Kayıtlar

Yepyeni bir gün!

Yepyeni bir hayat Yepyeni bir gün Yepyeni bir sabah Güneş, rüzgar, bulutlar... Güzel bir balkon sefası... Kulaklıkta bangır bangır çalan  müzik. Ne çaldığını söylemeyeceğim. Sabahtan beri ritmi yüksek şarkılar dinliyorum. Bazen böyle oluyor bana. Sabah kalktığım anda (nedendir bilinmez) bir mutluluk sarıyor çevremi. Kalktığım anda açıyorum hareketli şarkıları. Bir yandan söyler gibi yapıp bir yandan da yapmam gereken şeyleri yapıyorum. www.fizy.com  sağ olsun istediğim müziği istediğim an çalabiliyorum. Bilgisayarımda olmamasına rağmen. Sen olmasaydın ne yapardık biz :P Bugün plan yapmıştık biraz deniz havası almak için Kandıra'ya gidecektik arkadaşlarla. Olmadı gidemedik. Onun yerine ne yaparız bilmiyorum. Saat 12buçuk şu anda. Biraz daha evde kalırım herhalde. Sonrasında ver elini İzmit. Bazen soruyorlar "İzmit'te ne buluyorsun böyle sürekli oraya gidiyorsun?" diye. Bilmem ki seviyorum orayı. Orada olmak hoşuma gidiyor. İzmit'in neresinde olursam ola

Bulduklarım vol.1

Hiç inanmamıştım aşkım, hem de hiçbir zaman inanmamıştım. Beni kendime düşman edip kalbimin bir yarsını söküp alıp gideceğine... Benden başka herkes biliyordu oysa, senin günün birinde beni yarı yolda bırakıp gideceğini. Şu kahrolası dünyada bir ben vardım zaten sana inanan, güvenen, seven ve her zaman her şartta destek olan. Ama sen sana inanmayanları haklı çıkardın ve beni terk ettin. Seninle birlikte kurduğum dünyayı yerle bir edip gitmene ne sebep oldu bilmiyorum. Ben yalnızca sana aşık değildim sen benim en iyi dostumdun. Neler yapacaksam danışırdık birbirimize, hayatımızı paylaşırdık. Ağlamaktan korkmazdım. Biliyordum ki ağladığımda sen yanımda olup göz yaşlarımı silerdin. Artık ağlamıyorum bile. Seninle ilgili her hatıra acıtıyor yüreğimi. Seninle birlikte hayallerimi de kaybettim ben.Tek katlı bahçeli ve bahçesinde köpekleri olan bir evim olmayacak artık. Seni aramıyorum diye, bu kez peşinden gelmedim diye unuttuğumu zannetme. Her zamankinden daha çok seviyorum seni. Şu an

Üzgünüm

Resim
Kemal DOĞULU - Üzgünüm Üzgünüm ama cevap veremem duygularına Sen sevdigini sanıyorsun Küskünüm al kalbini Senin istedigin bende yok ki Vaktimi boşuna harcıyorsun Derman degilim inadina Gönül yarana, yalvarma Lütfen beni bundan sonra Bir daha arama Derman degilim inadina Senin yarana, yalvarma Lütfen beni bundan sonra Bir daha arama Ben bir kez sevenlerdenim Ölümsüz bir ask ariyorum Aradigin adam ben degilim Hiç sanmiyorum 

Güle Güle

Resim
Göksel- Güle güle sana Daha önce sadece kıyıdan izlediğim o uçsuz bucaksız denizi keşfe çıkıyorum. Bu limandan demiri alma vakti geldi. Yeni bir liman bulunmalı. Daha güzel, daha ferah, daha rahat. Kızlarının güzel olduğu bir liman olsa daha makbul olur aslında. Bir maceraydın işte geldi geçti. Demirlenmiştim oysa ki sana. Görmüyordu gözlerim. Belkide görmeme izin vermiyordun. Meğer ne kadar da körmüşüm. Ne kadar bedbaht bir yermiş o liman. Gidiyorum. Belki isteksizce bir gidiş olacak bu. Belki yarın ki yeni sevdalara yelken açacağım. Yeni bir liman bulup seni unutacağım.

