Kayıtlar

Hikaye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kızıl Ay - 4

Onun bana özel olarak aldığı takım elbiseyi giydim. Beni almasını bekliyorum. Telefonum çaldı. Kapıda beklediğini söyledi. Hazır ve nazır beklediğim için hemen aşağıya indim. Hava yeni kararmaya başlamıştı, biraz bulutluydu gökyüzü. Umarım yağmur yağmaz, yağarsa bile inşallah açık havada duracağımız bir yere gitmiyoruzdur diye içimden geçirdim. Gideceğimiz yere varana kadar ikimizde tek kelime konuşmadık. Elimden sigara düşmüyordu. Biri bittiği anda bir diğerini yakıyordum. Ben inanılmaz gergindim. Arabanın içi o kadar duman altı olmuş ki parfüm şişesinin tamamını üzerime döktüm arabadan inerken. İyi ki yanıma almışım. Afilli bir villaya geldik. Kapıda iri yarı adamlar vardı. Bizi görür görmez "Hoş geldiniz" dediler ve sonra kapıları sonuna kadar açtılar. İçeri girince iki yandan merdivenler çıkıyordu üst kata. Sağ tarafta uzun bir koridor vardı. Koridora doğru yürüdük birlikte. İşte şimdi konuşmaya başlamıştı. "Her şeyi bana bırak. Kimseyle konuşma. Konuşacak olursa

Ulan Kenafir

Gece terasta yıldızları seyrederken uyuyakalmışım. Sabah güneş tepemde beni cayır cayır yakarken küfür ede ede uyandım. Gözlerimi açamıyordum. İçeriye kendimi atmadan önce dizimi de sandalyeye vurdum. Canım yandı tabi ama gözlerim "karanlıııığaa koşşşşş" diye bağırıyordu. Yatağıma geçtim biraz daha uyurum diye düşündüm ama uyuyamıyordum sağa döndüm sola döndüm bir gram uyuyamadım. Kalktım duş aldım, kendime geleyim bahanesiyle. Biraz televizyon izleyeyim dedim. Sabah programları da çok eğlenceliymiş gerçekten. Sıkıldım kapattım. Yürüyüş yapayım bari diye kendimi sokağa attım. Harika bir sahil var, büyük bir park. Sabah pek kimse olmaz hafta içleri ama hafta sonu öyle kalabalıktı ki. Kulaklığımı taktım hızlı hızlı yürüyorum. Kimse umurumda değil. Biraz terleyip eve gitmek amacım. Ulan en fazla yirmi metre sonra eski bir arkadaşıma rastladım parkta. O da spor yapmaya gelmiş. Gel, oturalım iki laf edelim dedi. Özlemiş sanırım. Ben görmeseydim aklıma bile gelmezdi. İsteksiz ist

Sürpriz: Sufle!

O sabah erkenden kalktım. Her sabah uğradığın pastahaneden bir tane simit aldım. Senle buluşacaktık. Ben akşam işten geç çıkacağım için sana evin anahtarını verecektim. Ortak bir noktada buluştuk. Buluşana kadar bende köşedeki çaycıda çayımı içtim ve simidimi yedim. Sonra bir sigara yaktım. Sen geldin oturdun karşıma. İki sohbet ettik. Sanki hiç konuşmamış gibi çaycıda da bulduk konuşacak bir şeyler. Benden anahtarı aldın. Sonra bende sende işe...  Bir türlü akşam olmadı. Senle de konuşamadık bütün gün. Sabırsızlanıyordum akşam olsun diye. Bütün gün müşterilerle ilgilendim telefonda. Aramaktan vazgeçmiyorlardı bir türlü. Herkesin bir derdi vardı. Benimse aklım sendeydi. Akşam benden önce evde olacaktın. Gidip dinlenecek miydin? Yoksa bir şeyler hazırlayıp sürpriz mi yapacaktın? Merakımdan ölüyordum anlayacağın.  Mesai saatim bitmişti. Beni de telefonda tüketmişlerdi artık. Enerjim kalmamıştı resmen. Birden sen geldin aklıma ve uçarcasına eve koştum. Servise bindim ve biran önce

Aşk Mevsimi

O gece işten çok geç çıkmıştı. Eve yürüyerek gitmek zorunda kalmıştı çünkü o saatte otobüs bulması imkansızdı. Otostop çekecek bir araba bile bulması mucize sayılırdı. Yürürken telefonla konuşmayı çok sever aslında, başka insanlar gibi müzik dinlemekten pek hoşlanmazdı. Ama o saatte arayabileceği hiç kimse yoktu. Gün içinde telefonda görüştüğü bir takım arkadaşları vardı. Bunlardan bir kaç tanesi ise yeni sevgili adaylarındandı. O gün işten bu kadar geç çıkacağından hepsinin haberi vardı aslında.  Aralarından seçim yapmayı düşünüyordu. Onun için aşk mevsimi gelmişti. Acaba hangisi, kalbinin attığını ona tekrar hissettirebilecekti. Biraz yürüdü, hava çok soğuktu. Her nefes verdiğinde gözlükleri buharlanıyordu. Hızlı yürümeliydi ve vücudunu sıcak tutmalıydı. Soğuk ve boş sokaklarda yürümeye devam etti. Yollarda aydınlatma da yoktu. Bazı yerlerde kaldırım dahi yoktu. Su birikintilerine çamurlara basa basa ilerliyordu. Elleri ceplerindeydi. Eldiven almayı unutmuştu yanına. Bir taşa takılı

