Eski Bir Dostluk Üzerine: Değişimler ve Uzaklaşmalar
Ben elimden geldiğince ona ayak uydurmaya çalıştım, ama onun seçtiği yol bana uygun bir hayat tarzı değildi. Verdiği kararlar, sanki düşünmeden alınmış gibi, sanki mantıktan tamamen uzak, hesapsız kitapsız hareketlerin sonucuydu. Onu anlamaya çalıştım, neden bu yolu seçtiğini çözmeye uğraştım. Ama çarpıcı bir sebep bulamıyordum. Hayatında onu bu noktaya sürükleyecek büyük bir olay yaşamamıştı. Yine de kendini bambaşka bir dünyaya hapsetmişti ve ben bunu anlamlandıramıyordum.
Ona karşı içimde büyüyen öfkeyi hep sakladım. Belki zamanla unutacağımı düşündüm, ama ne zaman aklıma gelse öfkem yeniden gün yüzüne çıkıyordu. Onu içinde bulunduğu bataklıktan çıkarmak için elimden geleni yaptım, ama o bunu fark ettiğinde benden uzaklaşmaya başladı. Çünkü aslında benim onu yukarı çekmemi değil, benim de aşağı inmemi istiyordu. Fakat ben orada olmak istemediğimi çok iyi biliyordum. Ona yardım etmeye çalışırken, o beni de o karanlığa sürüklemek istiyordu.
Sonunda pes ettim. Gücüm yetmediğinden değil, sadece onun biraz olsun mantıklı düşünebildiğini görmek istemiştim. Ama yanılmışım. Eskiden ne kadar yakın olursak olalım, artık ortak bir noktamız kalmamıştı. Zamanla sohbet etmek, vakit geçirmek için bile bir araya gelmez olduk. Bunu fark ettiğimde, "Madem benimle olmak istemiyor, ben de giderim" dedim ve onun benden uzaklaşma hızından daha hızlı bir şekilde hayatından çıktım.
Bu satırları ona söylemeye cesaretim var elbette, ama onun kendini savunmasını ya da bir açıklama yapmasını istemiyorum. Çünkü artık gözümde savunulacak bir tarafı kalmadı. Yine de, içten bir dilekte bulunmak istiyorum: Umarım bundan sonra hayatında daha mantıklı kararlar alır, beynini kullanır ve kendi seçimlerinin bedelini en az hasarla ödersin. Kendine iyi bak, eski dostum.
Yorumlar
Yorum Gönder