Aldatılmak

     Yoktun yanımda, mutlu olmaya çalışıyordum buralarda sensiz. Uzaktayken yakın etmeye çalışıyordum seni kendime. Mutluydum da...      Her ne kadar uzun bir süredir görmesem de seni senden uzaklarda mutluydum ben. Ta ki beni aldattığını duyana kadar. Şokta kalmaktan üzülmeye vakit bulamadım. Kalbim acıyor. Gerçek kalbim acıyor. Canımı yaktın. Duyduğum andan itibaren herkese agresif davranmaya başladım. Üzülecek miyim? Neye üzülmeliyim? KENDİME!?  Evet kendime üzülmeliyim tabi ki de.      Ben bu kadar severken, başımın tacı ederken, onda umursamaz tavırların doruk noktası var.      Yeni kararlar alır ya insan. Bende yeni bir karar aldım. Senin gibi davranacağım. Senin taklidini yapacağım. Gerçi umursamazlığım arkadaşlarım tarafından çok söylenir. Ama gel gelelim bu umursamamazlığı sana yapamıyorum. Yapamıyorum işte elimde değil.      Ben sana ne var ne yok en ince detayına kadar anlatıyorum. Sense benim yokluğumdan faydalanıp beni aldattın. Çok güzel! Süper bir hayat! Tam iste

Fallanmış Fal!

Resim
İlk kahve falı baktığım günden beri ucundan kenarından kıyısından köşesinden bir şeyleri tutturuyorum. Yani aslında gördüğüm şekilleri yorumluyorum kafamda. Gerçeğe dayalı hiç bir şey söylemiyorum. En azından ben öyle biliyorum. Ama işte ne olduysa ilk falı baktığım günde oldu. O gün fala baktım. Dediğim şeyler gerçekleşti. Benimde o günden beri Türk Kahvesi içilen ortamlarda fal bakmam farz oldu. Aslında içimden gelirse bakıyorum falı. İstemezsem bakmıyorum. Zaten çok kısa anlatıyorum. En fazla yirmi cümle söylüyorum. Ama tutturuyorum. BİLEN BİLİYOR KARDEŞİM, BAKTIĞIM FALIN BİR KISMI OLUVERİYOR.

Harry Potter!

Resim
Bizim kuşağın en nefes kesen sinema filmidir kuşkusuz. Daha 2001 yılında yeni çıkmıştı ilk filmi. Herkes çok heyecanlıydı. İlk iki filmini sinemada izleme şansını elde edemedim ben. Çünkü aileme göre o tarz filmler izlememeliydim. Hayal gücüm genişlememeliydi belkide... İlk film: FELSEFE TAŞI Ne kadarda masum bir afiş var karşımızda. Tam anlamıyla bir çocuk filmi. Güzel olaylar geçiyor filmde. Geçmişe dönüyor insan bir daha izleyince. İkinci Film: SIRLAR ODASI Filmlerle ilgili bilgiler vermeyeceğim. Zaten çoğu insan bu film serisini izlemiştir.  Üçüncü Film: AZKABAN TUTSAĞI Afişler giderek kararmaya başladı ve film artık çocuk filmi olmaktan çıkış için hazırlık yapıyor. Dördüncü Film: ATEŞ KADEHİ Artık büyüdüler, tehlikeler arttı. Film korku sahneleri daha çok olmaya başladı. Beşinci Film: ZÜMRÜDÜ ANKA YOLDAŞLIĞI Tehlikeler gittikçe arttı. Savaş artık kaçınılmaz. Kötü şeyler olacak. Altıncı Kitap:   MELEZ PRENS Son yaklaşıyor. Tehlike daha çok artıyor. Karan

