Kayıtlar

Senin Çakmağın

Yapayalnız yürüyorum Yollarım denize çıkıyor Sahilde yürüyorum Dalgalar çarpıyor kordona Martılar şarkı söylüyor Bense yürüyorum durmadan Ağır ağır yürüyorum Biraz soğuk sahil Üşüyorum Ellerimi ceplerime sokuyorum Senin çakmağın çıkıyor cebimden Ağlamaklı oluyorum Hafif bir rüzgar esiyor Bir damla yaşı siliyor Alıp götürüyor benden Yürüyorum Yorulduğumdan değil ama Oturuyorum bir banka Ceketimin cebinden çıkarıyorum sigaramı Senin çakmağınla yakıyorum Benim yüreğimi yaktığın gibi  Çatır çatır tutuşuyor sigara Bir nefes çekiyorum Sigara azalıyor ama Yanmaya devam ediyor Yüreğim de yanıyor Atmaya devam ediyor Canım acıyor ama  Nefes almaya devam ediyorum İnsan nefes almadan yaşayamaz Sen nefesim oldun Son nefesim de ol Egemengin

DENİZ KABUĞU

Deniz kabuğuna aşık olacağım artık. Onlar beni uçsuz bucaksız denizlerde, okyanuslarda gezdirecekler. Saklayacaklar, kollayacaklar beni kabuklarının içlerinde. Bense onları hep seveceğim en saf halimle. Karanlık çöktüğünde birlikte izleyeceğiz yakamozu. Gökyüzünde kayan yıldızları her gördüğümüzde aynı dileği geçireceğiz aklımızdan. Her doğan güneş ısıtacak bizi aşk gibi. Balıklarla arkadaşlık kuracağız, oyunlarına ortak olacağız. Kaplumbağalarla seyehat edeceğiz. Yunuslarla şarkılar söyleyeceğiz. Köpek balıklarından kaçacağız birlikte. Ama hep gözlerinde o deniz rengini göreceğim. Ben deniz kabuğuna aşık olacağım. Dalgalarla savrulacağız. Kızgın kumlarda kavrulacağız. Martılarla selamlaşacağız. Oltaları kopartacağız seninle. İçindeki inci gibi kalacaksın benim içimde. Ben her denize baktığımda seni hatırlayacağım artık. Egemengin

Bundan Sonra Böyle

Aslında benim blog yazmamda ki amacım, biraz da olsa sıkıcı hayatımdan kurtulup farklı bir şey ile ilgilenmekti. Bunu da çok güzel bir biçimde gerçekleştirdim. Bu şehrin bana vermiş olduğu bütün sıkıntıları içimden söküp atar gibi yazdım. Hep yazdım. Ama artık pek sık yazmıyorum, yazamıyorum. Hayatımda ki sıkıntılardan kurtuldum mu? Hayır. Bu şehirden kurtuldum mu? Hayır. Ama çok yakın zamanda buralardan uzaklaşacağım. Kimsenin buna engel olmasına izin vermeyeceğim. Önceden yaptığım şey mutsuzluklarıma boğun eğmekti. Bu mutsuzlukların bende oluşturduğu buhran durumlarını kaleme almaktı. Ama artık mutsuzlukları geride bırakıp mutluluğu kovalamaya başladım. Mutluluğu kovaladıkça mutsuzluk hep arkamda kaldı. Artık mutsuz olmuyorum eskisi kadar. Çünkü boşvermeyi ve umursamamayı öğrendim. Hemde çok iyi bir şekilde. Bu şehrin bana kattığı tek şey bu oldu. Ne kadar doğru bir özellik bunlar bilmiyorum ama bu şehirde çokça işime yaradı son zamanlarda. Bundan sonra böyle...

Entrikadan Tükendim

Bıktım gerçekten bıktım. O kadar çok entrika var ki hayatımda, hepsinin canı cehenneme! İnsanların arkadan konuşmalarını, olmamış şeyleri olmuş gibi göstermeleri, konuşulmuş cümleleri yanlış aksettirmeleri... Çok yoruldum artık.  O onu yapmış, bu bunu yapmış, o öyle demiş bunun hakkında, şu şöyle demiş, bense "hani bana, hani bana" dedim. Artık bunları duymak istemiyorum gerçekten. Ne olup bitiyorsa umrumda değil. Nasıl oluyorsa olsun, nasıl bitiyorsa bitsin, ne konuşuyorlarsa konuşsunlar. Artık ben kimseyle ilgilenmiyorum. Seni arıyorsam seninle konuşurum, senden-benden bahsederim. Başkasının muhabbetini yapmaya gerek yok bundan sonra. Bazen bir takım konulara açıklık kavuştursun diye zorunluluktan konuşuluyor. Ama yetti ! Bu kadarı geçekten bana fazlasıyla yetti. Artık dayanamıyorum, bu o kadar hızlı ilerleyen bir konu ki; yetişemiyorum. Yetişmek istemiyorum. Beni es geçin. Ben kendi halime geri dönüyorum. Bu kadar kalabalık bana pek yaramadı. Arkadaşımsınız hepinizi

Kara Mesaj

Resim
Evrene gönderdiğin mesajlar aslında çok önemli. İstesen de istemesen de; evren, yolladığın bütün mesajları iyi-kötü ayrımı yapmadan kabul ediyor. Bunun sonucunda ise beklenmedik tesadüfler ortaya çıkıyor. Evrene gönderdiğin mesajın duygu yoğunluğuna bağlı olarak gerçekleşiyor her şey. Duygularının seviyesi ne kadar yüksek ise o kadar tesadüfle karşılaşıyorsun. Tıpkı bugün bana evrenin yaşattığı tesadüfler gibi...   Dışarı çıkar çıkmaz karşılaşmak istemediğim insanlar geldi birden bire aklıma ve onlardan ne kadar çok nefret ettiğim. Onlara karşı nefret duygum o kadar fazlaymış ki hepsi birden bire karşıma çıktılar. Karşılaşmak istemediğim bütün insanlar. Halbuki güne başlarken ne kadar çok mutluydum, umutluydum. Şu an içimde nefretten başka bir duygu yok. Evrene gönderdiğim "yanlış mesaj" günümü alt üst etmeye yetti. Kabul edilmemesi gereken bir mesajdı. Aslında mesajda göndermek istememiştim. Dediğim gibi hepsi birer tesadüftü. Bir sigara yanar bir sigara söner hay