Kayıtlar

ADELE - Someone Like You

Resim
I heard that you're settled down, That you found a girl and you're married now, I heard that your dreams came true, Guess she gave you things I didn't give to you, Old friend, why are you so shy? Ain't like you to hold back or hide from the light, I hate to turn up out of the blue uninvited, But I couldn't stay away, I couldn't fight it, I had hoped you'd see my face, And that you'd be reminded that for me it isn't over, Never mind, I'll find someone like you, I wish nothing but the best for you, too, Don't forget me, I beg, I remember you said, "Sometimes it lasts in love, But sometimes it hurts instead," Sometimes it lasts in love, But sometimes it hurts instead, yeah, You know how the time flies, Only yesterday was the time of our lives, We were born and raised in a summer haze, Bound by the surprise of our glory days, I hate to turn up out of the blue uninvited, But I couldn't stay away, I couldn't fight it, I ha

Hosgeldin 25!

uyuyamayacaksın ben geleceğim aklına yataktayken duvara döneceksin belkide yastığa sarılacaksın ama bu gece uyuyamayacaksın duvarın soğuğu vuracak yüzüne yorganı çekeceksin yüzüne kadar ayakların dışarıda kalacak bu sefer karnına çekeceksin ayaklarını belki bir iki damla gözyaşı gelecek gözünden gözlerini kapatacaksın sımsıkı yavaş yavaş ısınacaksın sonra beni hissedeceksin rüyana gelmiş olacağım yanağına bir buse konduracağım hızlıca uzaklaşacağım oradan daha fazlası rüyalarda olmaz diye bu kadarı seni mutlu edecek sırıtacaksın uyurken sonra uyanacaksın aynaya bakacaksın artık 24 yaşında olmayacak o yüz yüzünü yıkayacaksın tekrar bakacaksın aynaya alışabileceğini düşüneceksin alışacaksın da hoşgeldin 25 !

İsteğe Bak Be!

Kavga edelim istiyorum dışarda bağıralım  çağıralım, sana tokatlar atıyım ama sen bana  vurmaya kıyma kıyama elin kalkmasın  bana.Sonra tam ben arkamı dönüp gidecek  ken kolumdan sıkıca tutup çek kendine öp beni  sarıl bana "Sen benimsin nereye gidiyosun sen  aptal" de susayım özür dilercesine bakıyım  sana ama sen beni çoktan affetmiş ol . Öyle bir aşkımız olsun ki kavga ederken bile insanlar  kıskansın bizi öyle sevelim ki birbirimizi herkes  aşkın anlamını bizde bulsun. hani derler ya bi  mesajınla havalara uçur beni atmadığında  dayanamayayım triplere giriyim ama ne olursa  olsun hiç bir tartışma kavgada asla bitti  denilmesin hadi yazdık sinirle oldu diyelim  özür dileyelim ama sakın başkasının olma..

Sen Degilsin

Abartıyorum Yeri geldiği zaman değil İstediğim zaman Gülüyorum Kahkaha atıyorum Komik olan sen değilsin Her zaman bu böyle Cebimde beş kuruş yok Yüzümde tebessüm Elimde sıcak bir el Yok..... Ağlıyorum Yerine göre değil Acıdığı zaman kalbim Yazıyorum Kişiler önemli değil Özel olan sen değilsin Her zaman bu böyle Cebimde beş kuruş yok Yüzümde tebessüm Elimde sıcak bir el Yok..... Anlamıyorsun İşine geldiği zaman Açık konuşsam Ne fark eder? Kalbim hep kırık Hayallerim desen  Birazcık gülümsesen Ne fark eder?

