Kayıtlar

Ben etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sonunu Yazamadım

Bu sabah uyandığımda Bir hikaye düşmüştü aklıma Sanki rüyamda görmüştüm İçime işlemişti adeta Kocaman bir salondaydık Düğün vardı yanlış hatırlamıyorsam Çalgıcılara yakın bir yerde oturmuştun Elinde şampanya vardı Dertli dertli yudumluyordun Bense daha yeni giriyordum içeriye Kimin düğünü onu bilmiyorum bile Bana kızmıştın sanırım Geç geldim diye Yanına doğru geldim Dans müziği çalıyordu Dans edelim mi? dedim sana Sen cevap vermeden hemen kalktın Dans ettik Sanki biz evleniyorduk Başka kimse kalmamıştı pistte Sen şampanyanın etkisindeydin Bense senin etkindeydim Dönüp duruyorduk Çevremizdekiler alkış tutmaya başlamıştı Nefes nefese kalmıştık Oturalım mı? dedim Sen daha yeni geldiğimi söyledin Dans etmeye devam ettik Hiç oturmadan gecenin sonuna kadar dans ettik Ve ben birden uyandım o hikayeden Sonunu yazamadığım bir hikayeydi bu Bir türlü son yazamamıştım bu rüyaya Belki de sen, sonu olmayacak hikayemin başlangıcı idin Umarım benim yazamadığım sonu sen

Beni Bensiz Bıraktın

Standart bir iş günüydü yine Ne yaptığımı hatırlamıyorum dahi Çantamı aldım çıktım Arabaya doğru gittim Anahtarımı ararken çantamda Senin bıraktığın notlardan birini buldum Her yere not bırakmayı severdin Bende onları bulmayı Ama bu sefer buruşturup attım Unutmam lazım seni Eve geldim Bu sefer beni  "Hoşgeldin aşkım" notun karşıladı Onu da yırttım attım Odama gidip üzerimi değiştirdim Kirli sepetinin üzerinde  "Yıkamayı Unutma" yazmıştın Onu da yırttım attım Elimi yüzümü yıkadım Aynada başka bir not vardı "Çok Güzel Görünüyorsun" Yırttım attım onu da Mutfağa gidip yemek yapasım geldi Ama yine notlarınla karşılaşacağım diye Yapmadım o akşam yemek Dışarıdan söyledim Aradım bütün evi Bulabildiğim kadarını yırttım ve attım "Seni seviyorum aşkım" "Sakın elini kesme" "Evi havalandırmayı unutma" "Bugün çok

Yalnız Değilsın !

Bizler aslında hiç bir zaman yalnız değiliz. Ne kadar yalnız olduğumuzu düşünsek de, başımızı omzuna koyup ağlabileceğimiz biri yada bir şey vardır. Kimisi ağladığı duyulmasın diye başını yastığına gömer. Kimisi ise kendi içinde ki kendisinin omzuna koyar. Ne kadar yalnız olduğunu düşünürsen, içindeki kalabalıkta o kadar artar! Yalnız değilim. Bir çok arkadaşım, dostum, yastığım ve yorganım var. İçimde ise benden bir ordu var. Bir "ben" gider, başka bir "ben" gelir. Hangi "ben" yenilirse yenilsin yenisi doğar içimde. O yüzden ne olursa olsun yenilmezlerdenim. Sen ne kadar yendiğini düşünsen de, aslında yenilecek olan sensin. Ben yeniden doğarım, enerjimi yeniden toplarım. Sense enerjinin bitip yenileceğinin farkında bile olmazsın. Sen anlık galibiyetin tadını çıkar sadece. Son gülen iyi güler. Kazanan her zaman ben olurum. Yalnız değilim. Ben yalnız olamam ki. Yalnızlık bir başına kalmak mi? Ben hiç bir zaman bir başıma değilim. Bütün sevdiklerim bi

