Kayıtlar

Sigara etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kızıl Ay - 3

O bahtsız günü atmıştım üzerimden. Yeni bir ev bulmuştum ve apar topar taşınmıştım. Cebimde tek bir metalik bile kalmamıştı. Çaresizce dolanıyordum ortalıkta. O akşam yine sahnem vardı. Erkenden gittim. Klişelerle ilgilendim biraz. Sahneye çıkış saatim gelmişti. Çıktım söyledim şarkılarımı, çaldım gitarımı. Ara ara da tedirginlik basıyor üzerimi, ürküyorum. Ağzına sıçtığımın karısı gelmesin diye dua ediyorum içimden. Gerçi köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış. Aynen öylede oldu. Bu sefer gecenin sonuna doğru geldi kadın. Yada önceden gelmişti ben fark etmemiştim. Aman neyse ne işte. Geldi yine o kadın. Ben sahneden bir an önce inip uzaklaşmak istedim. Arkadaşlar tuttular beni bir süre. Ulan bırakın tırsıyorum. Bir ara tuvalete kaçma fırsatı buldum. Oradan da kaçar eve giderim diye düşünüyorum. Öyle de yaptım. Yani yapmaya çalıştım. Çıkarken gözlerim kadını aradı. Kadın ortada yoktu. Oh çektim içimden. Dışarı çıktım, kadın dışarıdaki varillerin yanında ve sigarası elinde bir

Kızıl Ay - 1

Bundan tam 15 sene önce onunla tanıştım. Ben o zamanlar Kızılay'ın arka sokaklarında ki barlardan birinde hafta içi üç gün sahneye çıkıyorum. Öyle ahım şahım bir mekan değildi. 2+1 bir apartman dairesinden bozma butik bar. Gitar çalıp şarkı söylüyorum. Gelen kişiler hep aynı insanlar. O kadın da her akşam gelirdi. İki bira içer, üç beş kahkaha patlatır sonrasında ortadan kaybolurdu.  O gece kadınla sohbet etme fırsatı bulmuştum. Benim sahnem bitmişti, başka bir arkadaşım sahneye çıkmıştı. Bar taburelerinde en sağda oturuyorum duvar dibinde. En sevdiğim yer orasıdır. Hem sahneyi rahat görebiliyordum, hem içeriye giren çıkanları rahatça kesebiliyordum. Önce sırtıma dokundu. Sonra sağ elini, benim sağ omzuma doğru yavaşça ilerledi. Kırk yıllık asker arkadaşım gibi elini omzuma atıvermişti. Kulağıma doğru eğildi. Tebrik edeceğini sanmıştım ama öyle değilmiş. "Sana bir teklifim var" dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım. Kadının fazla alkol alıp sarhoş olduğunu düşündüm. Cevap b

Üç Yıl Önce

Her zaman gittiğim çay bahçesine gittim. Sabahları işe gitmeden önce orada çay ve sigara içmek adetim olmuştu. Bir gün seni görmüştüm orada. Bundan tam üç yıl önceydi. Çok iyi hatırlıyorum tarihi 1 Eylül 1996. Havalar hala sıcaktı. Sonbahar yüzünü göstermeye utanmıştı o yıl ama sen saçlarını savurarak oturmuştun tam karşı masama. Farketmeden seni izlemeye başlamıştım. Elimdeki gazeteleri okuyordum güya. Gözlerimi senden alamıyordum ki... Sigarayı elimde unutmuş çayımı soğutmuştum. Elim yandığı zaman farkına vardım seni izlediğimin. Senin beni görüp görmediğinden bile emin değilim. Eğer gördüysen büyük bir utanç duyarım bundan. Çünkü sana bakmamışım, dalıp gitmişim.Farkına varınca hemen saate baktım. Az vaktim kalmıştı "acaba senin kalkmanı beklemeli miydim?" diye düşünmeden edemedim. Fakat işe geç kalamazdım. Seni orada öylece ulu orta bırakarak gittim.  Sonraki günlerde uğramadın hiç sabahları. Gerçi ben oraya yıllardır her gün gidiyorum ve seni ilk defa görüyorum. Sonraki