Hayattan Bir Parça

.. Aradı. Hiç bir şey olmamış gibi buluştuk. Sanki canımı yakmamış, sanki silüeti hiç dövmemiş gibi gözlerimi, sanki kulaklarımı hiç aşındırmamış gibi sözleri.. buluştuk işte..Daha önce yüzlerce kez beraber gittiğimiz bara gitmiş, gene aynı masaya oturmuştuk işte. İki bira söyledi. Sessizce içtik. Birileri bizim yerimize konuşuyor,gülüyordu. Biz değildik. Geçmişimiz dolanıyordu masanın etrafında.Geçmişimizi izliyorduk,onlardı el ele tutuşan. Onlardı fıstık kavgası yapan,onlardı birbirine gülen..Havada uçuşan ölü sevgiyi görebiliyordum.Onlardı buna sahip olan.Biz değildik..Artık değildik.. Biralarımız yarılanmıştı,o hep hızlı içerdi zaten.Yavaş içen bendim.Ölü ilişkimizi yavaş yaşayan da bendim zaten.Bana hızlı içmemi söylerdi.Öğrenmiştim.İlişkiyi hızlı tüketen de bendim ama.Kendi öğretisi yüzünden olmuştu tüm bunlar.Gözümün önünden,ayrılığımız sonrası tuttuğu eller geçiyordu,arkadaşlarımın elleri.. Tutamadığı sözleri tutuyordum omuzlarından. Bana bağırışlarını hatırladım, gözlerimi acı

Mutluluk!

Mutlu olabilmek için belkide elimizden geleni yaptık Mutluluktu kovalamamızı isteyen kendisini Biz abarttık seninle bu işi Mutluluğu pes edene kadar kovaladık Yakaladık ve dövdük... Biz çok fazla ileri gitmiştik Artık mutluyuz biz demiştik Birbirimizin yanındaydık ne de olsa... Bir süre sonra birbirimize aşık olduğumuzu düşünmüştük Aşk bence uğramamıştı bile yanımıza Yağmamıştı aşk zerreleri üzerimize Biz hep mutlu olduğumuzu düşünmüştük Halbuki ne kadar çok kavga ederdik Sonra unuturduk... Hayal gücümüz genişlemişti Hep mükemmel giden bir şey vardı ortada Uzanırdık uçsuz bucaksız görünen çayırlara Bilmezdik bir uçurum son verir yeşilliğe Öğrendim o uçurumun yerini Yeşilliğin bittiği yeri İttirdim mutluluğu... Artık bir saplantı olmuştu bende o Mutlu olduğumu sanıyordum onun yanında Aşıktı sözde bana... Ne aşktı ama... Mutluluğu dövmüştük birlikte Kaç sevgili yapmıştı ki bunu acaba? Yoksa biz tek miydik bu dünyada? Hayal gücüm genişledi Belkide yeni bir mac

Bir AŞK Hikayesi

 Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var.&qu

Saçma

Bir dokunuştu belki insanları birbirine bağlayan. Belki bir ses, bir söz... Konuştukça mı çoğalır insan ? Sustukça mı büyür? Gezerek mi fark eder çevresinde olup biteni? Duydukça mı anlar ? Okudukça mı aklında yer eder? Sevdikçe mi mutlu olur? Yoksa sevilirken mi daha mutludur? Aşık olunca mı tadar zevki? Bildikçe mi anlaşılır olur? Anlattıkça mı bilmiş olur? Ya yemek yerken ağzını şapırdatırsa? Saçma olur Soğursun belki Belki daha çok bağlar bu seni ona Seversin onun bu saf hallerini Belki saf olduğunu düşünürsün Belkide zannettiğin kadar saf değildir Ayılığından yapıyordur bütün olanları Sana dokunması bile yalandır belki Sevdiğini söylemesi Sadece seni üzmemek içindir Anlasana bir tek sen kalsan Anca gönlüme o zaman taht kurarsın Nereden nereye geldi? Bütün düşünceler değişti

Ben Her Eylül Aşık Olurum

Ben her eylül aşık olurum. Uzun zamandır bu böyle. Değiş dedim kendime Beceremedim Ben sonbahar aşkını severim Doğa kaybeder gücünü Benim aşkım büyür Dallanır budaklanır sevdam Yaz gelir sanki çöle vurur aşkım Biter . . .

Yepyeni bir gün!