Değiştirdim

"Sanki gemisini başıboş bırakmış bir kaptan gibiydim. Öylesine sürükleniyor, kontrolü elimde tutmak bir yana hep durumu kurtarmaya çalışıyordum. Ve hayat bir dümenin başında, gemiyi kullanmayı öğrenemeden geçip gidiyordu. Ama bir gün bildiğim her şeyin başkalarının doğrusu olduğunu ve çektiğim her acının bildiklerimle ilişkisini anladım. O an, beni memnun etmeyen hallerden yavaş yavaş sıyrılmaya başladım. Ve fark ettikçe değiştirdim: Hayır dersem insanlar beni sevmez zannederdim,  değiştirdim. Sınırlar koymadan yaşardım,  değiştirdim. Temel önceliğim karşımdakinin memnuniyetiydi,  değiştirdim. Kendimi tanımaz, kendimle zaman geçiremezdim,  değiştirdim. Alışkanlıklarım bağımlılığa dönüşürdü,  değiştirdim. Kafamın içinde sürekli konuşan başka bir ben vardı,  değiştirdim. Anda olmanın keyfini her zaman çıkaramazdım,  değiştirdim. Eski eşyaları, anılarıyla saklardım,  değiştirdim... Bir de baktım ki artık kaptan benim!

Göz Ameliyatım

Neler oldu neler? Gözlüğümle eskisi kadar iyi göremediğim için doktora gittim. Ben sadece gözlük numaralarımın büyüdüğünü düşünmüştüm. Ama velev ki öyle değilmiş. Çünkü doktor hangi merceği takarsa taksın, benim görüşüm düzelmedi. Meğersem bende keratokonus diye bir rahatsızlık varmış. Hemen kısaca anlatayım bu rahatsızlığı size. Gözün önünde bulunun kornea dediğimiz kısımda bozulmalar varmış. Daha sivri ve inceymiş normalde göre. Bunun üzerine ben bir iki doktora daha gittim. Göz topografısi falan çektirdim. Gözle alakalı  çok makineye girdim işte. Sonunda bana her doktor ameliyat dedi. Crosslinking ameliyatı olacakmışım. Ben iğneden korkan adama, sen gel "ameliyatı olman lazım" de. önce bi yusuf yusuf oldum tabi. Günlerce ameliyat moduna girmekle uğraştım. Ameliyat öncesi iki gece uyuyamadım. Gel gör ki ameliyat günü geldi çattı. Bana "saat 11:00'de ameliyathane önünde ol seni çağırırız biz" dediler. Ben beklemeye başladım. Beklerken de uyumuşum zaten. Sa

Seni Özledim Ben

Bazen düşünmeden edemiyorum. Onun hatırladığı acaba yakın geçmiş zaman mı? Yoksa daha eski bir geçmiş mi? Hangi geçmişi özlüyor? Kimi özlüyor? Beni mi özlüyor? Benim onu özlediğim gibi o da beni mi özlüyor? Yoksa başkasını mı özlüyor? Bunu ona gidip soramam. Çok sorum var kafamda Bu kadar çabuk unutamaz gibime geliyor Kesin beni düşünüyordur diyorum içinden Ama ya benden öncekilerden birini düşünüyorsa diyorum içinden İçinden çıkamadığım bir dürü soru var Ona sorsam bunları cevaplar mı ki? Ben çok özledim onu Tekrar gelsin geri bana. Ben onun gibisini bulamadım daha. Peki ben bunu yazarken hangi geçmişten bahsediyorum? Yakın geçmiş mi? Eski geçmiş mi? Ne fark eder ki... Sende onlardan birisin işte... Boş bir bekleyiş... Sen bir daha benim olmayacaksın hiç Ne önemi var ki zaten bunu kimin için yazdığımın Alınmak isteyen bütün geçmişler alınabilir, alınsın Özledim çünkü ben. Sen sen sen!!!

Karalarım Bir Şeyler

Sıkışmış durumdayım bu küçücük şehirde. Yapabilecek herhangi bir şey bulamıyorum. Gezip tozabileceğin, eğlenebileceğin, vakit geçirebileceğin doğru düzgün herhangi bir yer yok malesef... O yüzden buradayken yapabileceğim en güzel şeyi yapıyorum... Yazıyorum... Yazmak hoşuma gidiyor burdayken. Tek aktivitem bu diyebilirim. Yazarak huzur buluyorum burada. Memleketimde arkadaşlarımla vakit geçirmekten, eğlenmekten, gezmekten, alışveriş yapmaktan yazamaya vakit bulamıyorum. Aslında bu olaylar sırasında yazabileceğim onlarca şey yaşıyorum. Ama eve geldiğim zaman harap ve bitap düşmüş olduğum için yazamaya konsantre olupta yazamıyorum. Gerçekten memleketteyken yazmaya vakit ayıramıyorum. Bulunduğum ilden daha büyük bir ilde olsaydım belkide içimde ki bu yazabilme olgusu ortaya çıkmayacaktı. Yaşadıklarımı hep içimde kalacaktı ve belkide unutulup yok olacaktı. Şimdi herşeyim bu blog'da... Bazen yazdıklarımı tekrar tekrar okuyorum. "Neler yaşamışım be?" diyorum. Tıpkı bir günl

