Alkol, Aşk ve Gerçekler



Alkol duyguların sesini açan bir megafon gibi... Hele ki içimizde zaten sessizce yankılanan bir aşk varsa, o yankı bazen bir çığlığa dönüşür. Nice filmde, şarkıda, şiirde bu sahneyi görmedik mi? Bir kadehle başlayan gece, "Onu ne kadar seviyorum" diyerek ağlanarak bitmez mi çoğu zaman? Telefon rehberine uzanılır, yazılan mesajlar silinir, sesli notlar kaydedilir ve bazen o gönder tuşuna basılır. Çünkü içte birikenin dışa çıkması için cesarete ihtiyaç vardır, alkol de işte tam burada devreye girer.

Ama bu yazı biraz da istisnaların hikâyesi… Çünkü bazen ne kadar içilirse içilsin, birinin aklına gelmemek acayip bir şeydir. Oysa biz, aklımıza ilk gelenin hep biz olacağımızı düşünürüz. Hele ki o kişiyi çok sevmişsek… Hele ki onun da bizi sevdiğine inanmışsak. Alkolün bile sustuğu, hatta eski sevgiliye dair hiçbir dürtü uyandırmadığı geceler… İşte o zaman insan kendini çok yalnız, çok değersiz hissediyor. “Demek ki düşündüğüm kadar önemli değilmişim,” diyor. “Demek ki sadece ben hissetmişim.”

İşte burada kendimizi sorgulamaya başlıyoruz. Belki de bu bir ilişki bile değildi. Belki de yalnızca biz anlam yükledik, biz büyüttük, biz bağlandık. Karşımızdakinin bize sunduğu şey, bizim hissettiğimiz kadar derin değildi belki. Ve bu gerçekle yüzleşmek, sarhoşluktan daha sarhoş edici.

Alkol sadece cesaret değil, bazen de aydınlık bir ayna. Bize gerçekleri gösteren, görmezden geldiklerimizi yüzümüze çarpan bir dürüstlük hali. Kimileri için geçmişe dönüş bileti, kimileri içinse geçmişin hiçbir anlamı olmadığını gösteren soğuk bir sessizlik. Ve bu sessizlik, bazen en büyük cevaptır.

Kendimizi küçümsemek değil bu. Sadece artık kandırmamak… Ne onu, ne kendimizi. Gerçek şu ki, bazen bir ilişkinin bittiğini değil, hiç başlamadığını fark ederiz.

Ve bu fark ediş, yeni bir başlangıcın ilk adımıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan İlişkilerinde Kategorize Etmek: Doğru mu, Yanlış mı?

AŞK İKSİRİ

Kalbini mi kırdı, Beklentilerini mi?