Kayıtlar

Geçmiş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türkiye'nin Renkli Eurovision Serüveni: Zaferler, Başarılar ve Gelecek Umutları

Resim
Türkiye'nin Eurovision tarihi oldukça zengin ve renkli bir geçmişe sahip. İlk kez 1975 yılında yarışmaya katılan Türkiye, 1975'ten 2012'ye kadar kesintisiz olarak yarışmada yer aldı. Türkiye'nin Eurovision'daki başarısı 2000'li yıllarda özellikle dikkat çekici oldu. 2003 yılında Sertab Erener'in "Everyway That I Can" şarkısıyla birinciliği kazanması, Türkiye'ye ilk Eurovision zaferini getirdi. Ardından, 2004 yılında Athena'nın "For Real" şarkısıyla dördüncülüğü ve 2007'de Kenan Doğulu'nun "Shake It Up Şekerim" şarkısıyla dördüncülüğü gibi başarılar geldi. Ancak, Türkiye'nin Eurovision macerası 2012 yılında bir süreliğine sonlandı. TRT, mali nedenlerle ve yarışmanın kural değişiklikleriyle memnun olmaması nedeniyle Türkiye'nin 2013 ve sonrasındaki yarışmalara katılmama kararı aldı. Bu karar, Türkiye'nin Eurovision sahnesindeki yerini belirsiz kıldı ve hayranlar arasında üzüntüye neden oldu. Anc

YENİDEN TANIŞMAK CESARET İSTER

Resim
    Bir zamanlar yolumuz kesiştiğinde, belki de o ilk buluşma anında hissettiğimiz keşif duygusu hala içimizde yaşıyor. İlk bakışta, gözlerimizin birbirine buluştuğu anın sihirli dokunuşu, birbirimizin hayatlarına kök salacağımızı ve birlikte unutulmaz anılara şahitlik edeceğimizi bize hatırlattı. Acaba o an bilişimizin derinliklerinde, bu büyülü serüvene atılacağımızı hissetmiş miydik? Belki bilmiyorduk, ancak bu cevapsız soru bile içimizdeki merak ateşini körükleyerek, birbirimizi keşfetme arzusunu körükledi. Şimdi düşünüyorum da ilk buluşmamızdaki o heyecan verici gerginlik ve umut dolu bakışlarımızı hatırlıyorum. O zamanlarda düşüncelerimizi ve duygularımızı tam olarak hatırlıyor muyuz? Acaba zamanla bu anların sihri biraz solmamış ve günlük hayatın karmaşasında unutulmuş olabilir mi? Ancak şu an, şu anda, o ilk anı yeniden yaşama fırsatımız olsaydı, neler yapardık? Neler hissederdik? Neler düşünürdük? Elimizden gelenin en iyisini yapmak için nasıl çabalayabilirdik? Gözlerimizi bul

KİLİT

Resim
  "Kilitliyorum kalbimi ve anahtarını denize atıyorum. Bundan sonra âşık olmayacağım."      Bu, duygusal bir savunma mekanizması olabilir. Kalbimizi kilitlemek, içimize kapanmamıza yol açar ve başka insanlara açılmakta güçlük çekeriz. Bazen belki de daha fazla acı çekmekten kaçınmak için, kırık bir kalple böyle bir şey yapma ihtiyacı duyarız. Özellikle bir ilişki veya aşk deneyiminden sonra kalp kırıklığı yaşamak oldukça yaygın bir durumdur. Bu tür deneyimler, kelimenin tam anlamıyla kalbimizi kırabilir, duygusal anlamda derin yaralar açabilir ve içimizde derin izler bırakabilir. Bu izler, bizi gelecekteki ilişkilere karşı daha temkinli olmaya ve duygusal güvenlik arayışında daha seçici olmaya yönlendirebilir. Acı, bir ders çıkarma süreci haline gelir ve sonraki ilişkilerimizde doğru seçimleri yapmamıza yardımcı olur. Kalp kırıklığına bağlı olarak, kendimize daha fazla duvar örebilir ve duygusal olarak başkalarına açılmakta daha zorlanabiliriz. Bu deneyim aynı zamanda özsaygı

Seni Özledim Ben

Bazen düşünmeden edemiyorum. Onun hatırladığı acaba yakın geçmiş zaman mı? Yoksa daha eski bir geçmiş mi? Hangi geçmişi özlüyor? Kimi özlüyor? Beni mi özlüyor? Benim onu özlediğim gibi o da beni mi özlüyor? Yoksa başkasını mı özlüyor? Bunu ona gidip soramam. Çok sorum var kafamda Bu kadar çabuk unutamaz gibime geliyor Kesin beni düşünüyordur diyorum içinden Ama ya benden öncekilerden birini düşünüyorsa diyorum içinden İçinden çıkamadığım bir dürü soru var Ona sorsam bunları cevaplar mı ki? Ben çok özledim onu Tekrar gelsin geri bana. Ben onun gibisini bulamadım daha. Peki ben bunu yazarken hangi geçmişten bahsediyorum? Yakın geçmiş mi? Eski geçmiş mi? Ne fark eder ki... Sende onlardan birisin işte... Boş bir bekleyiş... Sen bir daha benim olmayacaksın hiç Ne önemi var ki zaten bunu kimin için yazdığımın Alınmak isteyen bütün geçmişler alınabilir, alınsın Özledim çünkü ben. Sen sen sen!!!