Öz Eleştiri vol2

Belkide ilk defa aynaya bu denli içten baktım. Gördüğüm şeyse gerçekten hiç hoşuma gitmemişti. Neden mi? Koskoca bir boşluk gördüm. Çevresinde ki herkese yalan söyleyen, beleşten yaşayan bir adam... Hani derler ya "Elindekinin değerini kaybettiğin zaman anlarsın!" diye. Neden kaybetmeyi bekliyoruz ki biz? Yada ben? Elimde harika fırsatlar var. Çevremdeki herkes bunu biliyor zaten. Yeterli fiziksel ve ruhi donanıma sahibim bence. Daha neyi bekliyorum. Hiç bir şey çabalamadan, bir parmak şıklatmakla her şeyin ayağıma geleceğini mi sanıyorum acaba? Gelecekteki beni gördüm bugün aynada. Aynı bu durumda devam eden Egemen'in sonunu gördüm sanırım. Ve çok korktum. Yalana boğulmaya devam eden bir hayat. Çevresindeki arkadaşları halbuki onu ne kadar mutlu bir insan olarak bilirdi. Kim bilir beni nasıl tanımlardınız? Hayatımda yalan söylemediğim hiç kimse yok. Herkese rengi ne olursa olsun bir yalan söylemişimdir. Söyledim. Ama kime nasıl yalanlar söylediğimi artık ben bile h

Mesajlaşmak

- Sozumu tutmak ıstedım, en azından bırını, nolursa olsun celal ıle ceren fılmıne gıdıcektık beraber, uzgunum - gittin mi filme? - Gıttım - kismet degilmis. - Ya oyle. - guzel miydi bari? - Adam gururunu ayaklar altına almayan bı tıp fena halde kıza asık oldugun halde arkadaslarının sozunu dınleyıp kendı hatası varken kızdan ayrılıyo snrada pasa pasa kıza gerı donuyo, elde etme cabaları guzeldı - zaten arkadaslarinin lafina uyup hareket etmek yanlis, insan duygulariyla hareket edince pisman bile olmuyor. - Onunda duyguları vardı ama kendınce ben ne takıcam onu edasıda vardı, bazen dısardakı bırınden cok ıc sesıde ıhanet eder ınsana ve ona uyarsın bazende - Allah'ima şükürler olsun daha kendime ihanet etmedim. duygularimin sozune ve mantigim dogrultusunda karar veriyorum. zaten en dogru karar mekanizmasi bu degil mi? - Bılmem, ben pek mantıgı kullanamadım, perı masallarına hep ınanarak buyudum, hala ınanıyorum yanı dırenıyorum bırının gelıp butun kusurları kusu

Bence Ben

Çekici kişilik Utangaç ve tutucu Esrarengiz Cömert ve sempatik Rahat ına düşkün Duyarlı Hizmet etmekten zevk alır Kolay sinirlenmez Güvenilir Nezakete önem verir İyi bir gözlemcidir İntikamcıdır Seyahat etmeyi sever Dikkat çekmeyi sever Dekorasyona meraklıdır Tempolu müzik leri sever Çok değişkendir

..... bir insanım

Aynı şarkıyı 100 kere dinleme manyaklığı olan,sabah suyu yüzüne çarparken suyun bileklerden dirseklerine akmasına uyuz olan, buzdolabını açıp boş boş baktıktan sonra kapayan, kulağında mp3 ile gezerken klip tadında yürüyen,elleri...ni bir türlü ısıtamayan, çift bölmeli çakmakta her iki tarafta gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan, girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan, masaya oturduğu zaman ilk olarak ayaklarını koyacak yer arayan, küçükken radyodan kaset dolduran iki eli birden doluyken elektrik düğmesini burnuyla açıp kapayan, kedinin miyavlamasını bakışlarıyla susturmaya çalışan, otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan, çorap giymeyip biraz hava alsın diyen,hiçbir bebeğin ağlamasına tahammül edemeyen, hayatında hiç lost izlememenin eksikliğini hissetmeyen, arabayı müzik olmadan hareket ettiremeyen, limonun tekbir damlasına bile uyuz olan, eşek kadar kızların 3 yaşındaki kızlar gibi konuşmalarına sinir olan, yolda giderken kaldırımd

