeye devam ettim. Bunlar yine benim karşıma çıktılar... Bir çocuk

Zirvede Aşk Var

Sevdanın ne olduğunu asla anlayamayacağını düşünürdü. Sevmek neydi açıklamak isterdi ama olmazdı yapamazdı. Ve her seferinde sevgiyi anlatmaya çalışıp da beceremeyince öyle bir şeyin olmadığına inanırdı. Her aşık oluşunda şiirler yazardı sevgililerine. Gerçi onlara sevgili denilmezdi, çünkü o hep platonik aşklar yaşardı. Aşkın somut bir şey olmadığının farkına çocukken varamazdı. Bir insan neden illa birini istesin ki diye düşünürdü. Hele bir erkek eğer kendisin çılgınca seven bir kadın varsa neden başkasını bulmak için uğraşsındı.  Çocukken gördüğü her güzel kadına aşık olduğunu sanırdı ama sonradan acı bir şekilde öğrenecekti otla bok arasındaki farkı. Aşkı sakızlardan çıkan yazılarda tanımaya başlamıştı ve öğrendiği ilk İngilizce kelime ‘love’ olmuştu. ‘love is...’ diye başlayan bütün cümleleri okumaktı amacı. Yaşıtları gibi çıkartma veya araba resmi için değil aşkın ne olduğunu öğrenmek için sakız alırdı. Sonradan pişman olmayacaktı belki ama aşkı yanlış tanıdığını gözyaşlarını