Sonunu Yazamadım

Bu sabah uyandığımda Bir hikaye düşmüştü aklıma Sanki rüyamda görmüştüm İçime işlemişti adeta Kocaman bir salondaydık Düğün vardı yanlış hatırlamıyorsam Çalgıcılara yakın bir yerde oturmuştun Elinde şampanya vardı Dertli dertli yudumluyordun Bense daha yeni giriyordum içeriye Kimin düğünü onu bilmiyorum bile Bana kızmıştın sanırım Geç geldim diye Yanına doğru geldim Dans müziği çalıyordu Dans edelim mi? dedim sana Sen cevap vermeden hemen kalktın Dans ettik Sanki biz evleniyorduk Başka kimse kalmamıştı pistte Sen şampanyanın etkisindeydin Bense senin etkindeydim Dönüp duruyorduk Çevremizdekiler alkış tutmaya başlamıştı Nefes nefese kalmıştık Oturalım mı? dedim Sen daha yeni geldiğimi söyledin Dans etmeye devam ettik Hiç oturmadan gecenin sonuna kadar dans ettik Ve ben birden uyandım o hikayeden Sonunu yazamadığım bir hikayeydi bu Bir türlü son yazamamıştım bu rüyaya Belki de sen, sonu olmayacak hikayemin başlangıcı idin Umarım benim yazamadığım sonu sen

Kendine İyi Bak Sevgili! | Bulduklarım vol.14

Yarım kalan bir hikayeyiz artık seninle Ayrı yollara yürüyoruz Hayat bu... Serseri bir rüzgar gibi estin sen şimdi uzaklara Ben göğsümde solgun bir gülle yaşarım yıllarca Yaşamaksa bu! Ayrı akşamlara yatıp Ayrı sabahlara uyanırız bundan sonra Hataları aşk sanıp Başka tenlerde avunuruz boşuna Ve gizli gizli yaralanırız Şunu bil ki daima Ben, en güzel yeri hatırana saklarım Talan olmuş gönül bahçemde Saçlarımda tel tel hüzünlerle Gözlerimde azalan güneşlerle Ben hep seni beklerim bu şehirde Bir gün dönersin diye Kendine iyi bak ey sevgili!

Bir Gün Bir Adam

Saat sabahın 7'siydi. Uyanmıştı ama alarmın çalmasını bekliyordu yataktan kalkmak için. Her sabah öyle kalkardı yatağından. Alarm çalmadan önce uyanırdı. Yatağın içinde ayılmak için bir o yana bir bu yana döner dururdu. Alarm saat 07:00'ye kuruluydu. Kalktı, banyoya doğru yöneldi. Dün gece biraz içmişti ve başı biraz ağrıyordu. Banyoya girmeden mutfağa gitti. Kahve suyunu ısıtmaya bıraktı. Banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadı. Aynada biraz yüzünü inceledi. Sakalının uzayıp uzamadığını iyice kontrol etti. Kesmeyeceğine karar verdikten sonra tekrar mutfağa gitti. Kahvaltı etmeden asla giyinmezdi. Çünkü biraz sakardı ve üzerine dökmekten korkardı. Eğer giyindikten sonra kahvaltı yaparsa ve üzerine bir şeyler dökülürse çok sinirlenirdi. İşe geç kalırdı. Çamaşırları direk makineye atardı, akşam eve geldiğinde fazladan iş çıkarmış olurdu kendisine. Bunu bildiği için Kahvaltıdan sonra giyinirdi, rahat rahat.  Kahvesini içti, kahvaltısını etti. Giyindi ve çıktı evden. Her zaman o

Süpriz Hikaye - 2 & Bulduklarım vol5

Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; "Gayet iyi" dedi. Güzelliğinden emindi. Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi. Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi. - Alo.kızım, nasılsın? - İyiyim anne. Ne oldu ? - Sana bir surprizim var. - Surpriz mi? - Evet.Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş.. - Eee kimmiş? - Kim olduğu surpriz. Fakat, onu senin almanı istiyorum. - Ben mi? - Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum. - Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen. - Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir. - Amaaan. Peki peki. Nasıl tanıyacağım. -Evden çıkarken üzerine giydikl

Küçük Hikaye "Bisiklet"

Resim
Yazım kötüdür kusura bakmayın.  Bilgisayarda yazmaya üşendiğim için  böyle bir yol seçtim umarım olmuştur.