Kayıtlar

Change

İnsanlar değişebilir. Bunu yadırgamamak lazım. Ama çok uzun süredir tanıdığınız bir dostunuz değişirse ne olur? Durun onuda ben size anlatayım. Afallarsın ilk önce, bu benim dostum değil, hiç öğle konuşmuyor, ne olmuş buna böyle?, iyi mi kötü mü anlayamazsın. İşin özü yadırgarsın ilk önce. daha önce bir kere çözdün bir daha çözersin onun kişiliğin karakterini. Ama bu sefer zor gelir sana onu çözmek. Bir kere yapmıştın ve başarılı bir arkadaşlığınız ve dostluğunuz vardı. Bu saatten sonra insan karakterini neden değiştirsin ki? Değişik ortamlar insanları değiştirir. Okudukları bölümler insanları değiştirir. Bir sayısal öğrencisiyle bir sözel öğrencisinin dünyayı değerlendirişleri farklı olacaktır. Bu da öyle bir şey. İnsan gitti mi, değişmeden geri gelmez. Buna alışmak lazım işte.

ee geldim de ne oldu?

Bunalımdaydım. Sürekli değil tabi ki de, arada bir girip çıkıyorum o aleme. Bunalım sebebini ben uzun bir süredir ailemi, dostlarımı, arkadaşlarımı görememezliğe bağlıyordum. Yanılmışım. Gerçekten beni buda tam olarak mutlu etmiyor. Burada da mutsuz olabilirim. Arkadaşlarımın yanındayken dostlarımla iken eğleniyorum, unutuyorum bir takım şeyleri ama gel görelim ki bir şeyler eksik benim hayatımda. Varolması gereken bir şey ama ney? Tam bilmiyorum, emin değilim. Annemi , babamı, kardeşimi çok özlemişim. onların yanında olmak beni gerçekten mutlu ediyor.     Neden bu istek? Onlardan bu kadar uzak kalmak acaba beni onlara daha mı yakın yaptı? Ya da bu ayrı kaldığımız dönemde onları çok mu fazla özledim? Bilmem ki. Bir cevabı yok gerçekten bunun. Cevaplayamıyorum.      Bunun bile farkında değilim. Soğudum mu ki onlardan? Onun bile farkında değilim. Şizofrenik oldu biraz. Onları seviyorum. Hemde çok seviyorum. Bazıları her ne kadar hayatının hatalarını yapsa da...  Bence bu yazının bazı ye

yoLcuLuk

Buradan ayrılıyor olmuş olmanın verdiği bir mutluluk var mı yüzümde? Bunu kimse söylemedi bana. Belki de tam olarak mutlu değilimdir. Gidiyorum işte kimsenin yine haberi yok. Bunu eğer okursan ben gelmeden sakın beni arama lütfen. Bavul hazır artık bir tek otobüse binip geleceğim. Kimsenin beni almaya gelmesine gerek yok. Bu sefer Kendi başıma sabah sürprizi yapacağım. Çok duygusuzmuşum.Hala bir odunluktan ibaretim. Neden böyle? Neden bu odunluğumdan vazgeçemiyorum? Büyümek mi? Ne kadar? Nereye kadar? her yıl zaten büyümüş oluyorum. Neyse şimdi olay bu değil. Olay benim buradan ayrılıp yerime geri dönmem. Buradan ayrılıyorum da, buradaki herkesten mi ayrılıyorum acaba? hatırlayacak mıyım onları, onlar beni hatırlayacak mı? çok soru sordum. görüşürüz İzmit.
"SENİ SEVİYORUM" lafı eskir mi? 

Tosun İkili

Yanımızda yaz dediler ama ben "yazamam" dedim. Arkalarından konuşmalıyım. Objektif olmalıyım. Bunlar sevgililer. Biri kız biri hayvanımsı erkek. Gerçi kız da artık Fik'e(hayvanımsı erkek olan bu) benzemeye başladı. İkiside doymayı bilmiyorlar artık. Önceden sadece Fik'i doyuramazdık yedikçe yerdi, şimdi Giz'de öyle olmaya başladı. Aynı evde barınmaya başladıklarından beri bu durum böyle. Gecenin bir yarısında acıkıyorlar. Dışarı çıkıp yemek arıyorlar. Neyse ben biraz onlardan bahsedeyim. Fik çok temiz kalpli bi çocuk. Çocuk diyorum çünkü hala çocuk. 20 yaşında olmasına rağmen 25 yaşında gözüksede o daha 15 yaşında bi çocuk. İşte Fik'i en iyi tanımlayan cümle bu oldu. Ha bir de sürekli aç olmasını da ekleyebilirim. Günde 5 öğün tıka basa yedirsen yer. Üniversiteye başladı hemen bir sevgili buldu kendine. Onun adı da Giz. Bu kızı pek fazla tanımıyorum. Hakkında ileri geri konuşmak istemem. Geçenlerde büyük gaf yapmıştım. Beni hala nasıl affetti anlamış değilim