Kayıtlar

Hayat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BU HANGİ ŞARKI? B1 | ZAMAN MAKİNESİNE İKİ BİLETİM VAR

Resim
          Bir zamanlar, şirin küçük bir kasabada, Hayat ve Ömür adında bir çift yaşıyordu. Aşkları peri masallarının bir parçasıydı. Derin, tutkulu ve sonsuza dek vaatlerle dolu. Bununla birlikte, inatçı kişilikleri sık sık çatıştı ve ilişkilerinde aşılmaz engeller yarattı. Birbirlerine olan sevgilerine rağmen, en iyisi için olduğuna inanarak yollarını ayırmaya karar verdiler. Ama kaderin onlar için başka planları vardı. Olayların beklenmedik bir dönüşünde, Hayat, insan zihninin hayal bile edemeyeceği bir sır tutuyormuş gibi görünen bir çift bilete rastladı.       Bu biletler sıradan biletler değildi; Bir zaman makinesinden gelen biletlerdi, onları aşk hikayelerinin başladığı tarihe geri götürebiliyorlardı. Yüreğinde bir umut ışığıyla Hayat, Ömür’e bu akıl almaz teklifle yaklaştı. Ömür, anlaşılır bir şekilde, durumu tamamen çılgınca buldu. Zamanda yolculuk yapma, her şeye yeniden başlama ve Hayat ile yeni bir sayfa yaratma fikrini kavrayamadı. Şüpheler zihnini doldurdu, şüpheciliğin to

AKVARYUMUN İÇİNDE

Resim
 Kendimi bir akvaryumun içinde renkli taşların arasında yüzen bir balık gibi hissediyorum. Şeffaf cam duvarlar arasından yansıyan ışığın, suyun parıltısıyla beraber, benim canlı ve etkileyici renklere sahip olduğumu gören dışarıdaki gözlemciler benden övgüyle bahsediyorlar. Ancak, ben cam duvarlar arasında sıkışmış, hapsedilmiş ve özgürlüğüm elinden alınmış bir balık olarak hissediyorum. Dışarıdan nasıl göründüğüm önemli değil, asıl önemli olan benim kendimi nasıl hissettiğim. Kendimi bir köle gibi çaresiz ve mahkûm gibi hissediyorum. Bu akvaryumun içinde hayatımın sonuna kadar hapis kalmaktan bahsediyorum. Sizlere belki sadece canlı renkleri olan bir varlık olduğumu göstereceğim ve bu kısıtlamanın beni gerçekten mutlu ediyor olduğunu sanacaksınız.  Sınırlı bir alan içinde yaşamak benim gerçekliğim haline gelecek. Akvaryumun içinde yer alan çeşitli bitkiler ve oyuncaklarla yetinmek benim hayat tarzım olacak. Bu küçük dünyada var olmanın gerekliliklerini kabul etmeliyim ve her gün bu al

SANA HOŞÇAKAL

Resim
    Uyandığım an, hızla serbest kalan benliğim, gözlerimi yavaşça açtığımda tümden aydınlandı. İçime düşen bir his, sanki o an sımsıkı bir şekilde ruhumu sararak beni derinden etkiledi. Hissettiklerimin gerçek olduğunu düşündüm. Gözlerime ışığın şiddeti çarptığında, anladım ki sadece bir anlığına senin yanımda olduğunu hissetmişim. İçten içe hissettiğim bu anlık yanılsama beni biraz sarsa da seni özlemediğimi fark ettim. Uzun bir süredir aklıma bile gelmiyorsun ancak bilinç altımda hala izlerin var. Bu düşünceleri ardımda bırakıp günlük hayatıma devam etmeliyim. Sabah uyanıp gözlerimi açarken yaşadığım bu deli saçması hisleri unutmalıyım, gereğinden fazla kafama takmamalıyım. Benim için seninle olan ilişkimiz ve sen, artık geçmişte kalmış şeyler. Seni sevmiyorum, fakat anılarını tamamen silmem mümkün değil. Ancak yeni anılar edinerek bu eski hatıraları zamanla geride bırakabilirim. Kendime yeni hayaller, yeni hedefler ve yeni anılar yaratma şansı veriyorum. Önümde, hayatımda harika bir

