Kayıtlar

Kötü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fil Perisi

Bir fil perisi ziyaret etti beni dün alacakaranlık vaktinde. Konuşmaya çalıştı gözleriyle. Elime dokundu göz yaşlarıyla. Çok fazla kahkaha attı. Ben anlamadım, eşlik edemedim ona. Durdum bekledim yorganımın altında. Çok korkmuştum ondan. Dileklerimi ağlatacağını, sevinçlerimi kahkahalara boğacağını ve saçlarımı uzatacağını söylemişti. Bense ısırgana sarılmış kaktüs gibiydim. Kendi acıma ağlıyordum ama onu ağlattığımın farkında bile değildim. Boşverdim duygularımı bende. Fil perisinin elindeki kutup yıldızını çaldım, kaçtım. Kovalayamadı beni o kilolarla. Odanın kapısından çıkamadı. Ben dileklerimi gerçekleştirmek için tuvalete koştum. Bütün masalların gerçek olmasını istedim. Kahramanlar için mutlu sonlar, kötülük yapanlar kötü sonlar diledim. Fazlası gerçekleşti. Kutup yıldızı parladı ve elim yanmaya başladı. Bende elimden attım yıldızı. Kırıldı, paramparça oldu. Fil perisinin çığlıklarını duydum. Odama koştum tekrar. Ortada yoktu peri. Gitmişti. Dileklerimin gerçekleştiğini nereden ö

Kara Mesaj

Resim
Evrene gönderdiğin mesajlar aslında çok önemli. İstesen de istemesen de; evren, yolladığın bütün mesajları iyi-kötü ayrımı yapmadan kabul ediyor. Bunun sonucunda ise beklenmedik tesadüfler ortaya çıkıyor. Evrene gönderdiğin mesajın duygu yoğunluğuna bağlı olarak gerçekleşiyor her şey. Duygularının seviyesi ne kadar yüksek ise o kadar tesadüfle karşılaşıyorsun. Tıpkı bugün bana evrenin yaşattığı tesadüfler gibi...   Dışarı çıkar çıkmaz karşılaşmak istemediğim insanlar geldi birden bire aklıma ve onlardan ne kadar çok nefret ettiğim. Onlara karşı nefret duygum o kadar fazlaymış ki hepsi birden bire karşıma çıktılar. Karşılaşmak istemediğim bütün insanlar. Halbuki güne başlarken ne kadar çok mutluydum, umutluydum. Şu an içimde nefretten başka bir duygu yok. Evrene gönderdiğim "yanlış mesaj" günümü alt üst etmeye yetti. Kabul edilmemesi gereken bir mesajdı. Aslında mesajda göndermek istememiştim. Dediğim gibi hepsi birer tesadüftü. Bir sigara yanar bir sigara söner hay

Öğrendim ki Ben Hayata

Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız. Güveni geliştirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika. Hayatında nelere sahip olduğun değil Kiminle olduğun önemli. Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek. Öğrendim ki, bir de Kendini en iyilerle kıyaslamak değil Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir. İnsanların başına ne geldiği değil O durumda ne yaptıkları önemli. Ne kadar küçük dilimlersen dilimle Her işin iki yüzü var. Olmak istediğim insan olabilmem Çok vakit alıyor. Karşılık vermek Düşünmekten çok daha basit. "Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek" Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun. Öğrendim ki bazen 'Bittim' dediğin andan itibaren Pilinin bitmesine daha çok var. Sen tepkilerini kontrol edemezsen Tepkilerin hayatını kontrol eder. Kahraman dediğimiz insanlar Bir şey yapılması gerektiğinde Yapılması gerekeni Şartl

Unutmak

Geçmişimizde yaşadığımız hiç bir şeyi unutmadığımızı düşünsenize! Bütün mutlu olduğunuz zamanlar, dakika dakika aklınızda. Tabi mutsuz olduğunuz anlarda... Duygu karmaşası. İyi ki insanlar unutabiliyor. Eğer unutamıyor olsaydık neler olurdu kim bilir? Daha şimdi ölmüş gibi hissederek 15 yıl önce kaybettiğimiz annemiz için yine bir anda hüngür hüngür ağlayabilirdik. Ne dindirirdi acımızı? Kimsenin attığı kazığı unutmazdık. Bu sayede belkide affetmek diye bir şey olmazdı. Ezberleme diye bir şey olmazdı. Çünkü herşeyi zaten aklımızda tutuyor olurduk. Zeki ve aptal diye zeka farklılıkları da ortaya çıkmazdı böylelikle. Çünkü her şeyi hatırlıyoruz. Aklımızdan hiç bir şey silinmiyor. Düşünebiliyor musun? Düşünemiyorum. Öyleyse; iyi ki unutuyoruz.  Çünkü ancak unutarak duygularımıza hükmedebiliyoruz.

Öz Eleştiri: Umursamazlık

Bu "umursamaz" kelimesi ölsün gebersin istiyorum. Bana yapışıp kaldı resmen. Çıkartamıyorum üzerimden. Neler neler kaçırdığımın farkında değilim. Farkındayım aslında... Ne kadar lanet bir huy bu! Umursamaz olmayı ben istemiştim. O zaman daha az acı çekeceğimi düşünmüştüm. Evet aynen öyle...Daha az acı çekiyorsunuz. Tabi sadece ilk başlarda... Sonra bu umursamazlık yerinde durmuyor. Sürekli seviyesini yükseltiyor yükseltiyor yükseltiyor... Bir yerden sonra gerçekten durdurulamaz bir hal alıyor. Büyüyor git gide. Ve hiç bir şekilde buna müdahale edemiyorsun. Bulaşıcıdır umursamazlık. Umursamazlılığı kabul edenlere bulaşıverir. Çabukcak öğrenirler onlarda bu huyu. Kabul etmek istemeyenler zaten uzaklaşırlar. Yavaş yavaş insanları kaybedersin. Kaybettiğin insanlar çoğalır çevrende... Çoğu zaman yalnız kalırsın. Bunu kendim istemiştim. Umursamaz olmayı ben seçtim. Ben yaptım bunu. Acısını ben çekiyorum tabikide... Yeni edindiğim arkadaşlarımı da bu yüzden kaybediyorum işte..