Öz Eleştiri: Umursamazlık

Bu "umursamaz" kelimesi ölsün gebersin istiyorum. Bana yapışıp kaldı resmen. Çıkartamıyorum üzerimden. Neler neler kaçırdığımın farkında değilim. Farkındayım aslında... Ne kadar lanet bir huy bu! Umursamaz olmayı ben istemiştim. O zaman daha az acı çekeceğimi düşünmüştüm. Evet aynen öyle...Daha az acı çekiyorsunuz. Tabi sadece ilk başlarda... Sonra bu umursamazlık yerinde durmuyor. Sürekli seviyesini yükseltiyor yükseltiyor yükseltiyor... Bir yerden sonra gerçekten durdurulamaz bir hal alıyor. Büyüyor git gide. Ve hiç bir şekilde buna müdahale edemiyorsun. Bulaşıcıdır umursamazlık. Umursamazlılığı kabul edenlere bulaşıverir. Çabukcak öğrenirler onlarda bu huyu. Kabul etmek istemeyenler zaten uzaklaşırlar. Yavaş yavaş insanları kaybedersin. Kaybettiğin insanlar çoğalır çevrende... Çoğu zaman yalnız kalırsın. Bunu kendim istemiştim. Umursamaz olmayı ben seçtim. Ben yaptım bunu. Acısını ben çekiyorum tabikide... Yeni edindiğim arkadaşlarımı da bu yüzden kaybediyorum işte..

Sıkılınca Böyle Oluyor

Resim

İnkum

Resim
O kadar eğlenceli bir gün geçirdim ki anlatamayacağım. O yüzden fotoğrafları paylaşacağım. Fotoğraflar anlatsın bizi  :) Hep birlikte İnkum Plajına gittik :)   Yüzdük, güneşlendik ve bol bol güldük :) Sonra mangalda yaptık...  Ankara havası çaldı ve biz oynadık! ve gün batımımız... Devamında evde nargile keyfi :)

Kaç Kez Gittim Senden | Bulduklarım vol7

Yenilgiler yalniz yasanırdı ve sen her zamankinden daha cok yoktun...  Sensizliğin hiçbir türüne alışamadığımı bilirdin ama yoktun...  Her zamankinden daha cok yoktun ve benim sana vurulduğumda kesilmemiş cezalara karşı nasıl savunmasız olduğumu bilirdin...  Kaç Kez Gittim Senden  Yine sana döndüm her defasında sana döndüm zemherilerde yere düşürülmüş bir cicek kadar çaresizdim; üşüyordum ellerin olmayınca tenimde...  Yenilgiler yalnız yasanırdı ve sen her zamankinden daha cok yoktun. Kaç Kez Gittim Senden Kendimden gittim. tanımlanmamış yenilgilerimde tek bedeli sensizlikti de ben sensiz yapamazdım; yasayamazdım iflasını gözlerimde.  İşte bu yüzden yalnızca bu yüzden kaç kez yine sana döndüm... Kendimle döndüm sen olmadın...  Her yeni bulusmada biraz daha benimdin ve sen her zamankinden daha çok yoktun...  Kimbilir hangi mevsimlerde unutulmus bir şarkıydı dudaklarını kanatan.  yanlış basan notalarda ben hiç olmadım saklama sakın... kaç Kez Gittim Senden Kendimden gittim sonunda...Tanı

Hastalık Hastası Oldum

Neden böyle oluyor anlamıyorum. Sürekli hastayım. Bir türlü iyileşemiyorum. Nasıl bir bünyedir benim kisi? Üniversiteye başladım başlayalı her mevsim hasta oluyorum. Bazen abartıp her ay içerisinde bir hafta hasta yatakta geçiriyorum. Pisliğin içinde de yaşamıyorum. Doğru düzgün yemek yiyorum. Artık aklıma tek bir şey geliyor. Bütün bunların sebebi psikolojik! Başka bir açıklaması yok ki bunun! Psikolojim bozuk benim arkadaş. En yakın zamanda da deliririm zaten. Bu saçma sapan hastalıklarla boğuşarak ölüp gideceğim. Delirdiğim zaman anlarsınız. Hadi KİB.

Bir Şey Söylemek İstiyorum (!)

