MEKTUP "Ne İçin Yaşıyoruz?"

    Birkaç gündür aşırı sıcak ve nefes bile aldırmayan hava bugün yerini bir anda yağmura bıraktı. Bugünde fazlasıyla nemli ve bunaltıcıydı aslında. Hiç hafiflemedi havanın buhranlığı. Birkaç zamandır aklıma bir soru gelip gidiyordu. Aslında uzun zamandır aklımda olan bir soru ama o soruyu düşünmemek için başka şeyler ile ilgileniyordum, başka şeylere konsantrasyon oluyordum. Başarıyordum da aslında. Ta ki bugüne kadar…

    Sabah çok güzel bir enerjiyle uyandım, alarm çaldığı gibi gözümdeki uyku kaçtı ve hemen ayaklandım. İçimde çalan şarkılara dur diyemiyorum. Demekte istemiyordum. Çünkü ben hangi ruh halinde olursam olayım enerjisi yüksek şarkılar dinlemeyi seviyorum. Ruhumu toparladığını düşünüyorum. Şarkılar söyleye söyleye dans ede ede duşumu aldım. İçimdeki bu yüksek enerjinin nereden geldiğini de asla sorgulamadım çünkü ara ara bana böyle şeyler olur. Duştan çıktım, üstümü başlımı giyindim. Çıktım evden, bindim otobüse. Ne olduysa zaten otobüse binince oldu. Instagramda bir reels videosu çıktı karşıma. Hani bu sağa sola, hava alanlarına, kafelere -belki çalmasını bilen biri çalar umuduyla- yerleştirilen piyanolar var ya, heh işte ondanlar birini çalan birini izledim. Vivaldi’nin winter’ını çalıyordu. Onu dinlerken klasik müzik dinlemeyi özlediğimi fark ettim ve hemen çalma listelerimdeki klasik müzikleri açtım. Sonra işler değişmeye başladı. İçimdeki heyecan ve enerji gittikçe çoğalıyordu ama bir yandan da nefesim kesilmeye başladı. İki nefes alınca sanki hıçkırıyormuşum gibi oluyordu. Nefes alıp verirken tekliyordum. Çevremdekilere fark ettirmemek için kendimi kasıyordum ama bu seferde gözlerim dolmaya başladı. Ben ki çok uzun zamandır ağlayamayan adam, saçma bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Kulağımdaki müziği hemen kapattım. Hava kötü olsa bile kafama taktığım güneş gözlüğümü gözüme indirdim. Göz yaşlarımı bitti sanmıştım ama bitmemişler. Tıka basa dolmayı ve akmak için bir sarsıntı bekliyormuş meğerse. İşte o anda uzun zamandır aklıma gelen ve cevaplamaktan çok korktuğum soru aklıma geldi. 

Ne için yaşıyorum?

    Sabah ki enerjimden eser kalmamıştı. Gözyaşlarım ve burnum aynı anda akıyordu. Fazla nefes teklemesi yaşamadım iyi ki. Bir yandan burnumu çekip bir yandan derin nefes almaya çalışıyordum. Müziği kapatınca nefes alışım birkaç saniye içinde düzeldi. Hafiften kendime gelmeye başladım. Auram rengârenkken bir anda karardı. Bardağın dolu tarafını görmeye çalışanlardanım ben aslında. Mutsuzluğu sevmen, mutsuz edenden, mutsuz yerden uzaklaşırım. Ama kendimden şu an nasıl uzaklaşabilirim? 

    Ne için yaşıyorum ki?
Neden? Bu soruya dolu bir cevap bulamıyorum bulamıyorum bulamıyorum. Yaşıyoruz da ne olacak? Sonuç ne? Ne için çabalıyoruz? Nasıl bir oyunun içindeyiz? Kimin oyuncak dünyası bu? Birini mi mutlu etmek için yaşıyorum? Kim o? Ne o? Çok fazla sorgulayıcı oluyorum. Cevapları bulamıyorum. Daha fazla soru geliyor aklıma ve yine cevapları yok. En azından benim için yok cevapları. Belki sizin cevaplarınız vardır, ama beni tatmin edebilecek bir cevaba henüz rastlamadım. Lütfen bana yardımcı olur musunuz? Bardağın dolu tarafını bende görmek istiyorum. Kesinlikle bir anlamı olmalı yaşamın. Ama nedir bu yaşamın anlamı? Herkes tabi bu konuda farklı düşünüyordur. Herkesin için yaşamın anlamı farklıdır. Kimi ise benimle aynı düşünceleri paylaşır. 

    Peki başka bir soru daha sorsam size? Yaşama amacınız ile yaşamınızın anlamı aynı şey mi? Yaşama amacınız, yaşama anlamınız mı? Sanki öyleymiş gibi geldi bir an. Yaşamak için bir amacınız varsa o zaman yaşamınız anlamlanabilirmiş gibi… Bu da çok yarış atı gibi hissettirdi. Karşımızda bir bitiş çizgisi var ve koşuyoruz. Neden koşuyoruz? Oraya varınca, hedefimize ulaşınca ne olacak? Yeni bir hedef, yeni bir amaç ve yeni bir anlam mı oluşturacağız? E nereye kadar bu böyle devam edecek? Kısır bir döngü. Dön dolaş yine başa gel. Aa yine aynı soruya geldik. Biz Neden Yaşıyoruz? Ne İçin Yaşıyoruz?


Mektup için isimsiz kahramana teşekkür ederim.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK İKSİRİ

BÜYÜK MAVİ BALİNANIN ÇIĞLIĞI

AKVARYUMUN İÇİNDE