Yepyeni bir hayat Yepyeni bir gün Yepyeni bir sabah Güneş, rüzgar, bulutlar... Güzel bir balkon sefası... Kulaklıkta bangır bangır çalan  müzik. Ne çaldığını söylemeyeceğim. Sabahtan beri ritmi yüksek şarkılar dinliyorum. Bazen böyle oluyor bana. Sabah kalktığım anda (nedendir bilinmez) bir mutluluk sarıyor çevremi. Kalktığım anda açıyorum hareketli şarkıları. Bir yandan söyler gibi yapıp bir yandan da yapmam gereken şeyleri yapıyorum. www.fizy.com  sağ olsun istediğim müziği istediğim an çalabiliyorum. Bilgisayarımda olmamasına rağmen. Sen olmasaydın ne yapardık biz :P Bugün plan yapmıştık biraz deniz havası almak için Kandıra'ya gidecektik arkadaşlarla. Olmadı gidemedik. Onun yerine ne yaparız bilmiyorum. Saat 12buçuk şu anda. Biraz daha evde kalırım herhalde. Sonrasında ver elini İzmit. Bazen soruyorlar "İzmit'te ne buluyorsun böyle sürekli oraya gidiyorsun?" diye. Bilmem ki seviyorum orayı. Orada olmak hoşuma gidiyor. İzmit'in neresinde olursam ola

Bulduklarım vol.1

Hiç inanmamıştım aşkım, hem de hiçbir zaman inanmamıştım. Beni kendime düşman edip kalbimin bir yarsını söküp alıp gideceğine... Benden başka herkes biliyordu oysa, senin günün birinde beni yarı yolda bırakıp gideceğini. Şu kahrolası dünyada bir ben vardım zaten sana inanan, güvenen, seven ve her zaman her şartta destek olan. Ama sen sana inanmayanları haklı çıkardın ve beni terk ettin. Seninle birlikte kurduğum dünyayı yerle bir edip gitmene ne sebep oldu bilmiyorum. Ben yalnızca sana aşık değildim sen benim en iyi dostumdun. Neler yapacaksam danışırdık birbirimize, hayatımızı paylaşırdık. Ağlamaktan korkmazdım. Biliyordum ki ağladığımda sen yanımda olup göz yaşlarımı silerdin. Artık ağlamıyorum bile. Seninle ilgili her hatıra acıtıyor yüreğimi. Seninle birlikte hayallerimi de kaybettim ben.Tek katlı bahçeli ve bahçesinde köpekleri olan bir evim olmayacak artık. Seni aramıyorum diye, bu kez peşinden gelmedim diye unuttuğumu zannetme. Her zamankinden daha çok seviyorum seni. Şu an

Üzgünüm

Resim
Kemal DOĞULU - Üzgünüm Üzgünüm ama cevap veremem duygularına Sen sevdigini sanıyorsun Küskünüm al kalbini Senin istedigin bende yok ki Vaktimi boşuna harcıyorsun Derman degilim inadina Gönül yarana, yalvarma Lütfen beni bundan sonra Bir daha arama Derman degilim inadina Senin yarana, yalvarma Lütfen beni bundan sonra Bir daha arama Ben bir kez sevenlerdenim Ölümsüz bir ask ariyorum Aradigin adam ben degilim Hiç sanmiyorum 

Güle Güle

Resim
Göksel- Güle güle sana Daha önce sadece kıyıdan izlediğim o uçsuz bucaksız denizi keşfe çıkıyorum. Bu limandan demiri alma vakti geldi. Yeni bir liman bulunmalı. Daha güzel, daha ferah, daha rahat. Kızlarının güzel olduğu bir liman olsa daha makbul olur aslında. Bir maceraydın işte geldi geçti. Demirlenmiştim oysa ki sana. Görmüyordu gözlerim. Belkide görmeme izin vermiyordun. Meğer ne kadar da körmüşüm. Ne kadar bedbaht bir yermiş o liman. Gidiyorum. Belki isteksizce bir gidiş olacak bu. Belki yarın ki yeni sevdalara yelken açacağım. Yeni bir liman bulup seni unutacağım.

