Kalbimdeki Küçük Fırtınalar: Kuruntularla Gelen Aşk


Son zamanlarda hayatımda yeni biri var. Aslında “ilişki” mi, yoksa sadece iki yalnız ruhun birbirine dokunma çabası mı, bazen ben de emin olamıyorum. Beni hem çok mutlu ediyor, hem de içimde daha önce tatmadığım türden kuruntuları harekete geçiriyor.


Önce kuruntulardan bahsetmeliyim... Ona biraz fazla kafayı taktım galiba. Büyük, destansı bir aşk yaşadığımızı iddia edemem; zaten biliyorum ki duygularım henüz o uç noktalarda değil. Ama buna rağmen, gün içinde ne yapıyor, ne düşünüyor, aklından neler geçiyor diye deli gibi merak ediyorum. O, bana karşı duygularını net bir şekilde ifade etmiyor gibi. Sanki karşımda kapalı bir kutu var ve ben içini açıp bakamıyorum.

Yan yana geldiğimizdeyse işler tamamen değişiyor. O anlar öyle sıcak, öyle samimi ki... Yeni evli çiftler gibi birbirimize sarılıyoruz, gülüyoruz, küçük şeylere birlikte seviniyoruz. Bu haliyle bana müthiş bir mutluluk veriyor, bunu inkâr edemem.

Ama... İşte ama'lar hiç bitmiyor. Onun dışında, sanki beni tanımak gibi bir çabası yokmuş gibi hissediyorum. Ne severim, nelerden keyif alırım, nasıl bir ruhum vardır... Bunları öğrenmek için bir adım atmıyor gibi. Hislerimde yanılmam pek; içimden bir ses, biraz mesafeli kaldığını fısıldıyor sürekli.

Ben mi çok fazlasını bekliyorum, yoksa o mu az veriyor, çözemedim. Sürekli kendi içimde sorular sorup, kendi kendime cevaplar veriyorum. Bir gün iletişimimizin zayıf olduğunu düşündüm mesela. Ve bütün bir günü kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi geçirerek yaşadım. Panik atağa benzer bir çöküntü, soluksuz bırakan bir kaygı hali... Çok yıpratıcıydı.

Korkuyorum. Acaba onu takıntı haline mi getirdim? Umarım öyle değildir... Çünkü bu, kendime yaptığım en büyük kötülük olurdu.

Ama işin güzel yanları da yok değil. Ona soru sorduğumda, eksiksiz ve dürüst cevaplar veriyor. Dört duvar arasında geçirdiğimiz zamanlar bana küçük bir cennet gibi geliyor. Bazen içimden diyorum ki: "Keşke evlensek, her akşam onunla uyansam, her sabah onunla başlasam."

Biliyorum, şu anda yaşadığım en büyük problem, benim kuruntularım. Bunları nasıl aşacağımı, kendime nasıl daha sağlam bir zemin bulacağımı bilmiyorum. Bazen düşünüyorum, belki de güvenmek, korkmadan sevmek gerekiyor. Belki de her şeyi ölçüp biçmeden, sadece akışına bırakmayı öğrenmeliyim.

Sevgi dediğimiz şey; bazen sessiz, bazen eksik, bazen de fazlasıyla ürkek olabiliyor. Belki de büyüsü de tam burada saklıdır.

Bu gece, kalbimdeki küçük fırtınaları yazıya dökerek kendime bir parça huzur bulmaya çalışıyorum. Umarım yarın, daha cesur bir kalple uyanırım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan İlişkilerinde Kategorize Etmek: Doğru mu, Yanlış mı?

Kalbini mi kırdı, Beklentilerini mi?

AŞK İKSİRİ