Kayıtlar

Erkek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kızıl Ay - 4

Onun bana özel olarak aldığı takım elbiseyi giydim. Beni almasını bekliyorum. Telefonum çaldı. Kapıda beklediğini söyledi. Hazır ve nazır beklediğim için hemen aşağıya indim. Hava yeni kararmaya başlamıştı, biraz bulutluydu gökyüzü. Umarım yağmur yağmaz, yağarsa bile inşallah açık havada duracağımız bir yere gitmiyoruzdur diye içimden geçirdim. Gideceğimiz yere varana kadar ikimizde tek kelime konuşmadık. Elimden sigara düşmüyordu. Biri bittiği anda bir diğerini yakıyordum. Ben inanılmaz gergindim. Arabanın içi o kadar duman altı olmuş ki parfüm şişesinin tamamını üzerime döktüm arabadan inerken. İyi ki yanıma almışım. Afilli bir villaya geldik. Kapıda iri yarı adamlar vardı. Bizi görür görmez "Hoş geldiniz" dediler ve sonra kapıları sonuna kadar açtılar. İçeri girince iki yandan merdivenler çıkıyordu üst kata. Sağ tarafta uzun bir koridor vardı. Koridora doğru yürüdük birlikte. İşte şimdi konuşmaya başlamıştı. "Her şeyi bana bırak. Kimseyle konuşma. Konuşacak olursa

Kızıl Ay - 3

O bahtsız günü atmıştım üzerimden. Yeni bir ev bulmuştum ve apar topar taşınmıştım. Cebimde tek bir metalik bile kalmamıştı. Çaresizce dolanıyordum ortalıkta. O akşam yine sahnem vardı. Erkenden gittim. Klişelerle ilgilendim biraz. Sahneye çıkış saatim gelmişti. Çıktım söyledim şarkılarımı, çaldım gitarımı. Ara ara da tedirginlik basıyor üzerimi, ürküyorum. Ağzına sıçtığımın karısı gelmesin diye dua ediyorum içimden. Gerçi köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış. Aynen öylede oldu. Bu sefer gecenin sonuna doğru geldi kadın. Yada önceden gelmişti ben fark etmemiştim. Aman neyse ne işte. Geldi yine o kadın. Ben sahneden bir an önce inip uzaklaşmak istedim. Arkadaşlar tuttular beni bir süre. Ulan bırakın tırsıyorum. Bir ara tuvalete kaçma fırsatı buldum. Oradan da kaçar eve giderim diye düşünüyorum. Öyle de yaptım. Yani yapmaya çalıştım. Çıkarken gözlerim kadını aradı. Kadın ortada yoktu. Oh çektim içimden. Dışarı çıktım, kadın dışarıdaki varillerin yanında ve sigarası elinde bir

Kızıl Ay - 2

Dün gece o kadar çok alkol almıştım ki, sabah kalktığımda ağzım çamur gibiydi. Kadının söylediklerinden sonra zaten aptallaşmıştım bide üzerine alkol içmek beni bitirmişti. Sabah okula gitmeyi bırak yorganı üzerimden kaldıracak halim yoktu. Ne sanmıştı kadın beni? Ne amaçlıyordu? Soruyu duyduğumda saçma bir tebessümden sonra usulca uzaklaşmıştım yanından. Cevap vermemiştim sorusuna. Anlamıştır herhalde kabul etmediğimi. Akşam oldu, arkadaşlarım eve geldiler. Evden çıkmayacağımı söylediğim halde beni evden çıkarmaya çalıştılar. Başardılar. Okuldan çıktıktan sonra gittiğimiz bir mekan vardı. Oraya gideriz diye düşünürken kendimizi bambaşka bir yerde bulduk. Yüksek bir binanın teras katıydı. Her öğrenci gibi batak masasına düşmüştük. Uzunca bir süre batak oynadık. O sırada telefonum çaldı. Numara telefonumda kayıtlı değildi. Merakımdan telefonu hemen açtım. Telefonun ucunda ki sesi bir türlü tanıyamadım. Kim olduğunu da sormaya cesaret edemedim. Çünkü tanışıyormuşuz gibi konuştu. Halimi