Bazen bazı şeylerde

Resim
zamansız oldu bazen bazı şeyler istemsiz oldu bazen bazı şeyler düşünmeden yapmıştım bazen bazı şeyleri bencil davranmıştık bazen bazı şeylerde aklımzdaydıı bazen bazı şeyler okuyorum bazen bazı şeyleri hala geliyor eskilerin bazen bazı şeylri sen oluyorsun bazen bazı şeylerde belki bazen bazı şeylerde hep biz oluyoruz bölük pörçük geçti bazen bazı şeyler iyiydi bazen bazı şeyler belkide kötüydü bazen bazı şeyler koskoca 4yıldı bazen bazı şeyler yırtık günlerimizdi bazen bazı şeyler birleşememiştik bazen bazı günler   ama hep kalbimizdeydi bazen bazı kişiler Hamsisi vardı bazen bazı dillerde   Zeki Feyo'su vardı bazen bazı yazılılarda Banu'su vardı bazen bazı telfonlarda Dicle'si vardı bazen bazı uzunlukta Azam'ı vardı bazen bazı YAZARLIKta Ali'si vardı bazen bazı çapkınlıklarda Ahmet'i vardı bazen bazı yağlamalrda Hale'si vardı bazen bazı süsüyle Evin'i vardı bazen bazı fondoteniyle Bilal'i vardı bazen bazı türküsüyle Sefa'sı vardı bazen bazı k

Dün Eğlendik be!

Resim
Fotoğraf çekildik dün. İzmit'in kalabalık caddelerine yakın olan  küçük bir ara sokaktaki merdivenler bulduk. Bir sürü fotoğraf çekildik.  Fotoğrafların çekimi herzaman ki gibi Çağrı Bıkmaz yaptı.  Güzel fotoğraf çekiyor çocuk. Bizde Eymen'le birlikte poz verdik. Tabi Çağrı, Eymen'in fotoğraflarını çekmekten hoşlandığı için genelde onun fotoğraflarını çekti. Yorulduk yorulduk. Evler yüksek gölge yapıyor. Ama ne fark eder ki sıcak insanı boğuyor. Dar sokak sauna gibiydi. Eymen güzel kız da bunun farkında değil :)

Hastayım

Hastayım hasta! Hemde nasıl hasta olmak. Günlerdir ateşim düşmedi. Bademcikler balon gibi. Ölebilirim. Allah kimseyi hasta etmesin hastanelere düşürmesin. Bartın'dan Değirmendere'ye gelmeden bir önceki gün hafiften kendini göstermeye başladı hastalık. Ama ateş falan yoktu. Sadece sağ bademciğim şişikti. Ben beze çıktı falan sanmıştım. Durum böyle değilmiş, benim bademcik şişivermiş. Şimdi ise penisilin vuruyorlar sabah akşam benim kalçalara. İlk başta bir yanma oluyor ama hastaneden eve gelene kadar bütün acısı geçiyor. Ben penisilini en çok acıtan, ağrı veren ilaç diye duymuştum ama sadece yapılırken bir yanma hissi oluşuyor hepsi bu. Ben hala çok hastayım.

Yarım Bardak Kalmış

Yarın kalmış şeyler vardır insanın hayatında. Başlarsın .... Belki sonrasında yorulursun, belki sıkılırsın, belki ağır gelir yükün. Bırakıverirsin birden. Atarsın bütün yükü sırtından. yorgunluktan ölmüşsündür. Sıkıntıdan patlamışsındır.  Ama aslında bırakmaman lazım. Bırakmamalısın başladığın işi. Tam olmalısın her zaman. Neyi yarım bıraktıysan tamamlamalısın. Er yada geç... Neyi yarım bıraktım diye düşünüyorum. Aslında benim de yarım bıraktığım bir çok şey var. Sarhoşluğu tatmadım mesela... İçmeyi hep yarım bıraktım. Sarhoş olmamak için. Taklit yaptım bazen sarhoş olmuş gibi. Genelde de öyle yaparım zaten. Gecesini hatırlamadım bir sabahım olmadı benim. Sigaram... Çoğu kez onuda yarım bırakmışımdır. Küllükte kendi kendine yanmıştır. Canım çekmemiştir. Neden içiyorum hala ben onu. Bir sebep yok açıkçası. Gerçi kime sorsanız hep aynı cevabı alırsınız. Boş olduğum her an elimde bir şey olsun olayındayım. Boşluktan içiyorum ben onu galiba. O an ki boşluğumu doldursun diye. Ya

Ailem!

