Kayıtlar

Ağlamak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ALAGEYİK BOYNUZLARI

Resim
  Daha dün, bana olan sevginle yanıp tutuştuğunu söylerken, beklenmedik bir şekilde hayatına başka bir adam girdi ve ona olan aşkın nedeniyle beni terk ettin. Bu gerçekten kalbimi kıran ve beni çok öfkelendiren bir durum oldu. Ancak, zihnimi meşgul eden başka bir düşünce var: Belki de sen benimle gerçekten mutlu değildin! Mümkün olan en büyük acı, umarım seni bekliyordur. Evet, kötü birisi olmamak için uğraşmalıyım ama duygularımla başa çıkmam zor olacak. Her neyse, bu arada onunla mutlu olduğunuz ve gülümsediğiniz fotoğraflarınıza denk geliyorum. İşte o anlarda çok daha fazla kahroluyorum. Bir şeyi fark ettim: Sana nasıl bu kadar fazla değer verdim? Ne kadar da kerizmişim!  İçimi keder ve pişmanlık dolu bir hüzün kaplıyor. Kendime, bir yanılgının pençesine düştüğümü bir kez daha fark ettirdin. Bu acı dolu anlarda algılarım, geçmişte seni ne kadar önemsediğimi tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Ne kadar saf ve salakmışım ve ne kadar da aldatılmış! Nasıl da gerçeği göz ardı etmişim

MEKTUP "Ne İçin Yaşıyoruz?"

Resim
    Birkaç gündür aşırı sıcak ve nefes bile aldırmayan hava bugün yerini bir anda yağmura bıraktı. Bugünde fazlasıyla nemli ve bunaltıcıydı aslında. Hiç hafiflemedi havanın buhranlığı. Birkaç zamandır aklıma bir soru gelip gidiyordu. Aslında uzun zamandır aklımda olan bir soru ama o soruyu düşünmemek için başka şeyler ile ilgileniyordum, başka şeylere konsantrasyon oluyordum. Başarıyordum da aslında. Ta ki bugüne kadar…      Sabah çok güzel bir enerjiyle uyandım, alarm çaldığı gibi gözümdeki uyku kaçtı ve hemen ayaklandım. İçimde çalan şarkılara dur diyemiyorum. Demekte istemiyordum. Çünkü ben hangi ruh halinde olursam olayım enerjisi yüksek şarkılar dinlemeyi seviyorum. Ruhumu toparladığını düşünüyorum. Şarkılar söyleye söyleye dans ede ede duşumu aldım. İçimdeki bu yüksek enerjinin nereden geldiğini de asla sorgulamadım çünkü ara ara bana böyle şeyler olur. Duştan çıktım, üstümü başlımı giyindim. Çıktım evden, bindim otobüse. Ne olduysa zaten otobüse binince oldu. Instagramda bir ree

O Gözler

Hani yolda yürürken Dalarsın uzaklara Farketmezsin insanları Sen gibi biri daha vardır Karşından gelen Çarpışırsınız Elinizdekiler düşer yere Birlikte eğilirsiniz Toplarsın eşyalarını Kalkarsın Özür dileyerek devam etmek istersin Ama göz göze gelmişsinizdir Alamazsın kendini  Baktıkça bakasın gelir o gözlere Tutulmuşsundur O ise devam eder yoluna Ayırır gözlerini gözlerinden Sense kalırsın olduğun yerde O uzaklaştıkça uzaklaşır senden Kalbinin atışı gittikçe uzaklaşır Kalbin onda çarpıyordur artık Gözleri aklından çıkmıyordur Onu bir daha unutamayacaksın Bir daha ulaşamayacaksın Bulamayacaksın Hep hayalinde yaşayacak o gözler Kalbinin atışını duyamayacaksın Rüyalarında o gözleri göreceksin Sıçrayarak uyanacaksın Belkide ağlayacaksın O gözleri asla tekrar göremeyeceksin Egemengin