Kızıl Ay - 1

Bundan tam 15 sene önce onunla tanıştım. Ben o zamanlar Kızılay'ın arka sokaklarında ki barlardan birinde hafta içi üç gün sahneye çıkıyorum. Öyle ahım şahım bir mekan değildi. 2+1 bir apartman dairesinden bozma butik bar. Gitar çalıp şarkı söylüyorum. Gelen kişiler hep aynı insanlar. O kadın da her akşam gelirdi. İki bira içer, üç beş kahkaha patlatır sonrasında ortadan kaybolurdu.  O gece kadınla sohbet etme fırsatı bulmuştum. Benim sahnem bitmişti, başka bir arkadaşım sahneye çıkmıştı. Bar taburelerinde en sağda oturuyorum duvar dibinde. En sevdiğim yer orasıdır. Hem sahneyi rahat görebiliyordum, hem içeriye giren çıkanları rahatça kesebiliyordum. Önce sırtıma dokundu. Sonra sağ elini, benim sağ omzuma doğru yavaşça ilerledi. Kırk yıllık asker arkadaşım gibi elini omzuma atıvermişti. Kulağıma doğru eğildi. Tebrik edeceğini sanmıştım ama öyle değilmiş. "Sana bir teklifim var" dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım. Kadının fazla alkol alıp sarhoş olduğunu düşündüm. Cevap b

Üç Yıl Önce

Her zaman gittiğim çay bahçesine gittim. Sabahları işe gitmeden önce orada çay ve sigara içmek adetim olmuştu. Bir gün seni görmüştüm orada. Bundan tam üç yıl önceydi. Çok iyi hatırlıyorum tarihi 1 Eylül 1996. Havalar hala sıcaktı. Sonbahar yüzünü göstermeye utanmıştı o yıl ama sen saçlarını savurarak oturmuştun tam karşı masama. Farketmeden seni izlemeye başlamıştım. Elimdeki gazeteleri okuyordum güya. Gözlerimi senden alamıyordum ki... Sigarayı elimde unutmuş çayımı soğutmuştum. Elim yandığı zaman farkına vardım seni izlediğimin. Senin beni görüp görmediğinden bile emin değilim. Eğer gördüysen büyük bir utanç duyarım bundan. Çünkü sana bakmamışım, dalıp gitmişim.Farkına varınca hemen saate baktım. Az vaktim kalmıştı "acaba senin kalkmanı beklemeli miydim?" diye düşünmeden edemedim. Fakat işe geç kalamazdım. Seni orada öylece ulu orta bırakarak gittim.  Sonraki günlerde uğramadın hiç sabahları. Gerçi ben oraya yıllardır her gün gidiyorum ve seni ilk defa görüyorum. Sonraki

Aşkımsı Bir İlişki !

Resim
Gene isim vermeden yazacağım çünkü öyle daha eğlenceli oluyor. Alınmak isteyen, hemen alınıveriyor üzerine. Ya bir anda hayatından çıkartabiliyor ya da hayatıma dahil olabiliyor. Neyse ben bu gece yaşadığım bir olaydan bahsedeceğim.  Çok sıcak bir gelişme, son dakika haberi. Telefonum çaldı. Arayan numarayı tanımıyordum. Öncesinde açmak istemedim ama merak ettim " KİM? " olduğunu ve açtım telefonu. Önce bi süre sustu sesimi falan dinledi sandım. Ama ben konuşmaya devam ettikçe o da konuşmaya devam etti. Konuşan kişiyi tanımıyordum. Ama bana " Eski sevgilin seni çok seviyor, seni çok özlemiş. Ona geri dönmeni istiyor. " gibisinden bir sürü cümle kurdu. Bende kibarca istemediğimi söyledim. Israr etmeye devam etti. Ben de hayır barışmayacağım diye direttim ve kazanmış olacağım ki yanında ki aldı bir anda telefonu eline. Bu sefer bir erkek ses konuşmaya başladı. Bu konuşanı da tanımıyorum. Bu da saçmalama sınırlarını son derece zorladı. Daha fazla zorlayamazdı

Mavi Patikliler | Bulduklarım vol.15

'Erkekler ağlamaz.' 'Erkekler korkmaz.' 'Erkekler karı gibi gülmez.' Derken ortalık dul kadından geçilmiyor. Zira erkekler genç yaşta Hakk'ın rahmetine kavuşuyorlar. Siz hiç kapı komşusuna sabah kahvesine gidip karısinı çekiştiren erkek gördünüz mü? Fare görünce bağıran? 'Bu ara sinirlerim zayıf' deyip habire ağlayan? Oysa onlar da kadınlarla aynı duygulara sahip olarak geliyorlar dünyaya. Lakin daha ilk gün ayaklarına mavi patik giydirmek suretiyle 'Ağır ol bakalım! ' diyoruz. 'Ne alákası var mavi patikle? ' demeyin. Mavi soğuk ve ciddi bir renktir. Kime isterseniz sorun. Ve katiyen tesadüf değildir o patiklerin rengi. Düşünülmüş, taşınılmış, seçilmiştir. Ayağa giydirildiği anda kulağa şunlar fısıldanmış demektir: Sen erkeksin. Erkek olmanın gerekleri vardır. Ömrünün sonuna kadar bunları yerine getirmekle yükümlüsün. Ömrünün süresi ise çatlama kat sayına bağlı. İçine ata ata ne kadar yaşayabilirsen artık. Bize

