Kayıtlar

2013 Son

Resim
2013 yılının sonuna geldik artık. Genel olarak ilginç bir yıl yaşadım. Dört sevgili sığdırdım bu seneye. Bir ölüm, bir diriliş. Kavgalar sığdırdım. Ayrılıklar, barışmalar. Dost kazandım bu yıl, en güzelinden. Mutlu oldum, üzüldüm, ağladım, depresyona girdim-çıktım, çılgınlar gibi eğlendim, dostlarımla vakit geçirdim, bilgisayarımla ilgilendim. Genel olarak sıkıcı bi yıldı.  2013'e girerkenki dileklerimin bi kısmı gerçekleşti. Sanırım çok fazla dilek dilememek gerekiyormuş. O yüzden bu sene sadece bir tane dilek dileyeceğim. Artık işim dileklere kaldı çünkü. Tek bir dileğim var ama bu sefer buraya yazmayacağım. Kendi içimde saklayacağım. Umarım hepinizin dilekleri kabul olur. Yolunuz hep aydınlık olsun.

Aşkımsı Bir İlişki !

Resim
Gene isim vermeden yazacağım çünkü öyle daha eğlenceli oluyor. Alınmak isteyen, hemen alınıveriyor üzerine. Ya bir anda hayatından çıkartabiliyor ya da hayatıma dahil olabiliyor. Neyse ben bu gece yaşadığım bir olaydan bahsedeceğim.  Çok sıcak bir gelişme, son dakika haberi. Telefonum çaldı. Arayan numarayı tanımıyordum. Öncesinde açmak istemedim ama merak ettim " KİM? " olduğunu ve açtım telefonu. Önce bi süre sustu sesimi falan dinledi sandım. Ama ben konuşmaya devam ettikçe o da konuşmaya devam etti. Konuşan kişiyi tanımıyordum. Ama bana " Eski sevgilin seni çok seviyor, seni çok özlemiş. Ona geri dönmeni istiyor. " gibisinden bir sürü cümle kurdu. Bende kibarca istemediğimi söyledim. Israr etmeye devam etti. Ben de hayır barışmayacağım diye direttim ve kazanmış olacağım ki yanında ki aldı bir anda telefonu eline. Bu sefer bir erkek ses konuşmaya başladı. Bu konuşanı da tanımıyorum. Bu da saçmalama sınırlarını son derece zorladı. Daha fazla zorlayamazdı

Bundan Sonra Böyle, Yersen!

Resim
Aslında hiç kimseyi umursamıyorum. Hayatım boyunca yanımda olacak olan kişiler zaten belli. Çünkü oturmuş o kadar güzel dostluklarım var ki... Hepsini de çok seviyorum. Ailem gibi hepsi. Birbirimizi arayıp sormasak bile bağlarımız sayesinde hiç bir sorun yaşamıyoruz. Hayatımın bazı dönemlerinde bazı arkadaşlarım hayatımdan çıkarlar. Çıkmak isterler. Nedenini onlara sormak lazım. Benden mi artık sıkılıyorlar tam bilmiyorum. Ama bir yerden sonra tekrar hayatıma girmek istiyorlar ve bende buna izin veriyorum. Hayatımda olmadıkları zaman dilimindeki kaybettikleri şeyleri kazanmak için mi geri dönüyorlar bilmiyorum. Bilmiyorum dedim ya bilmiyorum. Böyle bi hayat yaşıyorum işte gidenlerin arkasından ağlamamayı öğrendim. Çünkü geri dönüyorlar bi zaman sonra. Bu yüzden de geri döneceklerini bildiğim için ağlamanın anlamı yok. Her gittiklerinde ağlarsam oohhhoooo!!! Geri dönmelerini de beklemiyorum ben onların. Ama izin veriyorum tekrar geri dönmelerine. Büyüklük bende kalsın diyorum ve

