Kayıtlar

Uçmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

HEZARFEN UÇUŞU

Resim
     Bir zamanlar İstanbul'un tarihi sokaklarında, Hezarfen Ahmet Çelebi adında çok yetenekli bir mucit yaşarmış. Gözlerinde, sadece uçma arzusuyla kıvılcımlanan Hezarfen'in kalbinde ise gizlice bir aşk yeşermekteydi: Güzel Leyla. Leyla, şehrin göz kamaştırıcı güzelliklerinden biriydi ve Hezarfen'in kalbini hızla ve derinden etkileyerek çalmıştı. Leyla'nın zarafeti, İstanbul'un en büyüleyici sokaklarında bile dikkatleri üzerine çekiyordu ve herkesin içinde sevgi dolu bir hayranlık uyandırıyordu. Hezarfen, her uçma denemesiyle kalbinin ritmi hızlandığı gibi, Leyla'ya olan hislerinin de giderek güçlendiğini fark etti. Onun sevgisi, İstanbul'un tarihini ve kültürünü dahi aşan derin bir bağ haline gelmişti. Bu tarihi sokaklarda, bir yandan mucit kimliğiyle sıradışı icatlar yaparken, diğer yandan da sevdiği kadına olan aşkını büyütüyordu. Hezarfen, hedefine ulaşmak için gökyüzüne doğru yükselirken, kalbi de Leyla'ya olan sevgisiyle dolup taşıyordu. O, İstan

KUŞ GİBİ

Resim
     Kuş gibi özgür olmak istiyorum. Benim amacım, kanatlarımı sonsuzluğa açarak gökyüzünde süzülerek rüzgâr gibi hissetmek. Özgürlüğün sembolü olarak göç etmeyi, diyar diyar dolaşmayı ve dünya üzerinde henüz keşfetmediğim hiçbir yer bırakmamayı istiyorum. Gerçek anlamda özgür olma düşü ile doluyum, öyle ki hayal ettiğimde bile içimi bir coşku kaplıyor. Her bir kanadımın hava ile buluştuğu an, adeta bir kuşun özgürce uçabilmesi gibi, ben de bu dünya üzerinde uzun zamandır özlediğim gezintiye çıkmak istiyorum. Benim için gerçek bir özgürlük hissi, insanın sınırlarını zorlamak ve bilinmeyen rotalara ilerlemektir. Bu yüzden, rüzgârda süzülerek kanatlarımı açıp hayallerimdeki hayatı yaşamak istiyorum. O hayallerde tüm güzellikleri keşfetmek, bilmediğim kültürleri deneyimlemek ve kendimi tam anlamıyla özgür hissetmek istiyorum.       Renkli bir güneş batışının ardından gökyüzünde yıldızlarla dans etmek, oksijen dolu dağ tepelerine tırmanmak veya okyanusun derinliklerinde bir yunus sürüsüyle

Kelebek

Yanlış bir zamanda doğmuştu Daha küçücük bir tırtıldı Yeni bir umut büyütüyordu kendiyle birlikte Çok uzun yolu vardı önünde Aç kalmamalıydı Kış günü yumurtasından çıkması onun suçu muydu? Az biraz yaşadı ilk evresini Tırtıl olmak zorlamıştı onu Kısa bir zaman sonra örmeye başladı kozasını Kışı çabuk ve kolay atlatır diye düşünmüştü Halbuki içinde büyüttüğü umut Onu daha çok ısıtmıştı Onu daha çok hayata bağlamıştı Ve gene hiç ummadığı bir anda çıkmıştı kozasından Hep yanlış zamanı seçmişti Rengarenk kanatlarını çırptı önce Kendisinin büyüsüne kapılmıştı Çirkin bir tırtıl iken Bu kadar güzel bir kelebeğe döneceğini tahmin edememişti Kanatlarını bir kez daha çırptı Havanın soğuğuna aldırmadı Uçmaya başladı rüzgarla birlikte Umuduyla birlikte savrulmaya başladı rüzgarda Uçup ilerlediğini düşünüyordu o Ama tek yapabildiği acemice kanat çırpmaktı Rüzgarın ritmine kapılmıştı Bir ağaca çarptı ve durdu Daha iyisini yapabilirim düşüncesine kapıldı Ağacın en tepesine