Kayıtlar

hayal kırıklığı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BUGÜN BEKLEDİM

Resim
Bugün aslında çok kötü bir gün geçirdim. Bütün gün ondan bir mesaj bekledim. O bildirim sesi her çaldığında içim kıpır kıpır oldu. Ama beklediğim kadar bir ilgi göremedim. Saçma sapan beklentiler içerisine girdim, kendi kendime kızdım, kendi kendime triplere girdim. Farkındayım, hepsinin farkındayım. Ama yine de kendimi durduramadım. Kendi kendime konuşurken buldum kendimi. Kafamın içinde onunla sayısız diyalog kurdum. Bir onun adına konuştum, bir kendi adıma. Bazen tartıştık, ama hep haklı olan bendim. Çünkü onun haklı olabileceği bir senaryo kuramadım kafamda. Belki bu, ona çok kırıldığım içindir. Belki de sadece bu kırgınlıktan kendime bir haklılık payı çıkarmaya çalışıyorumdur. Beklentiye girmek ne kadar doğru bilmiyorum. Ama bir ilişki içerisindeyken insan ister istemez bir şeyler bekliyor. İlgi, bir mesaj, kısa bir arama, içten bir "nasılsın?" belki. Küçücük şeyler aslında ama insanın kalbinde büyük yer ediyor. Ve o küçük şeyler gelmediğinde büyüyen sadece boşluk ol...

Alkol, Aşk ve Gerçekler

Resim
Alkol duyguların sesini açan bir megafon gibi... Hele ki içimizde zaten sessizce yankılanan bir aşk varsa, o yankı bazen bir çığlığa dönüşür. Nice filmde, şarkıda, şiirde bu sahneyi görmedik mi? Bir kadehle başlayan gece, "Onu ne kadar seviyorum" diyerek ağlanarak bitmez mi çoğu zaman? Telefon rehberine uzanılır, yazılan mesajlar silinir, sesli notlar kaydedilir ve bazen o gönder tuşuna basılır. Çünkü içte birikenin dışa çıkması için cesarete ihtiyaç vardır, alkol de işte tam burada devreye girer. Ama bu yazı biraz da istisnaların hikâyesi… Çünkü bazen ne kadar içilirse içilsin, birinin aklına gelmemek acayip bir şeydir. Oysa biz, aklımıza ilk gelenin hep biz olacağımızı düşünürüz. Hele ki o kişiyi çok sevmişsek… Hele ki onun da bizi sevdiğine inanmışsak. Alkolün bile sustuğu, hatta eski sevgiliye dair hiçbir dürtü uyandırmadığı geceler… İşte o zaman insan kendini çok yalnız, çok değersiz hissediyor. “Demek ki düşündüğüm kadar önemli değilmişim,” diyor. “Demek ki sadece ben ...

Davet Edilmediysen “Gitme”

Resim
Hayatta bazen her şeyi fazlasıyla hissettiğimiz anlar olur. Birçok olayı dram haline getirdiğimi söyler insanlar, ama işte benim gerçeğim bu. Bir davet düşünün mesela. Herkesin çağrıldığı ama sizin unutulduğunuz o etkinlik. Belki unutulmadınız; belki de bilerek dışlandınız. Ama sonradan zoraki bir davet gelirse, içinizdeki o gurur çatırtısını hissedersiniz, değil mi? Ve işte tam orada dürtünüzle savaşırsınız: Gitmek mi, gitmemek mi? Ama bir öğrendim ki, davet edilmediysen “gitme”. Sadece dış kapının dış mandalı gibi hissetmek için orada bulunmak, size sadece bir yara daha açar. Bir diğer kuralım ise: Sana anlatılmadıysa “sorma”. Ne kadar önemli olduğunuzu düşünürseniz düşünün, bazı insanlar sizi kendi hikayelerine dahil etmemek için ellerinden geleni yapar. Belki bir sır saklıyordur, belki de sadece sizin bilmenizi istemiyordur. Bunu anlayıp kabullenmek gerek. Ama o çaresizlik hissi yok mu? Hani sormak istersiniz, merak edersiniz; ama biliyorsunuz ki sorarsanız, sadece şu cevabı alırsı...