ERKEN ANDROPOZ

Resim
     Aslında henüz 30 yaşındayım ama hayat beni çok yordu. Hayatın getirdiği zorluklar, yaşadığım ilişkiler ve hayatın değişik alanlarında yaşadığım deneyimler beni oldukça yıprattı. Bu yüzden şu anda gerçekten yorgunum ve bitkin hissediyorum. Ne yapacağımı bilemez haldeyim ve artık hiçbir şeye mecalim kalmamış gibi hissediyorum. İçinde bulunduğum durum beni adeta yaşlandırdı. 30 yaşında olmama rağmen, bedensel ve zihinsel olarak çok daha büyük bir yaşta hissediyorum. Emeklilik yaşına gelmiş gibi hissetmek gerçekten beni üzüyor. Ancak bu duruma bir son vermenin vakti geldi de geçiyor bile. Kendi yaşadığım hayatın küllerinden yeniden doğmak istiyorum. Tıpkı Anka kuşu gibi, kendimi dönüştürmek ve tekrar eğlenmek, hayattan zevk almak istiyorum. Bu sürecin nasıl olacağını bilmiyorum, ancak yeniden başlamak için cesaret toplamalıyım. Öncelikle, yaşadığım ilişkilerde ve işlerde nelere dikkat etmem gerektiğini değerlendirmem gerekiyor. Yanlış ilişkiler ve olumsuz çalışma ortamları beni yıprat

MEKTUP "Ne İçin Yaşıyoruz?"

Resim
    Birkaç gündür aşırı sıcak ve nefes bile aldırmayan hava bugün yerini bir anda yağmura bıraktı. Bugünde fazlasıyla nemli ve bunaltıcıydı aslında. Hiç hafiflemedi havanın buhranlığı. Birkaç zamandır aklıma bir soru gelip gidiyordu. Aslında uzun zamandır aklımda olan bir soru ama o soruyu düşünmemek için başka şeyler ile ilgileniyordum, başka şeylere konsantrasyon oluyordum. Başarıyordum da aslında. Ta ki bugüne kadar…      Sabah çok güzel bir enerjiyle uyandım, alarm çaldığı gibi gözümdeki uyku kaçtı ve hemen ayaklandım. İçimde çalan şarkılara dur diyemiyorum. Demekte istemiyordum. Çünkü ben hangi ruh halinde olursam olayım enerjisi yüksek şarkılar dinlemeyi seviyorum. Ruhumu toparladığını düşünüyorum. Şarkılar söyleye söyleye dans ede ede duşumu aldım. İçimdeki bu yüksek enerjinin nereden geldiğini de asla sorgulamadım çünkü ara ara bana böyle şeyler olur. Duştan çıktım, üstümü başlımı giyindim. Çıktım evden, bindim otobüse. Ne olduysa zaten otobüse binince oldu. Instagramda bir ree

Entrikadan Tükendim

Bıktım gerçekten bıktım. O kadar çok entrika var ki hayatımda, hepsinin canı cehenneme! İnsanların arkadan konuşmalarını, olmamış şeyleri olmuş gibi göstermeleri, konuşulmuş cümleleri yanlış aksettirmeleri... Çok yoruldum artık.  O onu yapmış, bu bunu yapmış, o öyle demiş bunun hakkında, şu şöyle demiş, bense "hani bana, hani bana" dedim. Artık bunları duymak istemiyorum gerçekten. Ne olup bitiyorsa umrumda değil. Nasıl oluyorsa olsun, nasıl bitiyorsa bitsin, ne konuşuyorlarsa konuşsunlar. Artık ben kimseyle ilgilenmiyorum. Seni arıyorsam seninle konuşurum, senden-benden bahsederim. Başkasının muhabbetini yapmaya gerek yok bundan sonra. Bazen bir takım konulara açıklık kavuştursun diye zorunluluktan konuşuluyor. Ama yetti ! Bu kadarı geçekten bana fazlasıyla yetti. Artık dayanamıyorum, bu o kadar hızlı ilerleyen bir konu ki; yetişemiyorum. Yetişmek istemiyorum. Beni es geçin. Ben kendi halime geri dönüyorum. Bu kadar kalabalık bana pek yaramadı. Arkadaşımsınız hepinizi

Yalnız Değilsın !

