Kayıtlar

duygusal yazı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Zeytinyağı ve Kum

Resim
Bugün ne yazacağımı bilmiyorum desem yalan olur. Aslında çok iyi biliyorum, fakat kelimeler boğazıma düğümleniyor. Bazen bir şeyin bittiğini hissedersin ya… Tıpkı mevsimlerin değişmesi gibi, sessiz ama kesin bir dönüş olur içinde. Geri dönüşü olmayan bir son gelir ve sen sadece seyredersin. İşte ben tam o noktadayım. Artık senin benimle olmaya gönlün olmadığını anlıyorum. Bunu bir süredir fark ediyorum aslında. Her geçen gün aramızdaki mesafe biraz daha uzuyor, ilgin benden başka yerlere kayıyor. Ben elimden geleni yapmaya çalışırken, sen sorunlarımızı halının altına süpürmeyi seçiyorsun. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, yoluna devam ediyorsun. Ama ben dile getirdiğimde, senin gözünde sürekli “sorun çıkaran taraf” oluyorum. Oysa tek yaptığım, içimdeki yangını anlatmak… Ve bu haksızlık, kalbimi her geçen gün biraz daha kanatıyor. Bir süs eşyası gibi hissetmekten yoruldum. Hayatında bir biblo gibi, sadece varlığımla güzel görünsün diye duran biri olmak istemiyorum. Ben, seni...

Yine Ertelendim…

Resim
Bazen hayat öyle hissettirir ki, sanki bir tren garında tek başına bekliyorsun. Elinde biletin var, yolculuğa hazırsın, ama o tren bir türlü gelmiyor. Herkes gidiyor, herkes yol alıyor; sen ise olduğun yerde, bekleyişin içinde tükeniyorsun. İşte ben de böyle hissediyorum… Çünkü sevdiğim insan tarafından sürekli erteleniyorum. Başta fark etmedim. Kendime bahaneler buldum. “Yorgundur,” dedim. “İşi vardır,” dedim. “Bugün canı istememiştir,” dedim. Ama zamanla bahaneler çoğaldıkça, içimdeki heves azalmaya başladı. Bir sinema planı kurulur, “Geç olur” diye ertelenir. Pazar kahvaltısı söz verilir, sabah olduğunda “Evde takılalım” denir. Ben heyecanla “Yarın görüşelim mi?” diye sorarım, o ise “Bakalım, işim çıkmazsa” der. Ve inan bana, o iş her zaman çıkar. Ama asıl acı olan ertelemeler değil. Asıl acı olan, bu ertelemelerle birlikte kendimi sorgulamam. Acaba ben sıkıcı mıyım? Konuşacak bir şeyim mi yok? Onun için yeterince değerli değil miyim? O “hayır” dediğinde içimdeki tüm ışık sönüyo...

BUGÜN BEKLEDİM

Resim
Bugün aslında çok kötü bir gün geçirdim. Bütün gün ondan bir mesaj bekledim. O bildirim sesi her çaldığında içim kıpır kıpır oldu. Ama beklediğim kadar bir ilgi göremedim. Saçma sapan beklentiler içerisine girdim, kendi kendime kızdım, kendi kendime triplere girdim. Farkındayım, hepsinin farkındayım. Ama yine de kendimi durduramadım. Kendi kendime konuşurken buldum kendimi. Kafamın içinde onunla sayısız diyalog kurdum. Bir onun adına konuştum, bir kendi adıma. Bazen tartıştık, ama hep haklı olan bendim. Çünkü onun haklı olabileceği bir senaryo kuramadım kafamda. Belki bu, ona çok kırıldığım içindir. Belki de sadece bu kırgınlıktan kendime bir haklılık payı çıkarmaya çalışıyorumdur. Beklentiye girmek ne kadar doğru bilmiyorum. Ama bir ilişki içerisindeyken insan ister istemez bir şeyler bekliyor. İlgi, bir mesaj, kısa bir arama, içten bir "nasılsın?" belki. Küçücük şeyler aslında ama insanın kalbinde büyük yer ediyor. Ve o küçük şeyler gelmediğinde büyüyen sadece boşluk ol...