Kadıköy'de Bir Gece

Eğlenmeye gidiyordu arkadaşlarıyla birlikte o gece. Kendinden yaşlarca büyük bir sevgilisi vardı. Yakın bir zamanda ayrılmıştı ama hala daha kalbi onunlaydı. Onunla birlikte gezdiği sokaklarda, şimdi arkadaşlarıyla birlikte eğleniyordu. Bu onu ne kadar mutlu edebilirdi? Bunun cevabını bir tek o bilebilirdi. Bütün gece onu aradı gözleri aslında. Arkadaşlarıyla konuşurken bile "acaba o buranın önünden geçer mi? Geçerse ne tepki veririm?" gibi sorularla boğuşuyordu. Gecenin ilk yarısını onu düşünmekle geçirmişti. Asıl olan zaten ikinci yarısında olmuştu. Bulundukları eğlence yerinden kalıp başka bir yere geçme kararı almışlardı. Tekrardan "o" aklına gelmişti. Acaba nerelerdeydi? Her geçtiği kafenin önündeki masalarına ve görünen iç kısmına bakıyordu. İstediği şey olmuştu aslında... İçerde tek başına otururken gördü onu. Saniseler içerisinde aklından milyonlarca soru geçti. "Ne konuşmalıyım? Konuşmalı mıyım? Gitsem yanına ne tepki verir? Gerçekten bitmiş miydi

Seni Doğru Tanımışım | Bulduklarım vol10

Nette tanışan iki genç arkadaş olurlar. Zaman içinde sıkı bir dostluğa dönüşen beraberliklerini zedelememek için hiçbir zaman birbirlerini görmemeye, fiziki özelliklerinden bahsetmemeye karar verirler. İsimlerin, şekillerin olmadığı sadece ruhların derinliklerinden gelen en samimi duyguların dile getirildiği zaman ve mekan unsurlarından soyutlanmış bir birliktelik içinde sürer dostlukları. Ve bir gün bakarlar ki birbirlerini tamamlayan iki varlık olmuşlar. Yazışmadıkları gün, hatta saat olmamaya başlamış. Adeta nefes alış gibi doğal bir bütünleşme, isim takamadıkları bir aşk gelişmiş içlerinde. Tüm beşeri sıfatlardan sıyrılmış, bambaşka bir halmiş bu. Aradan geçen zaman zarfında, artık kesinlikle birbirlerinden asla kopamayacaklarına inandıkları gün; tanışmaya ve evlenmeye karar vermişler. Ve ikisinin de çok iyi bildikleri bir kentin çok iyi tanıdıkları bir sahilinde buluşmak üzere anlaşmışlar. Hanımın elinde kırmızı güller ve dudaklarında sevgi dolu bir gülümseme olacakmış. Erkek is

Koç Erkeginin Aşkı

Resim
"Savaş gezegeni" olarak anılan Mars, Koç burcu erkeğine cesaret, atılganlık, çekicilik, kadınları (ve aslında galiba herkesi) etkileme gücü, hiddet, şiddet ve enerji verir. Onlarla geçinmek veya yarışmak hiç kolay sayılmaz. Bir kere doğru bildiklerinden asla şaşmaz , rekabette de kolay kolay alanı başka birine bırakmaz. Bu erkeğin en önemli özelliklerinden biri de kendine hayran olmasıdır. Bu kendine hayranlık kimi zaman kibirlilik düzeyine de ulaşabilir. İşte o zaman Koç burcu erkeğinin çevresindekilerin hayatı iyice zorlaşmış demektir. Bir Koç Erkeğini daha uzaktan gördüğünüz anda tanıyabilirsiniz. Yaydığı elektrik öylesine güçlüdür ki, patlamak üzere olan bir volkan ın uyandırdığı duyguyu uyandırabilir. Heyecan, macera ve yoğun duygularla dolu bir romantizmin hepsini birden istiyorsanız, Koç Erkeği tam size göre demektir. Yok, şayet sakin, dingin ve güven uyandıran huzurlu bir aşk istiyorsanız ve karşınıza da bir Koç çıktıysa, topuklarınızın üzerinde tereddüt etm