Bizler aslında hiç bir zaman yalnız değiliz. Ne kadar yalnız olduğumuzu düşünsek de, başımızı omzuna koyup ağlabileceğimiz biri yada bir şey vardır. Kimisi ağladığı duyulmasın diye başını yastığına gömer. Kimisi ise kendi içinde ki kendisinin omzuna koyar. Ne kadar yalnız olduğunu düşünürsen, içindeki kalabalıkta o kadar artar! Yalnız değilim. Bir çok arkadaşım, dostum, yastığım ve yorganım var. İçimde ise benden bir ordu var. Bir "ben" gider, başka bir "ben" gelir. Hangi "ben" yenilirse yenilsin yenisi doğar içimde. O yüzden ne olursa olsun yenilmezlerdenim. Sen ne kadar yendiğini düşünsen de, aslında yenilecek olan sensin. Ben yeniden doğarım, enerjimi yeniden toplarım. Sense enerjinin bitip yenileceğinin farkında bile olmazsın. Sen anlık galibiyetin tadını çıkar sadece. Son gülen iyi güler. Kazanan her zaman ben olurum. Yalnız değilim. Ben yalnız olamam ki. Yalnızlık bir başına kalmak mi? Ben hiç bir zaman bir başıma değilim. Bütün sevdiklerim bi

Bundan Sonra Böyle, Yersen!

Resim
Aslında hiç kimseyi umursamıyorum. Hayatım boyunca yanımda olacak olan kişiler zaten belli. Çünkü oturmuş o kadar güzel dostluklarım var ki... Hepsini de çok seviyorum. Ailem gibi hepsi. Birbirimizi arayıp sormasak bile bağlarımız sayesinde hiç bir sorun yaşamıyoruz. Hayatımın bazı dönemlerinde bazı arkadaşlarım hayatımdan çıkarlar. Çıkmak isterler. Nedenini onlara sormak lazım. Benden mi artık sıkılıyorlar tam bilmiyorum. Ama bir yerden sonra tekrar hayatıma girmek istiyorlar ve bende buna izin veriyorum. Hayatımda olmadıkları zaman dilimindeki kaybettikleri şeyleri kazanmak için mi geri dönüyorlar bilmiyorum. Bilmiyorum dedim ya bilmiyorum. Böyle bi hayat yaşıyorum işte gidenlerin arkasından ağlamamayı öğrendim. Çünkü geri dönüyorlar bi zaman sonra. Bu yüzden de geri döneceklerini bildiğim için ağlamanın anlamı yok. Her gittiklerinde ağlarsam oohhhoooo!!! Geri dönmelerini de beklemiyorum ben onların. Ama izin veriyorum tekrar geri dönmelerine. Büyüklük bende kalsın diyorum ve

