Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ne Zaman Bu Kadar Büyüdük?

Resim
Bugün gelip bu kadar büyümek mi deselerdi çocukluğumda kalmayı tercih ederdim. Çünkü o zamanlar daha mutluyduk. Düşündüğümüz tek şey oyun oynayıp eğlenmekti. En büyük acımız yere düştüğümüz zaman ellerimizdeki çizikler ve kanayan dizlerimizdi. Sen benim çocukluğumun baş yapıtısın. Çarşaflarla kurduğumuz çadırlarda Düşe kalka bindiğimiz bisikletlerde Paket paket yediğimiz çubuk krakerlerde Ana sınıfında paylaştığımız çikolatalı ekmekte  Kısacası çocukluğumun her döneminde sen vardın. Beş yaşından beri ilk komşumsun. O kadar gülerek geçirmişiz ki yılları nasıl bu kadar büyüdük anlamadım. Topla yıktığımız mermer taşları toplarken şimdi kendi hayat dağınıklığımızı toplayamaz olduk. İstop oynarken aradığımız renkler gibi yaşıyoruz çevremizde olmayan renkleri söylüyor bulmaya çalışıyoruz topla birini vurana kadar. Ne zaman bu kadar çok büyüdük? Hayat sana kolaylıklar getirsin rengin hep en parlağından en canlısından olsun hayatını öyle güzelleştir ki kurduğumuz çadırla

Prensesin Sesi

Resim
Bir kardeş istemişsin ve ben gelmişim dünyaya. Aklında benim gibi bir kardeşin olacağı yoktu. Belki de ilk kucağına aldığında belki beni istemedin beklide prensesim dedin. Gerçekten ilk ne tepki verdin?  Aramızda beş yaş olmasına rağmen benimle çocuk oldun, yeri geldi benimle evcilik oynadın, saklambaç oynadın, evin içinde çadır kurduk oynadık, yuvarlandık, top bile oynamışızdır herhalde ama hepsini ben istediğim için yaptın. O değil de bana paten kaymayı öğrettiğin günü hatırlıyorum da çok fazla düşmüştüm tutuyordun beni ama bir taraftan da gülüyordun tabi :D  İtiraf edeyim hep seni kıskandım senin ayrı olduğunu düşündüm, annemin seni daha çok sevdiğini düşündüm küçükken bu yüzden bazen senden nefret ederdim ama hani bu çok kısa oluyordu. Sonuçta abimsin ve anneler çocuklarını eşit severler ayrım yapmazlar. O zamanlar küçüktüm ondandı yani bu. İlkokula giderken beraber giderdik sonra sen kaçtın gittin okuldan liseye ilk defa kendimi yalnız hissetmiştim. Okulda başım sıkıştığ

"O" = Egemengin

Resim
O sabahtan akşama dek dinleyebilir sizi, Gözyaşınızı silebilir, Sır saklayabilir, Derdinizi paylaşabilir. Her daim de iyi fikirler verir ve yönlendirir doğru olanı yapmanız için. O gününüze enerji ve neşe katar günaydın mesajlarıyla, Her daim bir telefon kadar yakındır, Bir de fal bakar ki sormayın :) Değirmendere sahilleri onunla keyiflidir,  Olmazsa eksikliği derinden hissedilir, Zordur onu mutsuz görmek,  Mutsuzsa bile gömer içine derdini gülümsemeye ve ışık saçmaya devam eder etrafa... Çok başkadır o, sigarayı tutuşundan başlayın, yürüyüşüne kadar bambaşkadır onun pırıltısı. Bir başkadır onunla küçük iskelede ayaklarını serin sularda serinletirken, sigaranı tüttürmek. Omuzunda ağlamak, anlatmak farklıdır. Çünkü sımsıcak yüreğiyle ısıtır sizi umudunuz olur. Özel günlerde ilk akla gelen isimdir o,  Her zaman yanında bulunmalı düğünde bayramda da ışığını saçmaya devam etmelidir. Aynı yolda yürümek bile ayrı

İlk Göz Ağrım

Resim
Mükemmel bir anne olmayı çabalamanın ne kadar boş bir balon olduğunu,şu an gurur duyduğum yetişkin bir delikanlı annesi olarak anlıyorum. Her mükemmel anlayışıma doğru adım attığımda sevgiyle koruyorum, kolluyorum zannederken bir gün tek başına kalıp bizden uzakta yalnız yaşaman gerektiği o yıllar geldiğinde; aslında hayatın ne kadar acımasız olduğunu zorda olsa kabullendim. Hayatı kendimize uyduramıyoruz maalesef. Rüzgar nereye savurursa o tarafa yöneniyoruz. İlk yıllarda hastalanıpta yanına gelemediğim zamanların acısını hala içimde yaşıyorum. Rabbimin bana verdiği en güzel emanetlersiniz SEN ve KARDEŞİN.  İyi niyetle ve özveri ile anne olabilme çabamı sonuna kadar hazmedebilmiş bir delikanlı yetiştirmenin hazzını da yaşıyorum. İlmek ilmek dokuduğum sevgi ve güveni ayrıştırarak bana veriyor olduğun için sana teşekkür ediyorum. Şimdi senden beklediğim tek şey, ALLAH'ın izni ve lütfuyla geleceğine doğru ve aklı başında benliğinden ödün vermeden bir yön çizdiğini ispatlaman