Aldatılmak

     Yoktun yanımda, mutlu olmaya çalışıyordum buralarda sensiz. Uzaktayken yakın etmeye çalışıyordum seni kendime. Mutluydum da...      Her ne kadar uzun bir süredir görmesem de seni senden uzaklarda mutluydum ben. Ta ki beni aldattığını duyana kadar. Şokta kalmaktan üzülmeye vakit bulamadım. Kalbim acıyor. Gerçek kalbim acıyor. Canımı yaktın. Duyduğum andan itibaren herkese agresif davranmaya başladım. Üzülecek miyim? Neye üzülmeliyim? KENDİME!?  Evet kendime üzülmeliyim tabi ki de.      Ben bu kadar severken, başımın tacı ederken, onda umursamaz tavırların doruk noktası var.      Yeni kararlar alır ya insan. Bende yeni bir karar aldım. Senin gibi davranacağım. Senin taklidini yapacağım. Gerçi umursamazlığım arkadaşlarım tarafından çok söylenir. Ama gel gelelim bu umursamamazlığı sana yapamıyorum. Yapamıyorum işte elimde değil.      Ben sana ne var ne yok en ince detayına kadar anlatıyorum. Sense benim yokluğumdan faydalanıp beni aldattın. Çok güzel! Süper bir hayat! Tam iste

Fallanmış Fal!

Resim
İlk kahve falı baktığım günden beri ucundan kenarından kıyısından köşesinden bir şeyleri tutturuyorum. Yani aslında gördüğüm şekilleri yorumluyorum kafamda. Gerçeğe dayalı hiç bir şey söylemiyorum. En azından ben öyle biliyorum. Ama işte ne olduysa ilk falı baktığım günde oldu. O gün fala baktım. Dediğim şeyler gerçekleşti. Benimde o günden beri Türk Kahvesi içilen ortamlarda fal bakmam farz oldu. Aslında içimden gelirse bakıyorum falı. İstemezsem bakmıyorum. Zaten çok kısa anlatıyorum. En fazla yirmi cümle söylüyorum. Ama tutturuyorum. BİLEN BİLİYOR KARDEŞİM, BAKTIĞIM FALIN BİR KISMI OLUVERİYOR.

Harry Potter!

Resim
Bizim kuşağın en nefes kesen sinema filmidir kuşkusuz. Daha 2001 yılında yeni çıkmıştı ilk filmi. Herkes çok heyecanlıydı. İlk iki filmini sinemada izleme şansını elde edemedim ben. Çünkü aileme göre o tarz filmler izlememeliydim. Hayal gücüm genişlememeliydi belkide... İlk film: FELSEFE TAŞI Ne kadarda masum bir afiş var karşımızda. Tam anlamıyla bir çocuk filmi. Güzel olaylar geçiyor filmde. Geçmişe dönüyor insan bir daha izleyince. İkinci Film: SIRLAR ODASI Filmlerle ilgili bilgiler vermeyeceğim. Zaten çoğu insan bu film serisini izlemiştir.  Üçüncü Film: AZKABAN TUTSAĞI Afişler giderek kararmaya başladı ve film artık çocuk filmi olmaktan çıkış için hazırlık yapıyor. Dördüncü Film: ATEŞ KADEHİ Artık büyüdüler, tehlikeler arttı. Film korku sahneleri daha çok olmaya başladı. Beşinci Film: ZÜMRÜDÜ ANKA YOLDAŞLIĞI Tehlikeler gittikçe arttı. Savaş artık kaçınılmaz. Kötü şeyler olacak. Altıncı Kitap:   MELEZ PRENS Son yaklaşıyor. Tehlike daha çok artıyor. Karan

