Kayıtlar

Mutsuzluk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

AKVARYUMUN İÇİNDE

Resim
 Kendimi bir akvaryumun içinde renkli taşların arasında yüzen bir balık gibi hissediyorum. Şeffaf cam duvarlar arasından yansıyan ışığın, suyun parıltısıyla beraber, benim canlı ve etkileyici renklere sahip olduğumu gören dışarıdaki gözlemciler benden övgüyle bahsediyorlar. Ancak, ben cam duvarlar arasında sıkışmış, hapsedilmiş ve özgürlüğüm elinden alınmış bir balık olarak hissediyorum. Dışarıdan nasıl göründüğüm önemli değil, asıl önemli olan benim kendimi nasıl hissettiğim. Kendimi bir köle gibi çaresiz ve mahkûm gibi hissediyorum. Bu akvaryumun içinde hayatımın sonuna kadar hapis kalmaktan bahsediyorum. Sizlere belki sadece canlı renkleri olan bir varlık olduğumu göstereceğim ve bu kısıtlamanın beni gerçekten mutlu ediyor olduğunu sanacaksınız.  Sınırlı bir alan içinde yaşamak benim gerçekliğim haline gelecek. Akvaryumun içinde yer alan çeşitli bitkiler ve oyuncaklarla yetinmek benim hayat tarzım olacak. Bu küçük dünyada var olmanın gerekliliklerini kabul etmeliyim ve her gün bu al

Bundan Sonra Böyle

Aslında benim blog yazmamda ki amacım, biraz da olsa sıkıcı hayatımdan kurtulup farklı bir şey ile ilgilenmekti. Bunu da çok güzel bir biçimde gerçekleştirdim. Bu şehrin bana vermiş olduğu bütün sıkıntıları içimden söküp atar gibi yazdım. Hep yazdım. Ama artık pek sık yazmıyorum, yazamıyorum. Hayatımda ki sıkıntılardan kurtuldum mu? Hayır. Bu şehirden kurtuldum mu? Hayır. Ama çok yakın zamanda buralardan uzaklaşacağım. Kimsenin buna engel olmasına izin vermeyeceğim. Önceden yaptığım şey mutsuzluklarıma boğun eğmekti. Bu mutsuzlukların bende oluşturduğu buhran durumlarını kaleme almaktı. Ama artık mutsuzlukları geride bırakıp mutluluğu kovalamaya başladım. Mutluluğu kovaladıkça mutsuzluk hep arkamda kaldı. Artık mutsuz olmuyorum eskisi kadar. Çünkü boşvermeyi ve umursamamayı öğrendim. Hemde çok iyi bir şekilde. Bu şehrin bana kattığı tek şey bu oldu. Ne kadar doğru bir özellik bunlar bilmiyorum ama bu şehirde çokça işime yaradı son zamanlarda. Bundan sonra böyle...

İntihar Mektubu | Bulduklarım vol.19

Hiç tak ettiği oldu mu canınıza birşeylerin? Kendinizi şu şehirden ya da dünyadan hatta evrenden dışarı atmak istediğiniz yapayalnız hissettiğiniz benliğinizi kimsesiz bir sokak kedisi gibi? Ya da izbe bir parkın bankında çiseleyen bir yağmurun altında geceyi geçirmek istediniz mi?Hayatı hergün değişen ve karmaşıklaşan dertler yumağı olarak gördüğünüz sabahlara kadar gözünüzü hiç kırpmadan efkarlı ve çaresiz bir vefasızı düşündüğünüz?Ahh keşke diye umutsuzca iç çektiğiniz?Sonra ağladığınız yorulana kadar bitiverir diye… Kahrolası aşk masalını bir kalemde silmek istediğiniz oldu mu? Her geçen gün biraz daha umudunuz kırıldı mı yarınları düşünürken bir başınıza? Sonra bir dost aradınız mı hep sadık güvenilir ve samimi… Uzaklara bakıp derin derin daldınız mı mutsuz ve umutsuzca? Uçan kuşlara imrendiniz mi ne kadar özgür temiz ve saflar diye… Geçmiş günler canlandığında gözünüzde neden diye sordunuz mu hiç kendinize? Şimdi için kaygılandınız mı? Ve gelecek içinse satmışım anasını

Yapayalnız Fırtınada

Aslında kimse hiç kimse bilmez içimdeki fırtınalardan. Çünkü hiç kimseye anlatmam fırtınalarımı. İnsanların zaten kendi dertleri başlarından aşkın, bir de benimle uğraşmalarını istemem doğrusu. Hep kendi kendime kurtuldum fırtınalardan. Kendi gemimim hem kaptanıydım, hemde tayfası. Çok zorlandım gerçekten. Ama her şeye yetişebildiğimi gördüm. Yalnız değildim aslında çevremde çok arkadaşım vardı ve yeteri kadar dostum... Yardım istemedim onlardan. Yalnız halledebildim çünkü hepsini. Belki bir gün başa çıkamayacağım bir fırtına karşıma çıkarsa biliyorum ki hiç bir dostum beni yalnız bırakmayacak. Hepsi benim arkamda olacaklar. Ben yine kaptan olacağım kendi teknemde... Belki kahve içmeye gelen arkadaşlarım oldur güvertede... Birbirimize anlatacak uzun ve bol kahkaha dolu anlılar anlatırız. Gülmek çünkü güzel şey. Ben birini mutsuz görmeye dayanamam. Çok arkadaşımı dinlemişimdir geceler boyunca. Dertlerini dinleyip neler yapması gerektiği konusunda tartışmışızdır. En azından onun kafa