Herkese Nasip Olmaz

Resim
Salak saçma sapan, can sıkıp, yürek daraltan cümlelerle bir Egemengin den bahsedeceğim size… Öyle bir insan hayal et ki hayatta en sevdiğin insanın en sevdiği insan olsun ve sende o en sevdiğin insan kadar onu sevesin. Baktın hayal etme kapisiten buna yetmiyor boşuna üzülüp hayal etme herkese nasip olmaz ‘’Egemengin’’ çünkü… Beynini yakma tanımıyorsan hayal edemeyeceksin, yazık üzüleceksin, günah o aklına bir hücreye düşer beyin kapasiten falan yani sonra gel de uğraş tövbe yarabbi yaa… Ulan şimdi "Sen kimsin ki Egemengin'i nereden tanıyorsun ki bu kadar övüyorsun götünü kaldırıyorsun?" falan diyen tipler çıkar ben onları şunu diyim:  "Ahhhhhh  beee Abiiiisssiiiii izmitliyiz adamı gözünden tanırız duruşundan anlarız" dememi beklemeyin cünkü hiç apaçi moda girip dümenden sözlerle can sıkıp yürek daraltmanın bi anlamı yok ama şöyle bi gerçek var kii:  EGEMEN ENGİN !!! Bu adam hakkından söylenecek yazılacak o kadar şey var ki demin bahsettim gibi gerçekten

Ezgili Bir Yazı Sadece

Resim
Bizim nasıl bir bağımız var, nasıl bu güne kadar bu kadar sık kavga edip (hatta bir süre görüşmeyi kesip) nasıl dost kalabiliyoruz bilmiyorum. Sanırım güzelliği de burada.. Görüyoruz, yaşıyoruz tüm insanlar birbirlerine o kadar boğucular ki, ben dahi bir süre sana o kadar boğucu davrandım ki, buna son vermeli olduğumu anlamam 1 senemi aldı. Aslında bu konuda pişman olmadım, olmayacağımdan da eminim. Bazen kıymet bilmek için (klişe olacak, fakat) kaybetmek gerekiyor. Açıkçası ben böylece anladım senin hayatımdaki yerini, derinliğini… Şöyle bir geçmişe dönüp baktığımda, paylaştığımız o kadar ilginç ve önemli şeylerimiz var ki. Bunları döküp saçsam, nerden başlasam, nereden baksam bilemedim. Bazen seni özlediğimi hissediyorum ki bu geçirdiğimiz anlara oranla artıyor günden güne. Aslında seninle ilişkim arabesk şarkılar gibi. Ruh haline göre o kadar hoş gelen bir tının var ki dinlemem, katlanmamak elde değil. Bazense öyle farklı geliyorsun ki ruhuma seni söküp atmak, kulak tıkamak ist

Abe Falına Bakayım Güzel Abim

Resim
Kardeşim, Arkadaşım, Sırdaşım… Yanında olmayı çok isterdim ki,  sen beni hiç mi hiçbir doğum günümde yalnız bırakmadın. Bende bu yüzden şimdi bir kahve fincanından sana bakıyorum, En büyük anılarımızın, sırlarımızın, göz yaşlarımızın olduğu dost telvemizden... :) İçinde çok kuvvetli aşkları görüyorum, ağlaştığımız. Biten arkadaşlıkları da görüyorum, önüne ne engel koyarsan koy süre gelen arkadaşlıkları da… Değişmeyen, her defasında ilk gün ki tadı veren dostluğumuzu… 2 deri ceketli insan görüyorum, birinin adı alevli malevli bir şey sanki. Saçları uzun bana benziyor gibi :) bir tır görüyorum beraberinde bu durumlarla ilgili, lakin tırın yolu belli değil gibi bir Yalova bir bursa bir İstanbul gösteriyor (herkesten farklı bir yön tarifi olsa gerek). Burada bir kayık görüyorum, üstünde 10-11 kişi var sanki, hepsi de yarma yarma (töbe Allah’ım :D ), kayık batıyor, biri kafasına küreği yiyor benden söylemesi :) Aaa dur bak dur 5 kişi karşısında bir kişi var, bunlar o kiş

