Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eurovision 2012 Turkey's Song - Love Me Back (Can Bonomo)

Resim
Can Bonomo  Love Me Back ( Şarkı Sözü ) Hey hey baby love me back today -Oh Hey, Hey ! Bebeğim bugün de beni sev Never ever sink my ship and sail away - Batırıp gemilerimi yelken açma uzaklara Oh oh oh baby don't shut me down - Oh oh aa ! Bebeğim beni geri çevirme Give me all the love i need and i will be gone - Sen bana bütün aşkını ver , ben giderim uzaklara I'm a lonely sailor , drinking the night away - Ben yalnız bir denizciyim. İçerek geçer gecelerim My ship is made from away -Gemim umuttandır benim She's searching for your bay -Arar durur senin denizlerini Hope on to my ship baby I'll make you fly - Hadi sen de atla gemime, ayaklarını yerden keseyim You love me and you know that baby don't you lie - Sen de beni seviyorsun bebeğim, bana yalan söyleme  Love me like I love you and say na na na na na na na na... - Sen de beni , seni sevdiğim kadar sev ve söyle Na Na Na Oh oh oh we need a bit of rock'n roll - Oh oh oh bizim bir rock

Hayat Devam Ediyor

Bu teknolojiden uzak boş odada daha fazla ne yapılabilir ki? Kitap okumak, duvarlara bakmak, temizlik yapmak vs. hariç. Nefes alıyorum aslında. Arada bir de değil üstelik. Sürekli. Her an, her saniye nefes alıyorum, nefes veriyorum. Pek şaşırtıcı bir durum değil bu sanırsam. Çünkü herkes her zaman yapıyor bunu. Saçma bir olgudan oluşumdan bahseder oldum, biliyorum. Yalnızlık işte bu. İnsana ne zaman, nerede, nasıl saçmalayacağını söylemiyor. Bir anda vuruyor darbeyi, gittikçe ağırlaşıyor sonra. Belki bir balyozun ağır çekim inişi izler gibi değiyor bedenime. Sonra hiç bir şey olmamış gibi geri çekiliyor. Üzerime bıraktığı yaralar ile beni baş başa bırakıyor. Ve sonra zil çalıyor. Yaşasın! Sonunda yalnızlığımın tepe noktasına ulaşmıştım! Bir aşkın olmasına gerek yoktu kollarımda. Alıştım artık yalnızlığa. Yalnızlığımlayım derken sanki biriyleymişim gibi bir hisse kapıldım.Var mıydı öyle bir şey gerçekten? Eğer ben tek isem burada öylece bir başıma burada duruyorken, yalnızlık dediği

Eski Dostuma Son Mektup

Yürüyordum her zaman ki gibi aynı sokaklarda aynı caddelerde. Soğuktu dışarısı ama tıklım tıklım kalabalıktı caddeler. Adım atacak yer yoktu. Arabaya doğru ilerliyordum. Aklımda o yoktu. Onu görmeyi uzun zamandır düşünmemiştim. Artık görmekte istemiyordum aslında. Alıp başını gitmişti. Eski sevgilimden falan bahsetmiyorum, eski bir dosttan bahsediyorum. Fetiye'ye doğru inecekken yanlışlıkla kafamı yukarı kaldırmam ile başladı. Nedense bir şey kafamı kaldırıp oraya bakmamı, tam onun göz bebeklerinin içine bakmamı istemişti. O, o esnada sevgilisine hummalı bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Sevgilisi beni sevmezdi zaten. Nedense saçma bir şekilde beni kıskanırdı. Onu gördüğüm anda şapşal bir gülümseme belirdi suratımda. Gerçekten saçmaydı. Onu çıkarmıştım hayatımdan ve yıllar sonra onu ilk defa görmüştüm. Hiç değişmemişti. Yavaşça elimi kaldırdım ve istekli bir biçimde selam verdim. Sevgilisini tanıyor olsaydım ona da selam verirdim. Ama beni tanımayı o reddetmişti. Zaten gerekte

14 Subat

Resim
14 Şubat yaklaştı. Topu topu şurada 2 güncük kaldı. Şimdi sevgilisi olanları bir dert bir telaş kapladı. "onu mu alsam?" "bunu mu alsam?" "acaba beğenir mi?". Aslında verilebilicek en güzel hediye yanınızdaki insanın varlığıdır.Siz küçük hediyelerle fazla meşgul olmayın. Aldığı hediye ne olursa olsun, sizi düşünmüş. Gitmiş hediyesini almış. Bence bunu düşünmek bile güzel. Sevgilinle olduğun her gün, aslında bir sevgililer günü. Değerini bilmek lazım, sadece bir güne bel bağlamamak lazım. Bir de bu günü, yani sevgililer gününü yalnız geçirenler var. Onlarda fazla takmasınlar kafalarına. Eski sevgililerine mesaj atmasınlar. Kendilerini küçük düşürür bu durum. Ben geçtiğimiz sene eski sevgilimden "sevgililer günün kutlu olsun" tarzında bir mesaj almıştım. Bu duruma çok gülmüştüm. Tamam benim mutluluğumu düşünmüş mesaj atmış ama hoş bir görüntü değil. Boş bir insan bunu yapar. "Sevgilim yok, keşke sen olsaydın yanımda" demek gibi bir

Karışıklık - 1

Resim
Bu aralar pek fazla yazamıyorum. İlham gelmiyor belki ondandır. Zaten gezip tozmaktan, dostlarımla vakit geçirmekten bilgisayar başına oturmaya vaktim kalmıyor. Bu aslında iyi bir şey çünkü, Bartın'da olduğum zaman zaten bilgisayar bağımlısı gibiyim. Bu bilgisayar denen laneti anca burada koynumdan çıkartıp masanın üzerine koyabiliyorum. Yoksa benim kucağımdan hiç inmez bilgisayarım. Hani bazı insanlar sosyalleşmek için giriyor bu internet denilen şeye. Ama çok saçma evden çıkmadan bir insan sosyalleşemez. İçi sıkılır be adamın sürekli dört duvar arasında olmaktan. Kimine göre bu internet dünyası daha geniş, daha büyük. Tamam doğru, haklı olabilir. Aradığın herşey burada mevcut. Fakat çıkıp yaşaman gereken bir hayat var dışarda. Ondan mahrum kalmamalısın. Biraz dışarı çıkıp cafelere gidip çay kahve içmelisin. Ne biliyim bidip bi mağazaya alışveriş yapmalısın. Bir yararın dokunmalı yani canım :) yoksa sürekli bilgisayar başında otura otura asosyal bir tip olur çıkarsın karşımıza.

Güzel Bir Günden

Resim
Güzel bir günden kalma en sevimli kare. Sizleri seviyorum canlarım.

Merhaba İzmit

Resim
Sonunda Bartın'dan kurtuldum. İzmit sınırları içerisindeyim. İstediğim yer burası. Burada daha mutluyum.