Ebru Gündeş - Ben Olmayınca

Resim
ben olmayınca hemen bulmuşsun birini  yol ayrımında unuttun yeminlerini  sen bitirdin hem kendini hem de beni  şimdi git artık, dönme geri  kime gidersen git beni unut artık  bir gün aşklar biter, hatıralar kalır,  kimi seversen sev hep hatırlatır  sanma bir başkası yerimi alır  gelenler gideni elbet aratır  ben olmayınca "ondan kurtuldum" demişsin  benim yerime bir başkasını sevmişsin  beni zaten aslında hic sevmemişsin  üzülmedim hiç, dönme geri  kime gidersen git, beni unut artık  bir gün aşklar biter, hatıralar kalır,  kimi seversen sev hep hatırlatır  sanma bir başkası yerimi alır  gelenler gideni elbet aratır

Aşk Acıtır

Resim
Şu an ki sorunsalımı çözdüm sanırım. Evet, aşık oldum diyebilirim. Onunla konuştuk, sohbet ettik, güldük, eğlendik, içtik. Bunların çoğunu da zaten bir gecede hallettik. Ama durum biraz karışık. Çünkü onun bi sevgilisi var. Hemde onu çok seviyor. Onu hala "ÇOK" severken, kalbin de bana da yer açabilmişti. Değişik bir durum dimi? Nasıl olduğunu merak ettiniz şimdi. Onunla tanıştığım zamanlarda sevgilisinden daha yeni ayrılmış, duygusal bir boşluğa düşmüş. O boşluğu benimle doldurmaya çalışmaya çalışmıştı. Sürekli mesajlar atardı bana. Sohbet ederdik ottan boktan. İlk başlarda ben yüz vermezdim hatta. Çünkü kendimi ağırdan satmayı severim ben. İlk zamanlarda çok trip atardı. "Niye yazmıyorsun?", "Sana zorla mesaj attırıyorum sanki", "Benimle ilgilen yaa" gibisinden mesajlar gelmiştir tabiki. Kendime kızıyorum aslında. "Neden ağırdan sattım ki kendimi?" diye. Çünkü belki o zamanlar onunla daha çok ilgilenseydim daha farklı olacaktı h

Hayatım Şelale Gibi

Resim
Hayatı akışına bırak gitsin. Su akar yolunu bulur... Gibisinden bir sürü cümle... Bu cümleler herkes için doğru cümleler. Herkesin hayatı bir akarsu gibi, ilerliyoruz sürekli. Deniz ve ya okyanusa ulaşmaya çalışıyoruz, yahut bir göle. Son zamanlarda benim hayat akışım da uçurumun içine doğru. Görkemli bir şelale aslında. Işıl ışıl parlıyor. Bi yerden gökkuşağı çıkıyor falan. Tam bir görsel şölen anlayacağın. Gören insanlar tekrar tekrar bakıyorlar, büyüleniyorlar. Ne kadar güzelmiş diye imreniyorlar belkide. Belkide yanlış bir seçimle başkasının akması gereken yere yöneldim. Belkide başkasının hayatıdır yaşadığım. Halbuki ben o tepeden aşağı düşerken kayaların nasıl canımı acıttığını görmüyorlar, hissetmiyorlar. Yere çarpışımın sesini duyuyorlar ama ne denli ağrılar yarattığının farkında değiller. Az da olsa buharlaşıp yok olduğumu da görmüyorlar. Onlar sadece bakıyorlar ama görmüyorlar. Çünkü ben o şelaleyim. Görkemli, gösterişli ve ihtişamlıyım. Ama içimdeki fırtınalardan k

Daha çok ondan - Daha az bundan

Tarih içinde zamanımızın paradoksunu şöyle sıralayabiliriz: Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız Daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var. Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz Daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz. Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var. Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz Daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var. çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz,  çok savurganca para harcıyoruz,  çok az gülüyoruz,  çok hızlı araba kullanıyor,  çok çabuk kızıyoruz,  çok geç saatlere kadar oturuyor,  çok yorgun kalkıyoruz,  çok az okuyor, çok fazla tv izliyoruz  ve  çok ender şükrediyoruz. Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz. Geçimimiz

