Kayıtlar

Gitmek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

GEL DE KAÇIP GİDELİM, USANDIM BU HALİMDEN

Resim
     Hayatın koşuşturması içinde, kafa yormadan, tüm düşüncelerin arasında kaybolup giderek, kapıya hızlıca vurup arınmak istiyorum. Beni saran özgürlüğün tadını çıkarmak için, kulaklıklarımı titizlikle takacak ve ayaklarımın rehberliğinde adımlarımı nereye götürebiliyorsa oraya kadar ilerleyeceğim. Yalnızca içimdeki sesi dinleyerek, tüm endişeleri bir kenara bırakarak, adeta bir bulmacanın parçalarını birleştirir gibi, kendime doğru bir yol çizeceğim. Bu yolculuk sırasında, şehrin yoğun trafiği, insanların telaşları, iş stresinin ötesinde, içsel huzura yönelip kendimi bulabilmek için bir fırsat yaratmayı umuyorum. Benim için önemli olan, sadece bedenimle değil, aynı zamanda ruhumla da yürümek.       Ayaklarımın izlediği yol boyunca, çevremi daha dikkatli gözlemleyecek, doğanın sesine kulak verecek ve içimdeki sanatçıyı besleyeceğim. Rüzgârın estiği, güneşin yüzünü okşadığı, ağaçların dalga dalga dans ettiği bu özgür alanda, günlük hayatın sıkıcılığı ve rutinleri arasında kaybolmadan,

O Gözler

Hani yolda yürürken Dalarsın uzaklara Farketmezsin insanları Sen gibi biri daha vardır Karşından gelen Çarpışırsınız Elinizdekiler düşer yere Birlikte eğilirsiniz Toplarsın eşyalarını Kalkarsın Özür dileyerek devam etmek istersin Ama göz göze gelmişsinizdir Alamazsın kendini  Baktıkça bakasın gelir o gözlere Tutulmuşsundur O ise devam eder yoluna Ayırır gözlerini gözlerinden Sense kalırsın olduğun yerde O uzaklaştıkça uzaklaşır senden Kalbinin atışı gittikçe uzaklaşır Kalbin onda çarpıyordur artık Gözleri aklından çıkmıyordur Onu bir daha unutamayacaksın Bir daha ulaşamayacaksın Bulamayacaksın Hep hayalinde yaşayacak o gözler Kalbinin atışını duyamayacaksın Rüyalarında o gözleri göreceksin Sıçrayarak uyanacaksın Belkide ağlayacaksın O gözleri asla tekrar göremeyeceksin Egemengin

Bundan Sonra Böyle, Yersen!

Resim
Aslında hiç kimseyi umursamıyorum. Hayatım boyunca yanımda olacak olan kişiler zaten belli. Çünkü oturmuş o kadar güzel dostluklarım var ki... Hepsini de çok seviyorum. Ailem gibi hepsi. Birbirimizi arayıp sormasak bile bağlarımız sayesinde hiç bir sorun yaşamıyoruz. Hayatımın bazı dönemlerinde bazı arkadaşlarım hayatımdan çıkarlar. Çıkmak isterler. Nedenini onlara sormak lazım. Benden mi artık sıkılıyorlar tam bilmiyorum. Ama bir yerden sonra tekrar hayatıma girmek istiyorlar ve bende buna izin veriyorum. Hayatımda olmadıkları zaman dilimindeki kaybettikleri şeyleri kazanmak için mi geri dönüyorlar bilmiyorum. Bilmiyorum dedim ya bilmiyorum. Böyle bi hayat yaşıyorum işte gidenlerin arkasından ağlamamayı öğrendim. Çünkü geri dönüyorlar bi zaman sonra. Bu yüzden de geri döneceklerini bildiğim için ağlamanın anlamı yok. Her gittiklerinde ağlarsam oohhhoooo!!! Geri dönmelerini de beklemiyorum ben onların. Ama izin veriyorum tekrar geri dönmelerine. Büyüklük bende kalsın diyorum ve

Yalnızlığa Alışmalı

Bavulları hep toplu durmalı insanın...  Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı... Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli... İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı... Yalnızlığa alışmalı... * * * Çünkü "omuz omuza" günlerin vakti geçti. Dayanışma... günümüz borsasının değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık... Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlıklar bıraktı. Terörün bile bireyselleştiği çağdayız. Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır. * * * İşte o yüzden alışmalı yalnızlığa... Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başım dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli... Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı... Romanlardan yalnızlığı yücelten paragraflar asmalı evin en görünür duvarlarına... "Y

Kaç Kez Gittim Senden | Bulduklarım vol7

Yenilgiler yalniz yasanırdı ve sen her zamankinden daha cok yoktun...  Sensizliğin hiçbir türüne alışamadığımı bilirdin ama yoktun...  Her zamankinden daha cok yoktun ve benim sana vurulduğumda kesilmemiş cezalara karşı nasıl savunmasız olduğumu bilirdin...  Kaç Kez Gittim Senden  Yine sana döndüm her defasında sana döndüm zemherilerde yere düşürülmüş bir cicek kadar çaresizdim; üşüyordum ellerin olmayınca tenimde...  Yenilgiler yalnız yasanırdı ve sen her zamankinden daha cok yoktun. Kaç Kez Gittim Senden Kendimden gittim. tanımlanmamış yenilgilerimde tek bedeli sensizlikti de ben sensiz yapamazdım; yasayamazdım iflasını gözlerimde.  İşte bu yüzden yalnızca bu yüzden kaç kez yine sana döndüm... Kendimle döndüm sen olmadın...  Her yeni bulusmada biraz daha benimdin ve sen her zamankinden daha çok yoktun...  Kimbilir hangi mevsimlerde unutulmus bir şarkıydı dudaklarını kanatan.  yanlış basan notalarda ben hiç olmadım saklama sakın... kaç Kez Gittim Senden Kendimden gittim sonunda...Tanı

Hoşçakal demek, ölmekten daha mı zordu? | Bulduklarım vol6

Gidişin değil, bir umutla dönersin diye beklemek öldürdü beni.. Bir hoşcakalı çok gördün... Zor geldi hoşcakal demek sana, böyle gitmek daha kolaydı çünkü, arkada kalanı düşünmeden çekip gitmek, yakıştı mı sana? Yakıştı mı gidiyorum demeden gitmek? Yakıştı mı veda etmemek ve çekip gitmek? Yakıştı mı ayrılıkla yüzleşmemek? Gittiğini bile söylememek.. Bir hoşcakalı çok gördün.. Bu kolay olanı idi, bunu seçtin... Bencildin, gene kendin için en iyi olanı seçtin, başkasının duyguları seni yine hiç ilgilendirmedi.. Hoşçakal demek zordu çünkü, vedasız gittinsanki geri gelecekmiş gibi gittin, ayrılıkla yüzleşmeden gittin. Ayrılık acı verir çünkü, sanki ayrılmıyormuşuz gibi terk ettin. Oysa beni gidisin değil, bir umutla gelirsin diye beklemek öldürdü... Hoşcakal dememiştik, ayrılmamıştık öyle ise, dönecektin, bir umut vardı hala, rüzgarda savrulan bir mum alevi gibi cılız ama ısrarla yanan bir umut vardı.. İşte beni o umut öldürdü... Gidişin değil... Bir gün dönecek diye beklemele