O benim bitanem. Hayatımın kadını. Annem çok süslü bir kadındır. Laf aramızda yaşı baya var. Ama benle birlikte yan yana gezsek ablam falan zannederler. O derece genç gösteriyor. Kokoşlardan. Genç kalmaya özen gösteriyor. Hergün sabah yürüyüşü yetmezmiş gibi bide akşam yürüyüşü yapar. Bunlarda yetmezmiş gibi bir de şimdi spora yazıldı. Fitness'a gidiyor. Ruhu zaten genç. Bedeni bu hummalı çalışmaları kaldırabiliyor. Çılgın. Evet evet benim annem çılgın bir anne. Yani iyiki o benim annem. Ortaokul ve lise dönemimde çok fazla sıkardı beni. Çok baskı uygulardı. Onun yüzünden zaten böyle oldum ya :) Onun sayesinden çalışkan sıfatını almıştım. Çok dürterdi beni. Okul arkadaşlarım bile bilirlerdi annemin bir dikta olduğunu. Kısmen bir diktatördü zaten, evde terör estiren kişiydi o. Şimdi kardeşime lafını geçiremiyor tabi o başka. Aslında çok şey yazmak istiyorum. Annem annem annem... Babam hep "anana çok benziyorsun, düşünceleriniz bile aynı sizin" der. Tabi aynı ol

Kız Babası

Babalar aslında en çok kızlarını severler Ama inanmaz kimse buna “Yalan” derler“im kansız” derler. Her nedense kimse çıkıp da “neden?” demez. ...Nedendir bilir misiniz? Çünkü kız babası olmak, Farklıdır, özeldir bambaşka bir duygusallık verir babalara Hayatında hiç ağlamayan babalar bile kızlarını ellerine aldıklarında Tutamazlar göz yaşlarını… Ama bir taraftan da zordur kız babası olmak. Bir kız iki evlat demektir. İki canı birden sırtına yüklenmek demektir. Çünkü biri iki yapan da kadındır, ikiyi üç yapan da… Bunu bildiklerinden babalar, Onların üzerlerine daha da titrerler. Onlara her baktıklarında annelerini, Bazen kırdıkları ama her şeye rağmen onları yetiştiren Annelerini anımsarlar… Ama bir yandan da koruma iç güdülerine yenilirler Kızlarına hiçbir şey olmasın Onlar hiç üzülmesin, Gözlerinden bir damla yaş gelmesin isterler O bir damla yaş için koca dünyayı yıkacak olurlar… Ama bu sevgilerini, bu bağlılıklarını, Asla gösteremezler, utanırlar. Çün

Uyanış Listesi

Resim

Untouched - Dokunulmamış

Resim
Uzun zamandır benim en sevdiğim şarkılardan bir tanesi! Dinledikçe ürperiyorum! :) Veronicas- Untouched I go ooh ooh  you go ah ah  Gidiyorum, gidiyorsun lalalalalalalala lalalalalalalala I wanna wanna wanna get get get what I want İstediğimi almak istiyorum Don't stop Durma Give me give me give me what you got got Sahip olduğunu ver bana Cause I can't wait wait wait any more more more more Çünkü artık daha fazla bekleyemem Don't even talk about the consequence Sonuç hakkında konuşmuyorum bile Cause right now you're the only thing that's making any sense to me Çünkü şu anda hiçbir şey anlamamamı sağlayan tek şeysin   And I don't give a damn what they say what they think think Ve onların söylediklerine, düşündüklerine lanet etmiyorum   Cause you're the only one who's on my mind Çünkü sen aklımdaki tek kişisin I'll never ever let you leave me Asla beni bırakmana izin vermeyeceğim I'll try to stop time for ever never wanna hear you say goodbye (

Kısaca "O"

Resim
O kesinlikle bir melek olmalı.

