MOZART İLHAMI

Bugün sizlere Mozart'ın nasıl Türk Marşını yazdığının hikayesini anlatmak istiyorum. O dönemlerde Avrupa sanatı Osmanlı sanatından etkilenmeye başlamıştır ve bu etkilenen alanlardan biri de müziktir. Fakat asıl olay sadece bu sanatsal etki değildir. Mozart, o dönemlerde bir Türk kıza âşık olmuş ve adeta ona vurulmuştur. Bu aşkını ifade etmek için elinden geleni yapmış, en sonunda ise aklına kendine özel bir müzik bestesi yapmak gelmiştir. Mozart, Osmanlı'nın mehter takımının melodilerinden etkilenmiş ve bu sevgilisi için Türk Marşı olarak nitelendirilebilecek bir eser ortaya koymuştur. Mozart'ın Türk Marşı bestesinin ilhamı, o dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu'ndan Avrupa'ya yayılan mehter müziğinden gelmektedir. Mehter takımının etkileyici melodileri Mozart'ın dikkatini çekmiş ve bunlardan ilham alarak sevdiği kıza Türk Marşını yazmaya başlamıştır. Bu beste, o dönemde Avrupa'da Türklerin yaptığı müziği temsil eden bir simge haline gelmiştir. 

Mozart'ın âşık olduğu Türk kızla ilgili ayrıntılar tam olarak bilinmemektedir. Onunla olan ilişkisi hakkında kesin kanıtlar bulunmasa da bu aşkın Mozart üzerinde önemli bir etkisi olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Hatta bazı hurafe anlatılarında kızın Mozart’a hiç yüz vermediğinden bahsedilir. Aşkı ona Türk Marşı'nı yazma konusunda ilham vermiş ve yaratıcılığını tetiklemiştir. Bu beste aracılığıyla, Mozart, âşık olduğu Türk kızını etkilemeyi ve ona duygularını ifade etmeyi amaçlamıştır. Mozart'ın eseri, tıpkı aşkı gibi güçlü ve etkileyici bir şekilde Türk kültürünü yansıtmaktadır. Tempo, ritim ve melodik açıdan Türk ezgileri ve etkilerini taşıyan bu eser, müzikseverlere Türk kültürünün zenginliğini ve Mozart'ın aşkının derinliğini sunmaktadır. Bu aşk hikayesi, sadece iki kişi arasında yaşanan bir duygusal bağın ötesine geçmektedir. Kısacası, bu hikâye, insanların kalplerinde yeşerttikleri hislerin, romantizm ve tutkuyla harmanlanarak farklı boyutlara ulaştığı bir masal gibidir. Söz konusu aşk, hayalleri, umutları ve tutkuları besleyerek sanata yakılan bir alev haline gelmiştir. Türk Marşı, aşkın gücünü ve ilham verici etkisini anlatarak, aşkın sanata nasıl ilham verebileceğini de gözler önüne sermektedir. Bu eşsiz parça, bir orkestra tarafından çalındığında, notaların dans ettiğini ve çekim alanına giren herkesi kendine hayran bıraktığını hissettirir. Aşkın büyüsü, müzisyenlere ilham kaynağı olurken, dinleyicilerde de kalplerindeki en derin duyguları harekete geçirir. Mozart'ın bu eseri, aşkın evrenselliğini ve sınırsız yaratıcılığın gücünü simgelemektedir. 

Türk Marşı, diğer bestelerine göre farklı bir tarza sahiptir. Mehter müziğinden esinlenilen bu beste, savaşçı bir ritme ve coşkulu bir melodiye sahiptir. Osmanlı İmparatorluğu'nun müzikal mirasına saygı gösteren Mozart, Türk Marşı'nda o dönemde popüler olan mehter müziğinin karakteristik öğelerini kullanmıştır. Türk Marşı, Mozart'ın klasik müzik alanındaki ününü daha da arttırmış ve Avrupa'da büyük beğeni toplamıştır. Beste, zamana meydan okuyarak günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır ve hala sıkça çalınan bir klasik müzik parçasıdır. 

Sonuç olarak, Mozart'ın Türk Marşı'nın hikayesi, o dönemde Osmanlı sanatından etkilenmesi ve âşık olduğu bir Türk kıza olan duygularını ifade etme çabasıyla başlamıştır. Mehter müziğinden aldığı ilhamla yazdığı bu beste, Mozart'ın müzikal dehasını bir kez daha göstermiş ve klasik müzik tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. Türk Marşı, Mozart'ın Türk kültürüne olan ilgisini ve saygısını yansıtan bir eser olarak bugün bile değerini korumaktadır. Ancak maalesef, Mozart sevdiği kız için bestelemeye başladığı müziği tamamen bitiremeden kız hayata gözlerini kapamıştır. Dolayısıyla, ona delicesine âşık olan Mozart'ın bestesini hiçbir zaman dinleyememiştir. Bu Türk kızı, Mozart'ın aşığına olan duyguları ve Türk kültürüne olan merakı, Türk Marşı adıyla günümüze kadar ulaşan unutulmaz bir eser yaratmasına vesile olmuştur. (gerçek kişilerden etkilenerek hikayeleştirilmiştir.)

Yorumlar

  1. Bu hikaye geçek mi ? daha önce hiç duymamıştım

    YanıtlaSil
  2. Zaide, (Orijinal isim: Das Serail) KV. 344 unlu Avusturyalı besteci Wolfgang Amadeus Mozart tarafından 1780'de bestelenen ama öldüğü zaman daha bitiremediği iki perdelik bir Singspiel janrinda opera eseridir. Kaynaklar, bu eserin Mozart'ın âşık olduğu Zaide isimli Türk kızından ilham aldığını bildirirler.

    YanıtlaSil
  3. hadi lan ordan

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK İKSİRİ

BÜYÜK MAVİ BALİNANIN ÇIĞLIĞI

AKVARYUMUN İÇİNDE