Sevdiğin Koku

En sevdiğin yemeğin yemeği yaptım bugün Uzun zamandır yoksun sen Ama evde sevdiğin bir koku olsun istedim Senin usulüne göre yaptım Bana bu yemeği acele ederek yaptığımı söylerdin Soğanları kestim önce Biraz ağladım ama soğanlar yüzündendi Kavurdum pembeleşeyinceye kadar Herşeyi senin gibi yaptım Baharatları sonradan attım Bol bol kekik döktüm Servis yaptım geniş tabaklarda Masanın ucuna geçip oturdum Öteki ucunada sana servis açtım Eski günler canlandı yine gözümde Ben masanın ucunda otururdum Sense beni süzerek bi yandan yemek yapardın Sevgini katıyordun galiba yemeklere Ben senin gibi lezzetli yemek yapamıyorum Marifetli değilim sen gibi Olmamış zaten bu yaptığım  Boğazıma dizildi resmen Sen gelsen ya eskisi gibi Eski günlere dönsek ya Sen karşımda yemek yapsan Ben sana günümü anlatsam Aşkla doyursan beni Soğanlar da keşke ağlatmasa Egemengin

Buzsuz Geceler

Yine dellendim Vurdum kapıyı çıktım evden Boş sokakları soludum Ayaklarım yürüdü gitti Meyhanede aldım kokuyu Severim anasonu Oturdum masaya Bir büyüğüm eşlik etti bana Şarkılar çaldı Oynayan oynadı Bense bardakları doldurdum anılarla Gözlerim doldu boşaldı Mezeler birbirini kovaladı Gözlerim kapanmaya başladı Kalktım sandalyeden Kalmamış mecalim Savrula savrula çıktım Karanlık caddelerde koştum Haykırdım seni Hiç birini duymadın sen Kulaklarını dikip baktı kediler "Deliymiş" deyip gittiler Kıvrıldım bir kaldırıma Kimse kaldırmadı Ağlamaya devam ettim Bardakları doldurdum Buz getirenim olmadı Bu sefer ben söyledim  Issız sokaklar dinledi Ay ilham verdi Yıldızlar dilek hakkı Ben diledim seni Ellerim bomboş kaldı. Egemengin

Daha çok ondan - Daha az bundan

Tarih içinde zamanımızın paradoksunu şöyle sıralayabiliriz: Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız Daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var. Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz Daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz. Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var. Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz Daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var. çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz,  çok savurganca para harcıyoruz,  çok az gülüyoruz,  çok hızlı araba kullanıyor,  çok çabuk kızıyoruz,  çok geç saatlere kadar oturuyor,  çok yorgun kalkıyoruz,  çok az okuyor, çok fazla tv izliyoruz  ve  çok ender şükrediyoruz. Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz. Geçimimiz

Ağlamak Güzeldir

Ağlamak güzeldir  Dökülürken yaşlar gözünden  Sakın utanma...  Bu sözlerle başlamak istedim sözlerime bu sefer. Ağlamaktan utanmadım dün gece. Ağladıkça ağladım, gözyaşlarım içime aktı, hıçkırıklarım içimde yankılandı. Utanmadım bunları yaparken. Ona kavuşamayacağımı bile bile ağladım. Ona dokundum, sevdim, öptüm, okşadım. Ama ona sahip olamayacağımı biliyordum. Her ne kadar ağladığım sırada yanımda da olsa, o bana ait değildi. Bir başka kalpte çarpıyordu kalbi onun. Bense bi hevestim onun için belkide. Onun adına konuşamam aslında. Yanımdaydı ağladığımda, elimi uzatsam ona dokunurdum. Ağladım ağladım... Göz yaşlarım içime aktı sanmıştım ama kafamı yastıktan kaldırdığımda sırılsıklamdı yastık. Ama kimse hıçkırıklarımı duymamıştı. O bile duymamıştı. çünkü alkolün etkisiyle baya bir derin uykuya dalmıştı yanımda. Nasılda güzel uyuyordu... saatlerce onu izledim aslında. Saçlarını okşadım, öptüm kokladım. Çünkü tekrar benim olamayacaktı. O an hiç bitmesin diye dua ettim. Ben ağlad