Sirtaki Zamanı

Resim
Egemen Engin; şu an bunları yazarken ne kadar korkuyorum bilemezsin. Harbiden korkuyorum, çünkü şu ana kadar tanıdığım arkadaşlar içinde beni en çok korkutan arkadaşım sen oldun. Ama harbiden sen oldun :D.  Bu yazıyı yazmazsam da daha da fazla korkacağımı çok iyi biliyorum ve bu yüzden yazmaya başladım. Neredeyse 1 yıl oluyor sen tanımaya başlayalı tanıdığıma da pişman olmadığım ( 1 gece hariç :D ) Ama iyi ki tanıdım diyebiliyorum seni her zaman aklında olanı direk dile getiriyorsun, bu da bi arkadaşta en çok aradığım özellik. Bu sende var o yüzden de iyi anlaşıyoruz. Umarım hep mutlu olursun iyi ki doğdun :D Daha çok sirtaki yapacağız :D     Çağdaş TÜRE  

Mutlak Hakim Sensin

Resim
8 ekim 2010 günü akşamı karşılaşmıştık seninle(nerden hatırladığımı boşver). Benden pek elektrik alamamış olsan gerek (ki haklısın eve bi geliyorsun tanımadığın bir grup insan!) gayet suratsızdın, size onca yemek yapmamıza rağmen. Arkasından gelen bir iki ayda bu tutumunu takip etti aslında ama zamanla anlayabildik birbirimizin dilinden. Ben senin aslında o kadar çekilmez bir insan olmadığını, sende benim sevimsiz gıcık biri olmadığımı anladın… Nasıl mı? şöyle anlatayım; beraber yaptığımız ev temizlikleri, aynı mutfakta küçük kavgalarla (yemeğe biber koyma çok acı oluyor!) yapılan yemekler, gidilen konserler, öğrenilen konser kültürleri,  oynanan bataklar, gece gece polis sohbetleri + GBT sorgulatmaları (MİT’ide kısaltarak söylüyoruz amaaa), anason kokan içki sofraları (ki aralarında en hatrı sayılır olanından), 1günlük taksim macerası (taksimdeki garanti atm’den hallederim gidelim!), izlenilen filmler, güne başladığımız kahvaltı sohbetleri ve ardından gelen kahve, fal safhaları

Angara Şivesi

Resim
Bundan tam 3 sene önceydi kapıdan içeri  “ayh çok yoruldum” diye girmişti hiç unutmuyorum :) . Beni resimlerde gördüğünde; ben bu adamla kalmam diyen kibar dostum, hala aynı evi paylaşıyoruz. :D  Beni mizacıyla başta şaşırtsa da giderek alıştığım, yakınlaştığım bi dostum oldu. Evde anaç bir ruha sahip arkadaşım çok titizdir. 'ama bu titizligi benim çoraplarımın, mutfak bezlerinin arasından çıkmasından sonra biraz kalmadı' üslubunu da hafif Ankara şivesine döndürdük aslında (konuşurken artık arada küfür ediyor).  Evet, böyle söylesem de benim ondan öğrendim daha güzel daha çok şey oldu malesef :) Güreştimizde, beraber uyudumuzda, sarhos olup sızdımızda, sarhoş olup coştumuzda, beraber spora gidip zayıflamaya çalıştımızda, vize-final zamanında bunalıp aslında eğlendimizde, bana yemek ögretinde, bulaşığı kim yıkayacak kavgasında, evin ne taraflarının temizleneceğinde… Anlayacağın bu evde yaşadığımız her şeyde senden çok parça var. Çağdaşın süper sırtakisinden kesit

Çaki'nin Gelini

Resim
Ah annem ah! Bak boş vakit buldum yazmaya, çok meşgul bir insanım ya sanki. Sen şimdi bu yazılanları yayınlayacaksın ya o yüzden çok ayrıntıya girmek istemiyorum. Yoksa oooooooo yanmışız biz :D Ne günler atlattık biz iyi, kötü, kavga, dert, tasa vs… Ama sen her daim yanımdaydın, bir kötülük düşündüğüm anda beni durduran, bana doğru yolu gösteren kardeşim. Sen olmasaydın kime sığınırdım ki. Her zaman bir olay olduğun da bir telefon ederiz ve saatlerce dedikodu yaparız. Ahh ahh vur keyfin dibine yavrum! İzmit yürüyüş yolunda “hadi bir boy gösterelim” hahahhaha varya her boku, her şamaroğlanlığını yaptık. Hayatımıza kimler geldi kimler geçti. Şöyle bir bakıyorum da bir sene içinde sen 9 mu desem 15 mi? Kaç kişiyi elden geçirdin? Beni söylersek aylık 30 :D :D Biz bu dünyaya resmen eğlenmek için gelmişiz diyorum ya da birlikte eğlenmek için gelmişiz diyelim. “Egemen sevgili yaptım” diyorum, tak üç gün sonra bitiyor. Üç gün sonra da yenisi başlayıp, sonraki üç gün içerisinde bitive