Hayatım Şelale Gibi

Resim
Hayatı akışına bırak gitsin. Su akar yolunu bulur... Gibisinden bir sürü cümle... Bu cümleler herkes için doğru cümleler. Herkesin hayatı bir akarsu gibi, ilerliyoruz sürekli. Deniz ve ya okyanusa ulaşmaya çalışıyoruz, yahut bir göle. Son zamanlarda benim hayat akışım da uçurumun içine doğru. Görkemli bir şelale aslında. Işıl ışıl parlıyor. Bi yerden gökkuşağı çıkıyor falan. Tam bir görsel şölen anlayacağın. Gören insanlar tekrar tekrar bakıyorlar, büyüleniyorlar. Ne kadar güzelmiş diye imreniyorlar belkide. Belkide yanlış bir seçimle başkasının akması gereken yere yöneldim. Belkide başkasının hayatıdır yaşadığım. Halbuki ben o tepeden aşağı düşerken kayaların nasıl canımı acıttığını görmüyorlar, hissetmiyorlar. Yere çarpışımın sesini duyuyorlar ama ne denli ağrılar yarattığının farkında değiller. Az da olsa buharlaşıp yok olduğumu da görmüyorlar. Onlar sadece bakıyorlar ama görmüyorlar. Çünkü ben o şelaleyim. Görkemli, gösterişli ve ihtişamlıyım. Ama içimdeki fırtınalardan k

Daha çok ondan - Daha az bundan

Tarih içinde zamanımızın paradoksunu şöyle sıralayabiliriz: Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız Daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var. Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz Daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz. Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var. Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz Daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var. çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz,  çok savurganca para harcıyoruz,  çok az gülüyoruz,  çok hızlı araba kullanıyor,  çok çabuk kızıyoruz,  çok geç saatlere kadar oturuyor,  çok yorgun kalkıyoruz,  çok az okuyor, çok fazla tv izliyoruz  ve  çok ender şükrediyoruz. Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz. Geçimimiz

Kelimeler Şahane

İnsanların kullandığı kelimeler aslında daha çok şey anlatır. Kendinize yakın hissettiğiniz kişilerin cümlelerinde ki alt yazıları bile okursunuz. Bu olay işte cümlelerin duygularını yansıtır. Eğer az ve öz konuşarak alt yazıları okuyabiliyorsanız, ne mutlu size! "Trip atma" olayını saçma bulurum ve hayatımda kolay kolay trip atmam. Hatta hiç atmam. Ama işte bu olaya benzetebiliriz biraz. Size birinin trip attığını düşünün; sizden yapmanızı istediği şey "alt yazıları okumanızdır". Başka bir şey değil. İşte bu yüzden alt yazıları okumak biraz zordur. Eğer bu okuma olayını herkese uygulayabiliyorsan, senden iyisi yok. Ama herkese uygulamanızı tavsiye etmiyorum bunu. Neden mi? Çünkü; herkesi çok daha iyi tanımaya başlıyorsun. İlk tanıştığın birinin ne mal olduğunu anlayabiliyorsun. O yüzden bazen her şeyi akışına bırakmak lazım. Alt yazıları boşverip hayatın akışına bırakmalı insan kendini. Tat almaya bakmalı. Bazense tadı damağında kalmalı. Kelimeler şahane K

Sadece İlk Kararı Vermekte Özgürsün | Bulduklarım vol.18

Adamın biri bilge bir kral olmakla ün salmış kralın yanına gider. Krala şunu sorar "Efendim söyleyin bana hayatta özgürlük var mıdır?" Kral "Elbette" der "Kaç bacağın var senin?" Adam soruya şaşırarak "İki efendim" der. Kral "Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin?" "Elbette" diye cevap verir adam. Kral "O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver". Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir. "Tamam" der kral "Şimdi de öteki bacağını kaldır." Adam şaşırır "Bu imkansız kralım" der. "Gördün mü?" der kral " Özgürlük budur. Sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil." Tiziano Terzani'nin Atlıkarıncada Bir Tur Daha adlı kitabında okuduğum bu küçük öykü yıllardır tartışılan özgürlük kavramı üzerinde bir kez daha düşünmeme yol açtı. Hayat gerçekten böyleydi. İlk kararı alıyordun ve gerisi o ilk karara bağlı olarak gerçekl

