Kayıtlar

Büyümek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalbini mi kırdı, Beklentilerini mi?

Resim
Bazen yaşadığımız hayal kırıklıklarında suçlayacak birini arıyoruz. Kalbimizin kırıldığını düşündüğümüz her anda, bütün suçu karşımızdakine yüklüyoruz. Oysa bazen mesele, birinin kalbimizi gerçekten kırması değil. Asıl mesele, bizim o kişiden neler beklediğimiz. "Gerçekten kalbini mi kırdı, yoksa beklentilerini mi?"   Bu soru işte tam da bu yüzden önemli. Çünkü çoğu zaman insanlar, bizim zihinlerimizde kurduğumuz hikâyelere ayak uyduramazlar. Biz onları olduğundan başka biri yapmaya çalışırız: Daha ilgili, daha düşünceli, daha duyarlı… Beklentilerimizle onları büyütürüz. Sonra o kişi kendi gerçeğiyle karşımıza çıkınca, sarsılırız. Aslında bize zarar vermek gibi bir niyetleri yoktur çoğu zaman. Onlar sadece kendi yollarında yürürler. Ama biz, onların bizim yanımızda nasıl olmaları gerektiğine dair sessiz beklentiler üretiriz. Ve işte kırılan da tam olarak budur: Beklentiler. Kalp, düşündüğümüz kadar narin bir şey değildir. Aşırı beklentilerle şişirilen hayaller patladığı...

Biraz Daha Uyu

Resim
Sadece çocukken uyanıksındır bunu bil. Her şeyin farkındasındır, her sese dönüp bakarsın. Büyümek; uyumak ve unutmak gibidir..  Ve büyüklerin dediği gibi: uyuman gerekli büyümen için...  Sağır ediyorsa sessizlik  ve kör ediyorsa aydınlık,  sadece sana görünen  ve kimseleri inandıramadığın bir hayalet gibi yanı başında oturuyorsa yalnızlık, bu gece..  Hep aynı saatte kapını çalan bir düşman gibi bekliyorsa seni  ve canına kastedecek bir kılıç gibi sallanıyorsa tepende, unutabilmek için hepsini biraz uyu...

Bir Daha Doğurma Beni

Hayat pamuk şekeri değilmiş anne Çok zor meslekmiş insan olmak. Yaşayabilmek boynuna geçirilen binlerce halatın düğümleri çözülür umuduyla, Tabureye nekadar sıkı basarsam, okadar korkmalıymışım meğer tekme atılmasından.. Büyüdükçe küçülüyormuş etrafındakiler.. Büyüdükçe çirkinleşiyormuş, yalanlar yorgan oluyormuş ihanetlere. Zedeleniyormuş güven dedikleri kan damlamadığından farketmiyormuşsun olanları.. Sadece derin bir sızı hissettiriyormuş, senelerce neden aratan bir ağrı. Ve küçükken senden uzaklaşma hissim, Büyüdükçe daha çok bağlıyormuş beni sana. Tek gerçeğim olduğunu kanıtlıyormuş, öğrendiğim yalanlar.. Hayat gazoz kapağından bozma kesici oyuncaklardan korkmak değilmiş anne.. Dönen atlı karıncalardan daha miğde bulandırıcı bir Dünya varmış dönüp duran. Ve kırmızıklı başlıklı kız, kurtulamazmış hiçbir kurdun elinden.. Hayat masal değilmiş anne.. ``Mutlu son`` dedikleri sevişme seanslarının salon ağzı gerçekte. Adalet ``Çıplak Krala`` benziyor anne. Soytarıl...

Mesajlaşmak

- Sozumu tutmak ıstedım, en azından bırını, nolursa olsun celal ıle ceren fılmıne gıdıcektık beraber, uzgunum - gittin mi filme? - Gıttım - kismet degilmis. - Ya oyle. - guzel miydi bari? - Adam gururunu ayaklar altına almayan bı tıp fena halde kıza asık oldugun halde arkadaslarının sozunu dınleyıp kendı hatası varken kızdan ayrılıyo snrada pasa pasa kıza gerı donuyo, elde etme cabaları guzeldı - zaten arkadaslarinin lafina uyup hareket etmek yanlis, insan duygulariyla hareket edince pisman bile olmuyor. - Onunda duyguları vardı ama kendınce ben ne takıcam onu edasıda vardı, bazen dısardakı bırınden cok ıc sesıde ıhanet eder ınsana ve ona uyarsın bazende - Allah'ima şükürler olsun daha kendime ihanet etmedim. duygularimin sozune ve mantigim dogrultusunda karar veriyorum. zaten en dogru karar mekanizmasi bu degil mi? - Bılmem, ben pek mantıgı kullanamadım, perı masallarına hep ınanarak buyudum, hala ınanıyorum yanı dırenıyorum bırının gelıp butun kusurları kusu...

Şimdi Sen Yan

Küçücüktü yüreğim… Korkak, tedirgin. Küçücüktü, avuçlarına bıraktım. Saftı, güven doluydu. Korkaklığı, kırılganlığı dışarıda öylece kalakalma ihtimaliydi. İhtimali küçük yüreğinden de küçüktü. Oysa öylesine güvenle bırakmıştım ki ellerine yüreğimi küçücük bir ihtimal bile yoktu öylece kalakalmaya. Yüreğim ne kadar küçücükse ellerin kocaman ama sıcacıktı. Yüreğim üşürken avuçlarının sıcaklığıyla ısınırdı. Yüreğim ellerindeyken ben sadece tek yürektim ellerinde. Sen ellerindin, bense yüreğimdim. Başka hiçbir şey yoktu. Ne seni sen yapan kafesin, ne beni ben yapan ten evim vardı. Ben küçük bir yürek sen kocaman, sıcacık bir el. İsteseydi(k)n sonsuzluğa küçük bir yürek ve sıcacık bir el gidebilirdik. Dalgalar kıyıya neden gelir gider acep. Tam kavuşmuşken sahiline kendini neden geri çeker. Geri çektiğinde sebep ne ki tekrar gelir hasretlisinin kucağına. Bu böyle neden devran eder. Kavuştuğunda niye kalmaz, geri çekildiğinde niye geri gönder… Tıpkı yaralı titreyen yürekler. Önce çekersin ke...