Senle Doğmuş Gibiyim, Senle Ölmek İstiyorum

Yine yaptın yapacağını, aklım sende kaldı. Her gece olduğu gibi... Bu geceki farklıydı ama. Çünkü hem aklım onda kalmıştı, hem de ruhum... Resmen kalbim onun yanında atıyordu. Bedenime ait hiç bir şey bende değilmiş gibiydi. Nefesini hisseder olmuştum dudaklarımda. Nasıl oldu da beni bağlamıştı kendisine bir anda.  Onu hissetmeye başlamıştım en derinimden. Söylediği her cümle kalbimin süzgecinden geçip beynime iletiliyordu sanki. Dokunsa ağlayacak bir moddaydım. Ama dokunamazdı çünkü çok uzaktaydı. Bir tek kelimeleri dokunabilirdi, dokunuyordu da...  Sesim titremeye başlamıştı onunla konuşurken. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Bir gece daha onsuz geçecekti. Her onsuz geçen gecede kabuslar görüp, güneşin daha yeni doğmaya başladığı zamanlarda, aniden uyaniveririm. Ve o hiç bir şey anlamasın diye "günaydın hayatım" diye mesaj atardım. Halbuki korkarak başlar olurdum ben güne. Yanımda olmadığı her gün onu kaybetme korkusuyla yaşardım. Gün bittiğin de bir "oh!&qu

Düşmeden Bilemezsin

Resim
Gökyüzünden yeryüzüne yolculuk eden bir yağmur damlası gibiyim bu gece. Çok bulutlu bir hava var. Ayı bulutların üzerinde gördüm. En son baktığımda ordaydı yani. Ne kadar güzel eğleniyorduk halbuki bulutların üzerinde. Ne kadar güzel günlerimiz geçiyordu birlikte. Nerden bilebilirdim ki bir gün birinin ayağımı kaydırıp beni bile bile yeryüzüne göndermek isteyeceğini. Ben düştüm aşağıya. Her şey aslında çok güzeldi. Aşağıya düşüşüm bile… Benimle birlikte düşen çok yağmur damlası vardı. Ve sanki çoğu istekli atlamış gibiydiler. Hiç birinin suratında tek bir damla göz yaşı yoktu. Ben ağlıyordum sadece. Düştükçe parçalanıyordu bedenim. Yavaş yavaş küçüldüm. Gözümün önünden geçti bütün yaşadıklarım. Kimseye çarpmadan yeryüzüne doğru ilerliyordum. Onlarla konuşacak fırsat bile bulamadım bu gece. Düştüm. Çok hızlı çarptım yeryüzüne. Parçalandım daha fazla. Bütün hücrelerim ayrıldı bedenimden. Ama o kadar kalabalıkmışız ki, ben bunu düştüğümde anladım. Yalnız değildim orda. Yeryüzü kötü b

Yağmur!

Resim
Bir damla kaçıverdi  Kirpiklerin arasından Salına salına süzüldü  Elmacıklarından yanağına Birden irkildi dışarıdan gelen sesle Gök gürlemişti aniden Gökyüzü de eşlik eder olmuştu ona Tutmadı gözyaşlarını Yağmurdan ilham aldı Koşarak evden çıktı Gökyüzüne doğru döndü Ağlamaya başladı Bir yandan yağmur çarpıyordu  Bir yandan akıyordu göz yaşları Aslında yağmur ağluyordu Anlamazdı zaten kimse ağladığını Dışarıdaydım, ıslandım derdi en fazla Çok zor değildi ya Tutamadı göz yaşlarını Yağmurdan ilham aldı Egemengin...

Sen Degilsin

Abartıyorum Yeri geldiği zaman değil İstediğim zaman Gülüyorum Kahkaha atıyorum Komik olan sen değilsin Her zaman bu böyle Cebimde beş kuruş yok Yüzümde tebessüm Elimde sıcak bir el Yok..... Ağlıyorum Yerine göre değil Acıdığı zaman kalbim Yazıyorum Kişiler önemli değil Özel olan sen değilsin Her zaman bu böyle Cebimde beş kuruş yok Yüzümde tebessüm Elimde sıcak bir el Yok..... Anlamıyorsun İşine geldiği zaman Açık konuşsam Ne fark eder? Kalbim hep kırık Hayallerim desen  Birazcık gülümsesen Ne fark eder?