Aşk Sessiz, Sevgi Dilsizdir

Bir adam anlatıyor.. Karımı 1998'in sonbaharında kaybettim.Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. Karım , her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, "Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri" derdi.. Öldüğünde,yedi tane resmimiz vardı. 97'in bir gecesinde, onu aldattım.Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece "Biliyorum" dedi. İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim.Fotoğraflarımıza bakıyordum yine.. Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün farkettim.A.R.K.A.S.I.N. Gerisi için yılları yetmemişti.Ama sanırım "Arkasına bak"yazmaya filan niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım.Hiçbir şey yoktu.Sonra bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyor musunuz, herbirinin arkasından bir mektup ç

Bir Daha Doğurma Beni

Hayat pamuk şekeri değilmiş anne Çok zor meslekmiş insan olmak. Yaşayabilmek boynuna geçirilen binlerce halatın düğümleri çözülür umuduyla, Tabureye nekadar sıkı basarsam, okadar korkmalıymışım meğer tekme atılmasından.. Büyüdükçe küçülüyormuş etrafındakiler.. Büyüdükçe çirkinleşiyormuş, yalanlar yorgan oluyormuş ihanetlere. Zedeleniyormuş güven dedikleri kan damlamadığından farketmiyormuşsun olanları.. Sadece derin bir sızı hissettiriyormuş, senelerce neden aratan bir ağrı. Ve küçükken senden uzaklaşma hissim, Büyüdükçe daha çok bağlıyormuş beni sana. Tek gerçeğim olduğunu kanıtlıyormuş, öğrendiğim yalanlar.. Hayat gazoz kapağından bozma kesici oyuncaklardan korkmak değilmiş anne.. Dönen atlı karıncalardan daha miğde bulandırıcı bir Dünya varmış dönüp duran. Ve kırmızıklı başlıklı kız, kurtulamazmış hiçbir kurdun elinden.. Hayat masal değilmiş anne.. ``Mutlu son`` dedikleri sevişme seanslarının salon ağzı gerçekte. Adalet ``Çıplak Krala`` benziyor anne. Soytarıl

Kelimeler Şahane

İnsanların kullandığı kelimeler aslında daha çok şey anlatır. Kendinize yakın hissettiğiniz kişilerin cümlelerinde ki alt yazıları bile okursunuz. Bu olay işte cümlelerin duygularını yansıtır. Eğer az ve öz konuşarak alt yazıları okuyabiliyorsanız, ne mutlu size! "Trip atma" olayını saçma bulurum ve hayatımda kolay kolay trip atmam. Hatta hiç atmam. Ama işte bu olaya benzetebiliriz biraz. Size birinin trip attığını düşünün; sizden yapmanızı istediği şey "alt yazıları okumanızdır". Başka bir şey değil. İşte bu yüzden alt yazıları okumak biraz zordur. Eğer bu okuma olayını herkese uygulayabiliyorsan, senden iyisi yok. Ama herkese uygulamanızı tavsiye etmiyorum bunu. Neden mi? Çünkü; herkesi çok daha iyi tanımaya başlıyorsun. İlk tanıştığın birinin ne mal olduğunu anlayabiliyorsun. O yüzden bazen her şeyi akışına bırakmak lazım. Alt yazıları boşverip hayatın akışına bırakmalı insan kendini. Tat almaya bakmalı. Bazense tadı damağında kalmalı. Kelimeler şahane K

