Kayıtlar

İnsan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Daha Doğurma Beni

Hayat pamuk şekeri değilmiş anne Çok zor meslekmiş insan olmak. Yaşayabilmek boynuna geçirilen binlerce halatın düğümleri çözülür umuduyla, Tabureye nekadar sıkı basarsam, okadar korkmalıymışım meğer tekme atılmasından.. Büyüdükçe küçülüyormuş etrafındakiler.. Büyüdükçe çirkinleşiyormuş, yalanlar yorgan oluyormuş ihanetlere. Zedeleniyormuş güven dedikleri kan damlamadığından farketmiyormuşsun olanları.. Sadece derin bir sızı hissettiriyormuş, senelerce neden aratan bir ağrı. Ve küçükken senden uzaklaşma hissim, Büyüdükçe daha çok bağlıyormuş beni sana. Tek gerçeğim olduğunu kanıtlıyormuş, öğrendiğim yalanlar.. Hayat gazoz kapağından bozma kesici oyuncaklardan korkmak değilmiş anne.. Dönen atlı karıncalardan daha miğde bulandırıcı bir Dünya varmış dönüp duran. Ve kırmızıklı başlıklı kız, kurtulamazmış hiçbir kurdun elinden.. Hayat masal değilmiş anne.. ``Mutlu son`` dedikleri sevişme seanslarının salon ağzı gerçekte. Adalet ``Çıplak Krala`` benziyor anne. Soytarıl

Özür Dilerim, AFFETMEYECEĞİM !

Özür dilerim Buluşacağımız günü sabırsızlıkla beklediğim için. Özür dilerim Buluştuğumuz da gözlerinin içine bakarken heyecandan saçmaladığım için. Özür dilerim Elini tutmaya çalışırken 2 kere düşündüğüm için, incinirsin diye. Özür dilerim Seni öpmeye kıyamadığım için. Özür dilerim Diğerleri gibi gece başımı yastığa koyduğumda senle yatma hayalleri kurmadığım için. Özür dilerim Sana sarıldığımda gözlerimi kapatıp hiç ayrılmamanın hayallerini kurduğum için. Özür dilerim Seni yanımdayken dahi özlediğim için Özür dilerim işte ADAM GİBİ SEVDİĞİM İÇİN Ama duuuur! Affetme. Şimdi sen özür dile; Başka bedenlere anlık zevk olduğun için Şimdi sen özür dile; Gözlerime bakıp 'yalandan da olsa' seni seviyorum dediğin için Şimdi sen özür dile; Tutamadığım o el ile başka tenlere dokunduğun için Şimdi sen özür dile; Yanımdayken bile başkalarını düşündüğün için Şimdi sen özür dile; Başkasıyla yatma hayalleri kurmayı bırak, başkalarına ait olduğ

Yaşadığın Kadarım

Kelimeler her şeyi anlatır Ama her şeyi yaşatmaz Bazen ben bile yabancı olurken Kendime sana nasıl anlatırım ki beni Neşeliyim diyeceğim Belki suratsızlığıma denk geleceksin Espiriliyim diyeceğim Belki ağlamalarıma denk düşeceksin. Özgürüm diyeceğim, Belki tutsaklıklarımda Korkularımda Boşluklarımda yakalayacaksın beni Kendimi anlatıp Bir kalıba sığdırmak istemem Düşüncelerimdeki beni. Hani yaşamadan bilemeyeceğin şeyler vardır ya Onlardan biriyim belki Bazıları için herhangi biri Bazılar için vazgeçilmez biri Düşlediğim kadar insanım İnsan olduğum kadar hatalı Hatalı olduğum kadar insanım Ben insanım! Ne anlatırsam anlatayım Anladığın kadar Yaşadığın kadarım

Yalanların Ağırlığı

Yalanlarla dolu bir dünya üzerinde aylar aylar önce tanışmışlar. Yalanlarla beslemişler arkadaşlıklarını. Yalanlar büyütmüşler birlikte mutlu olduklarını zannedercesine. Bu yalanlar yavaş yavaş yerini doğrulara bırakmaya başlamış. Doğrular girmeye başlamış hayatlarına. Korkar olmuşlar bir yerden sonra. Doğrular ağır gelmeye başlamış bunların omuzlarına. En sonunda bana geldiler. Yalanlarla dolu olan dünyada doğruları söyleyen bir insana ihtiyaçları olmuş. Anlayacağınız onlara ağır gelen yükü başkasıyla paylaşmak istemişler. Ama bende paylaştım onlarla "doğru" yüklerimi. Onlara bu "doğru yük" daha ağır gelmeye başladı. Daha çok korkar oldular "doğru" olanlardan. Saklanmaya çalıştılar bir süre karanlık odalarına. Olmadı. Doğrular onları çıkarmak zorunda kaldı sokağa. Omuzlarındaki yükle kambur bir şekilde yürür oldular sokaklarda. Utandılar çoğu zaman. Kuytu köşelerdeki cafelere oturdular ilk önce. Ama bu yeterli olmadı. Taşıdıkları doğrular onları gitgide

..... bir insanım

Aynı şarkıyı 100 kere dinleme manyaklığı olan,sabah suyu yüzüne çarparken suyun bileklerden dirseklerine akmasına uyuz olan, buzdolabını açıp boş boş baktıktan sonra kapayan, kulağında mp3 ile gezerken klip tadında yürüyen,elleri...ni bir türlü ısıtamayan, çift bölmeli çakmakta her iki tarafta gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan, girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan, masaya oturduğu zaman ilk olarak ayaklarını koyacak yer arayan, küçükken radyodan kaset dolduran iki eli birden doluyken elektrik düğmesini burnuyla açıp kapayan, kedinin miyavlamasını bakışlarıyla susturmaya çalışan, otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan, çorap giymeyip biraz hava alsın diyen,hiçbir bebeğin ağlamasına tahammül edemeyen, hayatında hiç lost izlememenin eksikliğini hissetmeyen, arabayı müzik olmadan hareket ettiremeyen, limonun tekbir damlasına bile uyuz olan, eşek kadar kızların 3 yaşındaki kızlar gibi konuşmalarına sinir olan, yolda giderken kaldırımd