Hayatla Oynama Çocuğum | Bulduklarım vol.17

Hayatla oynama çocuğum; düşün öldürmeden, öldürmeye karar vermeden önce: İstediğin zaman katil olabilirsin ama istediğinde masum olamazsın. Bir canlıyı öldürebilirsin ama bir ölüye can veremezsin. Canın çektiği zaman hapse girebilirsin ama canın çekti diye dışarı çıkamazsın. İstersen kirlenirsin ama her lekeyi temizleyemezsin. Hayatla oynama çocuğum; hayatı bugünden ibaret sanma. Hayat dediğin değişir. Dikkatli bakarsan görürsün nasıl değiştiğini. Hiçbir şeyi görmüyorsan kendine bak. Daha dün, “off, bir an önce sakalım çıksa da hava atsam” diye geçiriyordun aklından, bak bugün ne kadar da hızla uzuyor yüzündeki o kıllar. Bu defa da kesmekle başedemiyorsun. İnaçların değişir. Bugün doğru bildiğin şeyin yarın o kadar da doğru olmadığını anlarsın. "O zaman ne kadar da cahilmişim!" diye gülersin kendine. Ama bunları düşünüp gülebilmen için yaşaman ve geri dönmenin mümkün olduğu bir yerde bulunman gerekir. Unutma, ölümün çaresi yoktur sadece. Dostların değişir; tabii düşmanlar

Kendine İyi Bak Sevgili! | Bulduklarım vol.14

Yarım kalan bir hikayeyiz artık seninle Ayrı yollara yürüyoruz Hayat bu... Serseri bir rüzgar gibi estin sen şimdi uzaklara Ben göğsümde solgun bir gülle yaşarım yıllarca Yaşamaksa bu! Ayrı akşamlara yatıp Ayrı sabahlara uyanırız bundan sonra Hataları aşk sanıp Başka tenlerde avunuruz boşuna Ve gizli gizli yaralanırız Şunu bil ki daima Ben, en güzel yeri hatırana saklarım Talan olmuş gönül bahçemde Saçlarımda tel tel hüzünlerle Gözlerimde azalan güneşlerle Ben hep seni beklerim bu şehirde Bir gün dönersin diye Kendine iyi bak ey sevgili!

Öz Eleştiri vol2

Belkide ilk defa aynaya bu denli içten baktım. Gördüğüm şeyse gerçekten hiç hoşuma gitmemişti. Neden mi? Koskoca bir boşluk gördüm. Çevresinde ki herkese yalan söyleyen, beleşten yaşayan bir adam... Hani derler ya "Elindekinin değerini kaybettiğin zaman anlarsın!" diye. Neden kaybetmeyi bekliyoruz ki biz? Yada ben? Elimde harika fırsatlar var. Çevremdeki herkes bunu biliyor zaten. Yeterli fiziksel ve ruhi donanıma sahibim bence. Daha neyi bekliyorum. Hiç bir şey çabalamadan, bir parmak şıklatmakla her şeyin ayağıma geleceğini mi sanıyorum acaba? Gelecekteki beni gördüm bugün aynada. Aynı bu durumda devam eden Egemen'in sonunu gördüm sanırım. Ve çok korktum. Yalana boğulmaya devam eden bir hayat. Çevresindeki arkadaşları halbuki onu ne kadar mutlu bir insan olarak bilirdi. Kim bilir beni nasıl tanımlardınız? Hayatımda yalan söylemediğim hiç kimse yok. Herkese rengi ne olursa olsun bir yalan söylemişimdir. Söyledim. Ama kime nasıl yalanlar söylediğimi artık ben bile h

Maskeli Hayat

Kaçak yaşamaya mecburuz bu hayatta. Kapalı kapılar ardında her şey gayet güzel ilerlerken, kapılar açıldığı zaman toparlanmak için bir sürü çaba sarf ediyoruz. İnsanlardan gerçekleri saklamak mı hoşumuza gidiyor yoksa olmadığımız biri gibi gözükmek mi? Bunun cevabını kim verebilir ki? Kaç kişi olduğu gibi yaşıyor hayatını? Bu kadar yürekli olanlar vardır tabi ki de bu hayatta. Ama kaybedecek bir şeyleri olmayan insanlar bence bu kişiler. Herkesin kendisine ait sırları vardır. Yalnız başımıza kaldığımız zaman vurur bütün sırlar yüzümüze. Belki biraz tokatlar bizleri. Yüzümüz kızarır, utanırız. Sonra odadan çıkıp, insan içine gireceğimiz vakit bir maske geçiririz suratlarımıza. Utandığımız belli olmasın diye. Kaçak yaşamaya mecburuz bu hayatta. Çünkü herkes mükemmel bir yaşantısı olduğunu göstermeye çalışır insanlara. Aldıklarıyla zengin olduğunu göstermeye çalışır. Gittiği yerlerle gösteriş yaptığını zanneder. Halbuki evlerine döndüklerinde maskelerini çıkardıkları zaman fark ede