Ağlamak Güzeldir

Ağlamak güzeldir  Dökülürken yaşlar gözünden  Sakın utanma...  Bu sözlerle başlamak istedim sözlerime bu sefer. Ağlamaktan utanmadım dün gece. Ağladıkça ağladım, gözyaşlarım içime aktı, hıçkırıklarım içimde yankılandı. Utanmadım bunları yaparken. Ona kavuşamayacağımı bile bile ağladım. Ona dokundum, sevdim, öptüm, okşadım. Ama ona sahip olamayacağımı biliyordum. Her ne kadar ağladığım sırada yanımda da olsa, o bana ait değildi. Bir başka kalpte çarpıyordu kalbi onun. Bense bi hevestim onun için belkide. Onun adına konuşamam aslında. Yanımdaydı ağladığımda, elimi uzatsam ona dokunurdum. Ağladım ağladım... Göz yaşlarım içime aktı sanmıştım ama kafamı yastıktan kaldırdığımda sırılsıklamdı yastık. Ama kimse hıçkırıklarımı duymamıştı. O bile duymamıştı. çünkü alkolün etkisiyle baya bir derin uykuya dalmıştı yanımda. Nasılda güzel uyuyordu... saatlerce onu izledim aslında. Saçlarını okşadım, öptüm kokladım. Çünkü tekrar benim olamayacaktı. O an hiç bitmesin diye dua ettim. Ben ağlad

Emir - Tutuşmayan Kalmasın

Resim
Yaşanması gerekiyorsa yaşanır Ne yani şimdi benden çekiniyor musun? Herkes ne düşünür diye susamam Ben ne isen oyum. Yaşanması gerekiyorsa yaşanır Ne yani şimdi benden çekiniyor musun? Herkes ne düşünür beni bağlamaz Anlıyor musun? Yarını görmeyi kim garanti ediyor? Yıllar ayak altından kayıp da gidiyor Hesap kitapla kalbi kimse dizginleyemez Aksini söyleyen aşka ayıp ediyor Bir öpücükle yangın çıkarmaya var mısın? Sen de yan, beni de yak tutuşmayan kalmasın Umrumda değil kim anlarsa anlasın Nefessiz kalalım kurtaran da olmasın Bir öpücükle yangın çıkarmaya var mısın? Sen de yan, beni de yak tutuşmayan kalmasın Umrumda değil kim anlarsa anlasın Nefessiz kalalım kurtaran da olmasın

İntihar Mektubu | Bulduklarım vol.19

Hiç tak ettiği oldu mu canınıza birşeylerin? Kendinizi şu şehirden ya da dünyadan hatta evrenden dışarı atmak istediğiniz yapayalnız hissettiğiniz benliğinizi kimsesiz bir sokak kedisi gibi? Ya da izbe bir parkın bankında çiseleyen bir yağmurun altında geceyi geçirmek istediniz mi?Hayatı hergün değişen ve karmaşıklaşan dertler yumağı olarak gördüğünüz sabahlara kadar gözünüzü hiç kırpmadan efkarlı ve çaresiz bir vefasızı düşündüğünüz?Ahh keşke diye umutsuzca iç çektiğiniz?Sonra ağladığınız yorulana kadar bitiverir diye… Kahrolası aşk masalını bir kalemde silmek istediğiniz oldu mu? Her geçen gün biraz daha umudunuz kırıldı mı yarınları düşünürken bir başınıza? Sonra bir dost aradınız mı hep sadık güvenilir ve samimi… Uzaklara bakıp derin derin daldınız mı mutsuz ve umutsuzca? Uçan kuşlara imrendiniz mi ne kadar özgür temiz ve saflar diye… Geçmiş günler canlandığında gözünüzde neden diye sordunuz mu hiç kendinize? Şimdi için kaygılandınız mı? Ve gelecek içinse satmışım anasını

