Aşk;
Birini sevmemeye çalışmaktır aşk. İlk elini tuttuğunda, heyecandan ne yapacağını bilememektir. Heyecanlanmaktır, heyecanını durduramamaktır. Gece yatakta tavana bakarak saatlerce düşünebilmektir. Öpüşmek için utanmak, bir zaman sonra ise dudaklarına alışabilmektir. Dudaklarının tadına alışabilmek. Biraz daha aşık olmak için, biraz daha müzik dinlemektir. Biraz daha öpmektir, biraz daha sarılmak, “hadi biraz daha” demektir. Onun gittiği yerlere koşa koşa giderken, bir zaman sonra gitmemektir. Ama gizliden gizliye takip etmektir; aşk. Bazı şeyleri sürekli düşünüp, kendine yedirememektir aşk. Yalan söylemektir aşk, kaybetmemek için büyük büyük yalanlar söylemektir. “Tabii ki de çoktan unuttum” cümlesinin ta kendisidir; aşk. Sırf hayatında biraz daha kalmasını istediğin için arkadaşça davranmaya çalışmaktır. Arkadaş olamamaktır, aşk. Kıskandırmaya çalışmaktır, kıskanmaya çalışmaktır, kıskanmamaya çalışmaktır. Gülerek dinlediğin şarkıların gerçek anlamlarını, yalnızken anlayabilmektir. Onunla gittiğin yerleri hatırlamaktır aşk. Hatırlamak istememektir ama hatırlamaktır. İnatla hatırlamaktır aşk. Ama şayet o hatırladığın mekanda olursan, hatırladığın şeylerin lafını bile etmemektir. Bilerek hata yapmaktır, bilerek yanlış yapmak. Konuşmamaktır aşk, susmaktır. Aşk böyle bi’ şeydir işte. Kendini kandırmaktır, kendine yalan söylemektir, yalan söylemeyi istememek ama zorunda kalmaktır. Herkesin ortasında öpüştüğün birine hissettiklerini bir zaman sonra saklamaktır. Kendinden saklanmaktır. Artık sadece kendinle konuşmaktır aşk, kendi kendine anlatmaktır. Buraya yazmaktır aşk. Etrafında az kişinin kalmasıdır. Artık üzülmemektir, ağlayamamaktır. Artık ü-zü-le-me-mek-tir, aşk. Gözlerinin dolamamasıdır. “Ağlamak isterdim ama ağlayamıyorum nedense” cümlesidir. İçinden geçen cümlelerin başka, yazmaya çalıştıklarının başka, konuştuklarının başka olmasıdır. Bunu bana yazdıran kişidir belki de aşk, belki de bunu okuduğunda aklına gelen ilk kişidir.
Yorumlar
Yorum Gönder