Resim
Bir suçluluk psikolojisi bu. Hiç sevmediğin bir şeyi sırf, çok sevdiklerin istiyor diye yapmak. Bir insanı ne kadar mutlu edebilir ki? Geleceğime dair ne kadar mutlu olabilirim. Onların mutlu olması beni de gelecekte mutlu yapacak mı? Bencil mi davranıyorlar? Bence evet. Kendi isteklerini zamanında gerçekleştirememişler. O isteklerini de bana yaptırmaya çalışıyorlar. Bir insanı ne kadar mutlu edebilir bu? HİÇ! Evet hiç etmez. Başta her şey iyi gidiyordu. Yapabileceğimi düşünmüştüm. Sonuç olarak ailenin mutluluğu her şeyden önemlidir. Bazen kaçmak geliyor içimden. Mutlu olabileceğim hayatın peşinden koşmak geliyor. Ama yapamıyorum. Sırtımı yasladığım ailemi kaybetmeyi göze alamıyorum. Ben bu kadar kötü kalpli biri değilim. Kendi isteklerim yüzünden kimseyi üzemem. Peki ama ben? Ben şu an çok üzülüyorum. Kim bunun farkında? Ben cevap vereyim: HİÇ KİMSE! Neden mi? Buna da hemen cevap vereyim: Çünkü hiç kimseye bunu belli etmiyorum. Aklımın ucundan geçmeyen bir hayat yaşıyorum son 3 yı

Mutlu Yıllar :)

Resim

Tanımadığım Biriydi O

1.  O  25. Mar. 2012 - 21:00 sanırım tutuklu bir gazeteci olmalısınız. 2. BEN  25. Mar. 2012 - 21:43 Hyır ben sadece üniversite öğrencisiyim :) 3.  O  25. Mar. 2012 - 21:47 adalet istiyorum diyince bende dedim heralde tutuklu gasteci. 4. BEN  25. Mar. 2012 - 22:48 sadece tutuklu gazeteciler mi adalet ister ki :D 5.  O  25. Mar. 2012 - 22:50 pardon ya ne kadar düşüncesizim cihan kırmızıgül vardı bi de sanırım siz de bi tutuklu öğrenci olmalısınız. 6. BEN  25. Mar. 2012 - 22:51 :D aman tamam. bu kadar dalga yeterli :) 7.  O  25. Mar. 2012 - 22:53 o zaman ciddi konulardan bahsetme zamanı geldi nihayet. 8. BEN  25. Mar. 2012 - 22:53 haydi başla :) 9.  O  25. Mar. 2012 - 22:55 nerden başlasam bilmiyorum ki. 10.  B EN  25. Mar. 2012 - 22:56 kimsin nesin :D neden ben :D 11.  O  25. Mar. 2012 - 22:59 başlık metnin dikkatimi çekti tutuklu gazetecilere ve öğrencilere ilgim var bi de hrant a onun için. 12.  B EN  25. Mar. 2012 - 23:00 Ben sadece aşk

Hayat Devam Ediyor

Bu teknolojiden uzak boş odada daha fazla ne yapılabilir ki? Kitap okumak, duvarlara bakmak, temizlik yapmak vs. hariç. Nefes alıyorum aslında. Arada bir de değil üstelik. Sürekli. Her an, her saniye nefes alıyorum, nefes veriyorum. Pek şaşırtıcı bir durum değil bu sanırsam. Çünkü herkes her zaman yapıyor bunu. Saçma bir olgudan oluşumdan bahseder oldum, biliyorum. Yalnızlık işte bu. İnsana ne zaman, nerede, nasıl saçmalayacağını söylemiyor. Bir anda vuruyor darbeyi, gittikçe ağırlaşıyor sonra. Belki bir balyozun ağır çekim inişi izler gibi değiyor bedenime. Sonra hiç bir şey olmamış gibi geri çekiliyor. Üzerime bıraktığı yaralar ile beni baş başa bırakıyor. Ve sonra zil çalıyor. Yaşasın! Sonunda yalnızlığımın tepe noktasına ulaşmıştım! Bir aşkın olmasına gerek yoktu kollarımda. Alıştım artık yalnızlığa. Yalnızlığımlayım derken sanki biriyleymişim gibi bir hisse kapıldım.Var mıydı öyle bir şey gerçekten? Eğer ben tek isem burada öylece bir başıma burada duruyorken, yalnızlık dediği