Çarşaf Hayaller

Çamaşır makinesinden yeni çıkmış bir çarşaf gibiydi hayali. Onu önce ütüleyecekti, yani gerçekleştirecekti. Çünkü gerçekleştirmeyi çok istiyordu. Sonrası için daha büyük planları vardı. Başladı ütülemeye ama çok zor gelmişti ütülemek. Yarıda bıraktı hayalini katlayıp kaldırdı, buruşuk bir vaziyette dolaba. Tekrar kullanmayacaktı da, bunun da farkındaydı. Günler aylar belkide yıllar geçti ardından. O süre içerisinde daha basit haller kurup gerçekleştirmişti. Aslında hiçbiri hayal denebilecek bir özellik taşımıyordu. İnsanların günlük yapabilecekleri şeylerdi. Canına tak etmeye başlamıştı son zamanlarda. Tekrar hayal kurup, bu sefer kurduğu halleri gerçekleştirmek istedi. Tekrar çamaşır makinesinden çıkardı hayallerini. Ütülemeye başladı. Ütünün buharları arasında kaybolmuş hissetti kendini bu sefer. Boğuluyordu sanki. Önünü görememeye başlamıştı. Onu da bitirmeden kaldırmak zorunda kalmıştı. Bütün hayallerini aldı, hepsine birer birer ağladı. gözyaşlarıyla yıkadı resmen hepsini. V

Değiştirdim

"Sanki gemisini başıboş bırakmış bir kaptan gibiydim. Öylesine sürükleniyor, kontrolü elimde tutmak bir yana hep durumu kurtarmaya çalışıyordum. Ve hayat bir dümenin başında, gemiyi kullanmayı öğrenemeden geçip gidiyordu. Ama bir gün bildiğim her şeyin başkalarının doğrusu olduğunu ve çektiğim her acının bildiklerimle ilişkisini anladım. O an, beni memnun etmeyen hallerden yavaş yavaş sıyrılmaya başladım. Ve fark ettikçe değiştirdim: Hayır dersem insanlar beni sevmez zannederdim,  değiştirdim. Sınırlar koymadan yaşardım,  değiştirdim. Temel önceliğim karşımdakinin memnuniyetiydi,  değiştirdim. Kendimi tanımaz, kendimle zaman geçiremezdim,  değiştirdim. Alışkanlıklarım bağımlılığa dönüşürdü,  değiştirdim. Kafamın içinde sürekli konuşan başka bir ben vardı,  değiştirdim. Anda olmanın keyfini her zaman çıkaramazdım,  değiştirdim. Eski eşyaları, anılarıyla saklardım,  değiştirdim... Bir de baktım ki artık kaptan benim!

Özür Dilerim, AFFETMEYECEĞİM !

Özür dilerim Buluşacağımız günü sabırsızlıkla beklediğim için. Özür dilerim Buluştuğumuz da gözlerinin içine bakarken heyecandan saçmaladığım için. Özür dilerim Elini tutmaya çalışırken 2 kere düşündüğüm için, incinirsin diye. Özür dilerim Seni öpmeye kıyamadığım için. Özür dilerim Diğerleri gibi gece başımı yastığa koyduğumda senle yatma hayalleri kurmadığım için. Özür dilerim Sana sarıldığımda gözlerimi kapatıp hiç ayrılmamanın hayallerini kurduğum için. Özür dilerim Seni yanımdayken dahi özlediğim için Özür dilerim işte ADAM GİBİ SEVDİĞİM İÇİN Ama duuuur! Affetme. Şimdi sen özür dile; Başka bedenlere anlık zevk olduğun için Şimdi sen özür dile; Gözlerime bakıp 'yalandan da olsa' seni seviyorum dediğin için Şimdi sen özür dile; Tutamadığım o el ile başka tenlere dokunduğun için Şimdi sen özür dile; Yanımdayken bile başkalarını düşündüğün için Şimdi sen özür dile; Başkasıyla yatma hayalleri kurmayı bırak, başkalarına ait olduğ

Öğrendim ki Ben Hayata

Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız. Güveni geliştirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika. Hayatında nelere sahip olduğun değil Kiminle olduğun önemli. Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek. Öğrendim ki, bir de Kendini en iyilerle kıyaslamak değil Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir. İnsanların başına ne geldiği değil O durumda ne yaptıkları önemli. Ne kadar küçük dilimlersen dilimle Her işin iki yüzü var. Olmak istediğim insan olabilmem Çok vakit alıyor. Karşılık vermek Düşünmekten çok daha basit. "Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek" Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun. Öğrendim ki bazen 'Bittim' dediğin andan itibaren Pilinin bitmesine daha çok var. Sen tepkilerini kontrol edemezsen Tepkilerin hayatını kontrol eder. Kahraman dediğimiz insanlar Bir şey yapılması gerektiğinde Yapılması gerekeni Şartl

