Kayıtlar

Kahkaha - Karınca - Koreli

Güldüm, kahkahalara boğuldum. Dikkatini çekmiş olmalıyım. Bana baktı uzun uzun, süzmeye çalıştı beni. Kafamı çevirmedim bilerek. Benim dikkatli bir şekilde baktığımı görünce çevirdi aniden kafasını. Ben Koreliler gibi bakmaya devam ettim. O da arada bir kafasını çevirip çevirip bakmaya çalıştı. Bakışlarımla buna müsaade etmemiştim ezip geçmiştim adeta. Ama sonrasında bende arkadaşlarla muhabbette öyle bir dalmışım ki onun varlığını bile unutmuşum. O pis bakışlarını yakaladım yine. Kötü kötü bakıyor gibiydi. Akşam tenhada kıstıracak gözlerle bakmıştı sanki. Biraz sinirlerim bozulmuştu. Masasından kalktı, kapıya doğru giderken yanımdan geçecekti ki; ben birden dikiliverdim önüne. Ben aniden ayağa kalkınca biraz gözlerim bulandı. Miyop olduğumu unutmuşum, uzağı göremiyordum. Gözlüğümü taktım bir daha baktım. Bana bakan o sinsi ve kötü gözleri görmeye çalıştım. Ama nafile başaramadım. karşımda o kadar küçülmüştü ki onu görebilmek için çömelmem gerekiyordu. Ve bu duruma bir kahkaha daha p

Kendi Kendinle Düello

Özeleştiri, özün, nefsin, insanın kendisini eleştirmesidir; duygu, inanç, düşünce ve davranışlarını belli bir gerçeklik ve değerler tablosu/şablonu içine yerleştirerek test etmesi, denemesi ve değerlendirmesidir.  Yukarıdaki tanım aslında her şeyi özetlemiş bir şekilde anlatıyor. Çoğu insan aslında kendisini eleştirmez, kendisini eleştirenleri de hiç sevmez. Hep saldıracak, eleştirecek başka insanlar bulmaya çalışır hayatında. Kimse mükemmel değildir önce bunun farkına varalım. "Hatasız kul olmaz" demiş Orhan baba.  İnternette öz eleştiri ile ilgili biraz araştırma yaptım. Çok ilginç yazılara rastladım. İşte bunlardan bir kaç tanesi: "Özümü niye eleştireyim iyi,peki eleştireyim özüm mükemmelsin. Ben üzümü eleştireyim  onun çöpü var ."   "Kendiyle yüzleşebilen insan hayatla daha kolay yüzleşir ve bir çok olumsuzluktan galip çıkar."   "Kendi kendinle düello"   " K işinin kendi davranışlarını objektif bir şekilden gözden geçirmes

Şizofrenik Bir Şey

birden gökyüzü aydınlandı ve bir yıldız düşüverdi gökten yeryüzüne. aslında o kadarda uzakta değillermiş. hepsi bir göz yanılgısıymış. burnumuzun ucunu bile yanlış görüyormuşuz. aslında görmüyormuşuz bile sadece bakıyormuşuz. elimizi uzatsak alacakmışız elmayı, armudu... tahmin ettiğimiz kadar ulaşılması güç bir yer değilmiş antartika. Bir adımlık mesafeymiş. Bir nefeslik hava varmış aslında dünyada. sadece benim için olan. İşte bu konuda iyi bir çözüm yolu bulmuşuz kendimize. Yanılgılara devam etmişiz yanılmışız sürekli. Dünyaya gelmiş bir çok insan, bir çok bebek, bir çok kadın, bir çok yaşlı, bir çok ceset... Kullanmışlar dünyadaki havayı. Sadece bana kadar varmış aslında. Atmosfer o kadar küçükmüş dünyada. Gerçi nefes bile almaya ihtiyaç yokmuş. Çok uzun zaman nefessiz kalabiliyormuşum ben. Mesela şu an 34dakika 325saniyedir nefesimi tutuyorum. Bir gariplik yok bunda. Her şeyin daha iyiye gittiği bir yermiş önceden burası. Ben dinledim dünyayı, anlattı bana her şeyini. Mavi ve yeşi

Acele az kullanılmış sevgili arıyorum (!) | Bulduklarım vol9

Bugünkü konuma geçeyim. Konum; Acele Az Kullanılmış Sevgili Arıyorum... Ne demek bu şimdi diyebilirsiniz. En doğal hakkınız tabii bunu söylemek. Şöyle diyeyim ben sürekli sitelere üye olan, bilgilerimi sağa sola bırakan birisiyim ve ne zaman bıraktığımı hatırlamadığım bir arkadaşlık sitesinden birisinin profilimle ilgilendiğine dair bir e-posta gelmiş. Ben de meraklıyım girdim baktım... Siteye girdiğimde ortamın çok garip olduğuna şahit oldum. Kişiler videolarını da ekleyebiliyorlarmış. Ve merakım bir kat daha arttı acaba insanlar kendilerini nasıl tanıtıyorlar diye. Ve arama alanına gidip, tüm videoları görebilmek için en geniş arama aralıklarını seçtim ve ara dedim. Karşıma erkeklerin %90'unu oluşturduğu bir sayfa geldi ve incelemeye başladım. Yurdumun erkeklerinin neresine düşkün olduğunu gayet iyi bildiğimden onların kendilerini övmeleri, saçma saçma ve sanki oraya video bırakmakla adam olmuş gibi gerile gerile konuşmalarını "güleriz ağlanacak halimize" modund

Boşa Vakit

Boşa geçirdiğim zamanları düşünüyorum aslında şu an. Bir anda da yazma isteği geldi nedense. Uzun bir yazı olacağını düşündüğümden olsa gerek. Çok boşluklu bir hayat hepimizinki aslında. Şu an burda bunu yazıyor oluşum bile bazılarınız için "boşa vakit geçirmek" diye yorumlanabilir. Ben şu an öyle görmüyorum ama... Herkes kendi yaptığı şeyleri "dolu" bulur ve yapar. Bana göre bomboş olan bir şey belki senin olmazsa olmazlarındandır. Boş arkadaşlıklarımda oldu. Hepimizin olmuştur zaten. Kimseye bir şey kazandırmayan boşlukta asılı duran arkadaşlıklar. Yavaş yavaş onlardan kurtulmaya başladım ben zaten. Çıkartıyorum bana bir yararı dokunmayanları ya da bir yararım dokunmayanları. Ha eğer sizde(ya da sende) bir yararımı görmüyorsanız beni çıkartın hayatınızdan. Laf olsun torba dolsun diye bir sürü arkadaş edinmişim zamanında. Şimdi ise ayıkla pirincin taşını! Artık dolu dolu bir hayat yaşamak istiyorum zaten. Az olsun arkadaşlarım ama öz olsun! O kadar kuru kala