Kayıtlar

Umutsuzluk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

CEHENNEMDEKİ KIŞ

Resim
     Derinliklerde, cehennemin alevleriyle aydınlanmış bir dünya vardı. Her köşesinde acı ve keder hüküm sürerken, bir gün ansızın gökyüzünden bir kar tanesi düştü. Cehennemin sıcaklığına meydan okuyarak yavaş yavaş usulca beyaz örtüsünü serdi.       Bu dünya, kötülükle iliklenmiş, acı dolu anılarla dolu bir labirent gibiydi. Cehennemin kızgın ateşlerinin yalıtılmış köşelerinde gölgeler, acının çığlıklarıyla ritim tutarken, puslu bir sessizlik hüküm sürüyordu. Aniden gökyüzünden inen o narin kar tanesi, tüm bu kaosun içinde umudu, temizliği ve yeniden doğuşu temsil ediyordu. Beyaz örtüsü, karanlığa meydan okuyarak saf bir ışık kaynağı haline geldi, umudu ve güzelliği yeniden canlandırarak çevresine güven ve huzur yaydı. Bu zorlu dünyada beklenmedik bir umut ışığı gibi parladı, insanların içindeki iyilik tohumlarını canlandırarak karanlığa karşı direnişin sembolü oldu. İlk başta, cehennem halkı bu garipliği anlamadı. Kar, alevlerin arasında kıvrak bir şekilde oynaşırken, kıyamet öncesi

AKVARYUMUN İÇİNDE

Resim
 Kendimi bir akvaryumun içinde renkli taşların arasında yüzen bir balık gibi hissediyorum. Şeffaf cam duvarlar arasından yansıyan ışığın, suyun parıltısıyla beraber, benim canlı ve etkileyici renklere sahip olduğumu gören dışarıdaki gözlemciler benden övgüyle bahsediyorlar. Ancak, ben cam duvarlar arasında sıkışmış, hapsedilmiş ve özgürlüğüm elinden alınmış bir balık olarak hissediyorum. Dışarıdan nasıl göründüğüm önemli değil, asıl önemli olan benim kendimi nasıl hissettiğim. Kendimi bir köle gibi çaresiz ve mahkûm gibi hissediyorum. Bu akvaryumun içinde hayatımın sonuna kadar hapis kalmaktan bahsediyorum. Sizlere belki sadece canlı renkleri olan bir varlık olduğumu göstereceğim ve bu kısıtlamanın beni gerçekten mutlu ediyor olduğunu sanacaksınız.  Sınırlı bir alan içinde yaşamak benim gerçekliğim haline gelecek. Akvaryumun içinde yer alan çeşitli bitkiler ve oyuncaklarla yetinmek benim hayat tarzım olacak. Bu küçük dünyada var olmanın gerekliliklerini kabul etmeliyim ve her gün bu al

İntihar Mektubu | Bulduklarım vol.19

Hiç tak ettiği oldu mu canınıza birşeylerin? Kendinizi şu şehirden ya da dünyadan hatta evrenden dışarı atmak istediğiniz yapayalnız hissettiğiniz benliğinizi kimsesiz bir sokak kedisi gibi? Ya da izbe bir parkın bankında çiseleyen bir yağmurun altında geceyi geçirmek istediniz mi?Hayatı hergün değişen ve karmaşıklaşan dertler yumağı olarak gördüğünüz sabahlara kadar gözünüzü hiç kırpmadan efkarlı ve çaresiz bir vefasızı düşündüğünüz?Ahh keşke diye umutsuzca iç çektiğiniz?Sonra ağladığınız yorulana kadar bitiverir diye… Kahrolası aşk masalını bir kalemde silmek istediğiniz oldu mu? Her geçen gün biraz daha umudunuz kırıldı mı yarınları düşünürken bir başınıza? Sonra bir dost aradınız mı hep sadık güvenilir ve samimi… Uzaklara bakıp derin derin daldınız mı mutsuz ve umutsuzca? Uçan kuşlara imrendiniz mi ne kadar özgür temiz ve saflar diye… Geçmiş günler canlandığında gözünüzde neden diye sordunuz mu hiç kendinize? Şimdi için kaygılandınız mı? Ve gelecek içinse satmışım anasını