Sadece İlk Kararı Vermekte Özgürsün | Bulduklarım vol.18

Adamın biri bilge bir kral olmakla ün salmış kralın yanına gider. Krala şunu sorar "Efendim söyleyin bana hayatta özgürlük var mıdır?" Kral "Elbette" der "Kaç bacağın var senin?" Adam soruya şaşırarak "İki efendim" der. Kral "Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin?" "Elbette" diye cevap verir adam. Kral "O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver". Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir. "Tamam" der kral "Şimdi de öteki bacağını kaldır." Adam şaşırır "Bu imkansız kralım" der. "Gördün mü?" der kral " Özgürlük budur. Sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil." Tiziano Terzani'nin Atlıkarıncada Bir Tur Daha adlı kitabında okuduğum bu küçük öykü yıllardır tartışılan özgürlük kavramı üzerinde bir kez daha düşünmeme yol açtı. Hayat gerçekten böyleydi. İlk kararı alıyordun ve gerisi o ilk karara bağlı olarak gerçekl

Hayatla Oynama Çocuğum | Bulduklarım vol.17

Hayatla oynama çocuğum; düşün öldürmeden, öldürmeye karar vermeden önce: İstediğin zaman katil olabilirsin ama istediğinde masum olamazsın. Bir canlıyı öldürebilirsin ama bir ölüye can veremezsin. Canın çektiği zaman hapse girebilirsin ama canın çekti diye dışarı çıkamazsın. İstersen kirlenirsin ama her lekeyi temizleyemezsin. Hayatla oynama çocuğum; hayatı bugünden ibaret sanma. Hayat dediğin değişir. Dikkatli bakarsan görürsün nasıl değiştiğini. Hiçbir şeyi görmüyorsan kendine bak. Daha dün, “off, bir an önce sakalım çıksa da hava atsam” diye geçiriyordun aklından, bak bugün ne kadar da hızla uzuyor yüzündeki o kıllar. Bu defa da kesmekle başedemiyorsun. İnaçların değişir. Bugün doğru bildiğin şeyin yarın o kadar da doğru olmadığını anlarsın. "O zaman ne kadar da cahilmişim!" diye gülersin kendine. Ama bunları düşünüp gülebilmen için yaşaman ve geri dönmenin mümkün olduğu bir yerde bulunman gerekir. Unutma, ölümün çaresi yoktur sadece. Dostların değişir; tabii düşmanlar

Göz Ameliyatım

Neler oldu neler? Gözlüğümle eskisi kadar iyi göremediğim için doktora gittim. Ben sadece gözlük numaralarımın büyüdüğünü düşünmüştüm. Ama velev ki öyle değilmiş. Çünkü doktor hangi merceği takarsa taksın, benim görüşüm düzelmedi. Meğersem bende keratokonus diye bir rahatsızlık varmış. Hemen kısaca anlatayım bu rahatsızlığı size. Gözün önünde bulunun kornea dediğimiz kısımda bozulmalar varmış. Daha sivri ve inceymiş normalde göre. Bunun üzerine ben bir iki doktora daha gittim. Göz topografısi falan çektirdim. Gözle alakalı  çok makineye girdim işte. Sonunda bana her doktor ameliyat dedi. Crosslinking ameliyatı olacakmışım. Ben iğneden korkan adama, sen gel "ameliyatı olman lazım" de. önce bi yusuf yusuf oldum tabi. Günlerce ameliyat moduna girmekle uğraştım. Ameliyat öncesi iki gece uyuyamadım. Gel gör ki ameliyat günü geldi çattı. Bana "saat 11:00'de ameliyathane önünde ol seni çağırırız biz" dediler. Ben beklemeye başladım. Beklerken de uyumuşum zaten. Sa