Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aldatılmak

     Yoktun yanımda, mutlu olmaya çalışıyordum buralarda sensiz. Uzaktayken yakın etmeye çalışıyordum seni kendime. Mutluydum da...      Her ne kadar uzun bir süredir görmesem de seni senden uzaklarda mutluydum ben. Ta ki beni aldattığını duyana kadar. Şokta kalmaktan üzülmeye vakit bulamadım. Kalbim acıyor. Gerçek kalbim acıyor. Canımı yaktın. Duyduğum andan itibaren herkese agresif davranmaya başladım. Üzülecek miyim? Neye üzülmeliyim? KENDİME!?  Evet kendime üzülmeliyim tabi ki de.      Ben bu kadar severken, başımın tacı ederken, onda umursamaz tavırların doruk noktası var.      Yeni kararlar alır ya insan. Bende yeni bir karar aldım. Senin gibi davranacağım. Senin taklidini yapacağım. Gerçi umursamazlığım arkadaşlarım tarafından çok söylenir. Ama gel gelelim bu umursamamazlığı sana yapamıyorum. Yapamıyorum işte elimde değil.      Ben sana ne var ne yok en ince detayına kadar anlatıyorum. Sense benim yokluğumdan faydalanıp beni aldattın. Çok güzel! Süper bir hayat! Tam iste

Fallanmış Fal!

Resim
İlk kahve falı baktığım günden beri ucundan kenarından kıyısından köşesinden bir şeyleri tutturuyorum. Yani aslında gördüğüm şekilleri yorumluyorum kafamda. Gerçeğe dayalı hiç bir şey söylemiyorum. En azından ben öyle biliyorum. Ama işte ne olduysa ilk falı baktığım günde oldu. O gün fala baktım. Dediğim şeyler gerçekleşti. Benimde o günden beri Türk Kahvesi içilen ortamlarda fal bakmam farz oldu. Aslında içimden gelirse bakıyorum falı. İstemezsem bakmıyorum. Zaten çok kısa anlatıyorum. En fazla yirmi cümle söylüyorum. Ama tutturuyorum. BİLEN BİLİYOR KARDEŞİM, BAKTIĞIM FALIN BİR KISMI OLUVERİYOR.

Harry Potter!

Resim
Bizim kuşağın en nefes kesen sinema filmidir kuşkusuz. Daha 2001 yılında yeni çıkmıştı ilk filmi. Herkes çok heyecanlıydı. İlk iki filmini sinemada izleme şansını elde edemedim ben. Çünkü aileme göre o tarz filmler izlememeliydim. Hayal gücüm genişlememeliydi belkide... İlk film: FELSEFE TAŞI Ne kadarda masum bir afiş var karşımızda. Tam anlamıyla bir çocuk filmi. Güzel olaylar geçiyor filmde. Geçmişe dönüyor insan bir daha izleyince. İkinci Film: SIRLAR ODASI Filmlerle ilgili bilgiler vermeyeceğim. Zaten çoğu insan bu film serisini izlemiştir.  Üçüncü Film: AZKABAN TUTSAĞI Afişler giderek kararmaya başladı ve film artık çocuk filmi olmaktan çıkış için hazırlık yapıyor. Dördüncü Film: ATEŞ KADEHİ Artık büyüdüler, tehlikeler arttı. Film korku sahneleri daha çok olmaya başladı. Beşinci Film: ZÜMRÜDÜ ANKA YOLDAŞLIĞI Tehlikeler gittikçe arttı. Savaş artık kaçınılmaz. Kötü şeyler olacak. Altıncı Kitap:   MELEZ PRENS Son yaklaşıyor. Tehlike daha çok artıyor. Karan

Bazen bazı şeylerde

Resim
zamansız oldu bazen bazı şeyler istemsiz oldu bazen bazı şeyler düşünmeden yapmıştım bazen bazı şeyleri bencil davranmıştık bazen bazı şeylerde aklımzdaydıı bazen bazı şeyler okuyorum bazen bazı şeyleri hala geliyor eskilerin bazen bazı şeylri sen oluyorsun bazen bazı şeylerde belki bazen bazı şeylerde hep biz oluyoruz bölük pörçük geçti bazen bazı şeyler iyiydi bazen bazı şeyler belkide kötüydü bazen bazı şeyler koskoca 4yıldı bazen bazı şeyler yırtık günlerimizdi bazen bazı şeyler birleşememiştik bazen bazı günler   ama hep kalbimizdeydi bazen bazı kişiler Hamsisi vardı bazen bazı dillerde   Zeki Feyo'su vardı bazen bazı yazılılarda Banu'su vardı bazen bazı telfonlarda Dicle'si vardı bazen bazı uzunlukta Azam'ı vardı bazen bazı YAZARLIKta Ali'si vardı bazen bazı çapkınlıklarda Ahmet'i vardı bazen bazı yağlamalrda Hale'si vardı bazen bazı süsüyle Evin'i vardı bazen bazı fondoteniyle Bilal'i vardı bazen bazı türküsüyle Sefa'sı vardı bazen bazı k

Dün Eğlendik be!

Resim
Fotoğraf çekildik dün. İzmit'in kalabalık caddelerine yakın olan  küçük bir ara sokaktaki merdivenler bulduk. Bir sürü fotoğraf çekildik.  Fotoğrafların çekimi herzaman ki gibi Çağrı Bıkmaz yaptı.  Güzel fotoğraf çekiyor çocuk. Bizde Eymen'le birlikte poz verdik. Tabi Çağrı, Eymen'in fotoğraflarını çekmekten hoşlandığı için genelde onun fotoğraflarını çekti. Yorulduk yorulduk. Evler yüksek gölge yapıyor. Ama ne fark eder ki sıcak insanı boğuyor. Dar sokak sauna gibiydi. Eymen güzel kız da bunun farkında değil :)

Hastayım

Hastayım hasta! Hemde nasıl hasta olmak. Günlerdir ateşim düşmedi. Bademcikler balon gibi. Ölebilirim. Allah kimseyi hasta etmesin hastanelere düşürmesin. Bartın'dan Değirmendere'ye gelmeden bir önceki gün hafiften kendini göstermeye başladı hastalık. Ama ateş falan yoktu. Sadece sağ bademciğim şişikti. Ben beze çıktı falan sanmıştım. Durum böyle değilmiş, benim bademcik şişivermiş. Şimdi ise penisilin vuruyorlar sabah akşam benim kalçalara. İlk başta bir yanma oluyor ama hastaneden eve gelene kadar bütün acısı geçiyor. Ben penisilini en çok acıtan, ağrı veren ilaç diye duymuştum ama sadece yapılırken bir yanma hissi oluşuyor hepsi bu. Ben hala çok hastayım.