Mümkünse İstiyorum

Yepyeni bir hayata başlamak istiyorum. Kimseni beni tanımadığı bir yerde. Cebimde yeteri kadar nakit olmalı bir süreliğine. Yeniden başlamalıyım hayata. Yeni bir dil öğrenmeliyim. Başka bir ülkenin pek bilinmeyen bir kentine taşınmalıyım. Yeni insanlarla arkadaşlık kurmalıyım. yepyeni olsun herşey... Yepyeni bir iş istiyorum. Mümkünse kendi işim olsun... Yepyeni bir ev istiyorum. Mümkünse gökdelen dairesi olsun... Yepyeni arkadaşlıklar istiyorum. Mümkünse sadece arkadaş olarak kalsınlar... Yepyeni bir ilişki istiyorum. Mümkünse hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayalım... Yepyeni bir beden istiyorum. Mümkünse başka bir dil konuşsun... Yepyeni bir ben istiyorum. Mümkünse aynı hataları yapmamış olsun... İkinci bir şans daha istiyorum Dünya'ya gelmek için  Mümkünse...

Get Out Of My Life!

Ben onlara ne yaptım da hayatlarından beni çıkarma kararı aldılar? Bunu bilmek en doğal hakkım diye düşünüyorum. Ne yaptığımı bilmeden böyle bir anda atılmak pek hoşuma gitmedi açıkçası, zaten kimsenin hoşuna gitmez böyle bir şey. Bazı insanlarla kavga ettik, tartıştık ve karşılıklı olarak birbirimizi birbirimizin hayatlarından çıkardık. Bu olması gereken zaten. Benim için sorun teşkil eden şey ise; tek taraflı hayattan çıkarma! Bana sebeplerini söyledikten sonra istediğin uzaklıkta durabilirsin bana karşı. Neyin tribindesiniz siz bazı insanlar? Bu kadar korkak ve zayıf olmayın lütfen. Bir gün gelecek ve herkes birbirinin hayatlarından çıkmış olacak. Sende de kimse kalmayacak, sen de kimseye kalmayacaksın...

Başlıksız

sade kahve  gece  ışıkları  sokak hayvanları  çikolatalarım kaldırım üstü kafeler şehirler arası otobüs yolculukları deniz kıyısı fahişeler arabam bol mayonez ve ketçaplı makarnalar canını acıttıklarım canımı acıtanlar yanlış anlaşılmalar kitaplarımdaki  dükkanlar çantam üstü kapalı sohbetler zoraki gülümsemeler peşimdekiler yetişmeye çalıştıklarım geç kaldıklarım her sabah uyanmak zorunda olmak kırmızı ışıkta bekleyen dilenciler gökdelenler parfüm kokuları kuşlar hafta sonu tatilleri yarım kalan hikayelerim balıkçı ahmet amca tuzlu fıstık ve bira trafikte dur kalk yapmaktan ağrıyan bacaklarım arkadaşlarımın üzerimde bıraktığı fondoten ve ruj izleri sessiz kalmayı beceremeyen telefonum aradığım huzur "farkında olmak" her şeyin ve empati yaparken içini okuduğumda insanların gözlerine baktığımda gördüğümde bütün yaşadıklarını ve hayat hayat hayat kendimi hep kaçarken buluyorum...

Hayat Kısa

Resim