Kayıtlar

Yalanların Ağırlığı

Yalanlarla dolu bir dünya üzerinde aylar aylar önce tanışmışlar. Yalanlarla beslemişler arkadaşlıklarını. Yalanlar büyütmüşler birlikte mutlu olduklarını zannedercesine. Bu yalanlar yavaş yavaş yerini doğrulara bırakmaya başlamış. Doğrular girmeye başlamış hayatlarına. Korkar olmuşlar bir yerden sonra. Doğrular ağır gelmeye başlamış bunların omuzlarına. En sonunda bana geldiler. Yalanlarla dolu olan dünyada doğruları söyleyen bir insana ihtiyaçları olmuş. Anlayacağınız onlara ağır gelen yükü başkasıyla paylaşmak istemişler. Ama bende paylaştım onlarla "doğru" yüklerimi. Onlara bu "doğru yük" daha ağır gelmeye başladı. Daha çok korkar oldular "doğru" olanlardan. Saklanmaya çalıştılar bir süre karanlık odalarına. Olmadı. Doğrular onları çıkarmak zorunda kaldı sokağa. Omuzlarındaki yükle kambur bir şekilde yürür oldular sokaklarda. Utandılar çoğu zaman. Kuytu köşelerdeki cafelere oturdular ilk önce. Ama bu yeterli olmadı. Taşıdıkları doğrular onları gitgide

Elifadonica

Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi Ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık. Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi. İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var 'Ben demiştim', 'ben bilirim', 'ben zaten anlamıştım' Sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun. İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşla

Yusufçuk (Dragon Fly)

Resim
Yusufçuk ruhuna sahip olmanın anlamı, hiç durmaksızın kendi rüyalarının, umutlarının dileklerinin ve ihtiyaçlarının ifadesi için çabalamadır.

Kırma

İçimde kalmasına izin verdim duygularımın Bu sefer dışarı vurmadım Önceden vurdum da ne oldu Gelen bana vurdu giden bana vurdu Belkide pişman olacağım Sadece mantığımı kullandım Kalbimi susturdum Ben geleceği düşünerek hayaller kurarım Biteceğini bile bile başlamam artık bir aşka O yüzden yalnızım zaten Yaşayamıyorum Kırılmasına izin vermiyorum kalbimin Mantığım böyle olmasını istedi aşkım Kalbimi sana verdim geçen gün Bundan senin bile haberin yok Hatta mantığımı bile kandırdım Onunda haberi yok aşkım Aşkım diyorum sana Çünkü bu kalp açık sana Sen ne hissediyorsun bilmiyorum Eğer aynı duygulardaysan Ve eğer söylersen bana Ben zaten şimdiden aşkım demeye başladım Belkide kendi kendime kuruntular yaratıyorum Aşkım beni duyuyorsan Nereye gideceğini biliyorsun

Eyvallah

Adamım ilk önce. Bir gruba ve aileye dâhil değilim ama bir duruşa sahibim. Her insan gibi huzur veririm. Ya gelince; ya da gidince. Yaşadığımın farkındayım. Çünkü hayatımda inişler ve çıkışlar var kalbimizin ritmi gibi. İnsanlarla yüz yüze konuşarak tanımaya ve her sorunu halletmeye yönelik çaba gösteririm. Ama bazı insanlar geliyor önüme, hangi yüzüne konuşacağımı bilmiyorum :( Bu yüzden yanlış bildiğim yolda herkesle yürüyeceğime, doğru bildiğim yolda tek başıma yürümüşümdür hep. Hayatımda bir kalbime aldıklarım vardır; birde kaale almadıklarım :) İsrafı sevmem. Tabağıma yiyebileceğim kadar yemek, hayatıma sevebileceğim kadar insan almışımdır. Sonradan karın ve baş ağrısı çekmemek için :) Güzel bir duygudur AŞK; sandığımız kadar değil, yandığımız kadardır. Kimine göre de alt tarafıdır AŞK; kimine göre sol tarafı. Kadere inanır ya nasip derim :) Nasip de istenen değil, hep verilendir. Nasipse gelirmiş Çin’den, Yemen’den; nasip değilse senin olsa bile kayar gidermiş elden. Cehaletin mu