İncir Reçeli

Resim
Güzeldi. Gerçekten güzeldi bu film.  Kız doğuştan aids. Bir gün tesadüf eseri gittiği barda TV'de skeç yazan bir adamla yani Metin ile tanışıyor. Zil zurna sarhoş Duygu. Sayıklıyor "sevişmek yok..." Metin anlayamıyor bence neden sürekli bunu sayıkladığını kızın. Sabah olunca Metin uyandığında Duygu'nun çoktan gitmiş olduğunu fark ediyor. 1-2gün böyle geçiyor. Sonra kız yani Duygu tamamen ortadan kayboluyor. Bir gün tesadüf eseri metroda karşılaşıyorlar. Duygu "ben gitmedim... kaçtım..."diyor. Metin anlamsız şekilde neden ortadan kaybolduğunu soruyor. En sonunda sorulara dayanamayan Duygu büyük bir olgunlukla cevap veriyor "ben hiv pozitifim... senin anlayacağın dille, ben aids'im"... asıl film burada başlıyor işte. Birbirlerine deli gibi aşık iki olgun insan var ve.... Gerçi Duygu'nun yaşı biraz küçük.  Sonralarda anlatıyor, "beni bu hastalık konusunda en iyi babam anlıyor, kimse anlayamadı beni" diyor. Filmin adı incir

Gökgöl Mağarası

Resim
Dün tam anlamıyla da olmasa yinede harikaydı. Sabah kalktığımızda hava kapalıydı. İçimden hiç gelmemişti yataktan çıkıpta Zonguldak'a gitmek. Yağmurun yağmayacağı ümidiyle gittik ama. Bizim çocuklar otobüs kiralamışlar gece geri dönüş yapabilelim diye. Otobüs artık bizim olduğuna göre gezebiliriz.  Zonguldak'a giderken yol üzerinde GÖKGÖL adında bir mağara varmış. "Girip gezelim mi?" diye sorulunca, gezmeye karar verdik. İçerisi çok güzeldi. Her yer taş kaya, ilerilere gidince bi yerde küçük bir dere bile var. Zaten mağaranın duvarları hep ıslak, tavandan şıp şıp sular akıyor. tam 800metre dağın içine doğru yürüdük. Havalandırma sistemi yoktu mağaranın içinde. O yüzden içeriye doğru gidince oksijenden biraz mahrum kalıyordun. Dönüşü nasıl hızlı adımlarla geldik onu hatırlamıyorum bile. Görülmeye değer bir yer: Gökgöl mağarası.

Kütahya'da Deprem

Resim
Kütahya'da 5.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 19mayıs2011 saat 23:10/20 . Tam vaktini bilmiyorum.  Deprem hemen hemen bütün Marmara bölgesinde ve Ege bölgesinde hissedilmiş durumda.  Daha önceden 17ağustos1999 depremini yaşadığım için depremin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Gölcükten arandım ilk önce bugün. "Deprem oldu, biz iyiyiz" diye. Arayan annemdi. Ben tekrardan İzmit'te bir deprem oldu zannettim. Fakat televizyonu açtığımda Depremin merkez üssünün Kütahya olduğunu öğrendim.  İlk tepkim şu oldu! "OHA!". Deprem Kütahya'da olmuştu ve taa İzmit'ten hissedilmişti. Demek ki baya kuvvetti bir deprem olmuştu. Az değil 6'ya yakın sallanmış Kütahya. Umarım çok fazla bir kayıp olmamıştır. Depremin ne olduğunu iyi bilirim. Tek söyleyebileceğim "sakince düşündükten sonra ne yapacağına karar ver" ama tabi bu cümlem büyük bir deprem sırasındaki panikte hiç bir şekilde işe yaramıyor. İnsan o panikle düşünemiyor. Kaçıyor. Bütü