Senin Çakmağın

Yapayalnız yürüyorum Yollarım denize çıkıyor Sahilde yürüyorum Dalgalar çarpıyor kordona Martılar şarkı söylüyor Bense yürüyorum durmadan Ağır ağır yürüyorum Biraz soğuk sahil Üşüyorum Ellerimi ceplerime sokuyorum Senin çakmağın çıkıyor cebimden Ağlamaklı oluyorum Hafif bir rüzgar esiyor Bir damla yaşı siliyor Alıp götürüyor benden Yürüyorum Yorulduğumdan değil ama Oturuyorum bir banka Ceketimin cebinden çıkarıyorum sigaramı Senin çakmağınla yakıyorum Benim yüreğimi yaktığın gibi  Çatır çatır tutuşuyor sigara Bir nefes çekiyorum Sigara azalıyor ama Yanmaya devam ediyor Yüreğim de yanıyor Atmaya devam ediyor Canım acıyor ama  Nefes almaya devam ediyorum İnsan nefes almadan yaşayamaz Sen nefesim oldun Son nefesim de ol Egemengin

Daha çok ondan - Daha az bundan

Tarih içinde zamanımızın paradoksunu şöyle sıralayabiliriz: Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız Daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var. Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz Daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz. Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var. Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz Daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var. çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz,  çok savurganca para harcıyoruz,  çok az gülüyoruz,  çok hızlı araba kullanıyor,  çok çabuk kızıyoruz,  çok geç saatlere kadar oturuyor,  çok yorgun kalkıyoruz,  çok az okuyor, çok fazla tv izliyoruz  ve  çok ender şükrediyoruz. Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz. Geçimimiz

Bir Gün Bir Adam

Saat sabahın 7'siydi. Uyanmıştı ama alarmın çalmasını bekliyordu yataktan kalkmak için. Her sabah öyle kalkardı yatağından. Alarm çalmadan önce uyanırdı. Yatağın içinde ayılmak için bir o yana bir bu yana döner dururdu. Alarm saat 07:00'ye kuruluydu. Kalktı, banyoya doğru yöneldi. Dün gece biraz içmişti ve başı biraz ağrıyordu. Banyoya girmeden mutfağa gitti. Kahve suyunu ısıtmaya bıraktı. Banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadı. Aynada biraz yüzünü inceledi. Sakalının uzayıp uzamadığını iyice kontrol etti. Kesmeyeceğine karar verdikten sonra tekrar mutfağa gitti. Kahvaltı etmeden asla giyinmezdi. Çünkü biraz sakardı ve üzerine dökmekten korkardı. Eğer giyindikten sonra kahvaltı yaparsa ve üzerine bir şeyler dökülürse çok sinirlenirdi. İşe geç kalırdı. Çamaşırları direk makineye atardı, akşam eve geldiğinde fazladan iş çıkarmış olurdu kendisine. Bunu bildiği için Kahvaltıdan sonra giyinirdi, rahat rahat.  Kahvesini içti, kahvaltısını etti. Giyindi ve çıktı evden. Her zaman o

Bir Fincan Kahve Yudumlasam

Tanışsak Geçmişimizden konuşsak yada o anki duygularımızdan Otursak bir yere Etraftan geçenlere baksak mesela. Bir fincan kahveyle Bir sigara yaksam ben Uzatsam sana Alır mısın diye Sen almasan Ben yaksam sigaramı Bir fincan daha kahve yudumlasam Ve senin bakışlarınla karşılaşsam Göz göze gelsek Bir süre donuk kalsak Sonra etraftakiler fark etmesin diye çevirsek başlarımızı tekrardan Ben sağa Sen sağa Sonra konuşsan Alabildiğine konuşsan Çünkü ben konuşmayı beceremem Utanırım Yapamam Dinlemekten hoşlanırım Dinlerim seni ben sen anlat bana her şeyi Arada bir soru sor Ben cevap vereyim sana Sonra bir fincan daha kahve yudumlayayım Sen anlatırken seni biraz süzeyim Sen bunu fark edip biraz kendine çeki düzen versen Ben rahatsız olduğunu düşünsem Ve sadece gözlerine baksam Bir daha kahvemi yudumlarken elim titrese mesela Sen bunu fark etmesen Sen anlatırken ben o anlattıklarının hayalini kursam Sigaramın dumanı düşünce balonum olsa Hiç tükenmesin balonla