Bazen bazı şeylerde

Resim
zamansız oldu bazen bazı şeyler istemsiz oldu bazen bazı şeyler düşünmeden yapmıştım bazen bazı şeyleri bencil davranmıştık bazen bazı şeylerde aklımzdaydıı bazen bazı şeyler okuyorum bazen bazı şeyleri hala geliyor eskilerin bazen bazı şeylri sen oluyorsun bazen bazı şeylerde belki bazen bazı şeylerde hep biz oluyoruz bölük pörçük geçti bazen bazı şeyler iyiydi bazen bazı şeyler belkide kötüydü bazen bazı şeyler koskoca 4yıldı bazen bazı şeyler yırtık günlerimizdi bazen bazı şeyler birleşememiştik bazen bazı günler   ama hep kalbimizdeydi bazen bazı kişiler Hamsisi vardı bazen bazı dillerde   Zeki Feyo'su vardı bazen bazı yazılılarda Banu'su vardı bazen bazı telfonlarda Dicle'si vardı bazen bazı uzunlukta Azam'ı vardı bazen bazı YAZARLIKta Ali'si vardı bazen bazı çapkınlıklarda Ahmet'i vardı bazen bazı yağlamalrda Hale'si vardı bazen bazı süsüyle Evin'i vardı bazen bazı fondoteniyle Bilal'i vardı bazen bazı türküsüyle Sefa'sı vardı bazen bazı k

Dün Eğlendik be!

Resim
Fotoğraf çekildik dün. İzmit'in kalabalık caddelerine yakın olan  küçük bir ara sokaktaki merdivenler bulduk. Bir sürü fotoğraf çekildik.  Fotoğrafların çekimi herzaman ki gibi Çağrı Bıkmaz yaptı.  Güzel fotoğraf çekiyor çocuk. Bizde Eymen'le birlikte poz verdik. Tabi Çağrı, Eymen'in fotoğraflarını çekmekten hoşlandığı için genelde onun fotoğraflarını çekti. Yorulduk yorulduk. Evler yüksek gölge yapıyor. Ama ne fark eder ki sıcak insanı boğuyor. Dar sokak sauna gibiydi. Eymen güzel kız da bunun farkında değil :)

Hastayım

Hastayım hasta! Hemde nasıl hasta olmak. Günlerdir ateşim düşmedi. Bademcikler balon gibi. Ölebilirim. Allah kimseyi hasta etmesin hastanelere düşürmesin. Bartın'dan Değirmendere'ye gelmeden bir önceki gün hafiften kendini göstermeye başladı hastalık. Ama ateş falan yoktu. Sadece sağ bademciğim şişikti. Ben beze çıktı falan sanmıştım. Durum böyle değilmiş, benim bademcik şişivermiş. Şimdi ise penisilin vuruyorlar sabah akşam benim kalçalara. İlk başta bir yanma oluyor ama hastaneden eve gelene kadar bütün acısı geçiyor. Ben penisilini en çok acıtan, ağrı veren ilaç diye duymuştum ama sadece yapılırken bir yanma hissi oluşuyor hepsi bu. Ben hala çok hastayım.

Yarım Bardak Kalmış

Yarın kalmış şeyler vardır insanın hayatında. Başlarsın .... Belki sonrasında yorulursun, belki sıkılırsın, belki ağır gelir yükün. Bırakıverirsin birden. Atarsın bütün yükü sırtından. yorgunluktan ölmüşsündür. Sıkıntıdan patlamışsındır.  Ama aslında bırakmaman lazım. Bırakmamalısın başladığın işi. Tam olmalısın her zaman. Neyi yarım bıraktıysan tamamlamalısın. Er yada geç... Neyi yarım bıraktım diye düşünüyorum. Aslında benim de yarım bıraktığım bir çok şey var. Sarhoşluğu tatmadım mesela... İçmeyi hep yarım bıraktım. Sarhoş olmamak için. Taklit yaptım bazen sarhoş olmuş gibi. Genelde de öyle yaparım zaten. Gecesini hatırlamadım bir sabahım olmadı benim. Sigaram... Çoğu kez onuda yarım bırakmışımdır. Küllükte kendi kendine yanmıştır. Canım çekmemiştir. Neden içiyorum hala ben onu. Bir sebep yok açıkçası. Gerçi kime sorsanız hep aynı cevabı alırsınız. Boş olduğum her an elimde bir şey olsun olayındayım. Boşluktan içiyorum ben onu galiba. O an ki boşluğumu doldursun diye. Ya