Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kaybolan Anılar

Resim
Yıllar öncesine gitmek istiyorum bu yazıda. Anlattıklarım, belleğimde belirsiz izler bırakmış bir tanışlık hikayesine dayanıyor. O zamanlar birçok şey daha farklıydı, ama yine de insanların kendilerini gizemli tutma merakı değişmemiş gibi geliyor bana. Bir zamanlar, birisiyle bir uygulama üzerinden tanışmıştım. Bu tanışma ne kadar sürdü? Belki haftalar, belki de sadece birkaç gün. Ama kesin olan şu ki, o kişi kendini hep gizemli tuttu. Hiçbir zaman tam anlamıyla "görmedim" onu. Sadece mesajları vardı, arkasına saklandığı bir perde gibi. Ve o mesajların sonunda, bir karar alıp bu ilginç tanışlığı bitirmişim. Fazla naz aşık usandırır diye düşünmüş olmalıyım. Aradan yıllar geçti. Hayatımın tamamen farklı bir noktasında, yeniden o kişiyle karşılaştım. Ama bu karşılaşma da yine aynı platformda, aynı ekranın arkasından oldu. İşte o gizemli kişi beni bulmuş ve benimle yeniden iletişim kurmaya çalışıyordu. Eski konuşmalardan bahsediyor, neler yaşandığını hatırlatmaya çalışıyordu. Ama...

Hedefler ve Hayaller Arasında Bir Yolculuk

Resim
Bugün bir arkadaşımla konuştum. Hayatını tamamen değiştirecek bir karar alarak başka bir ülkede yaşamaya başlamış. Eski hedeflerini bir kenara bırakıp yeni bir yola çıkmış, çok zor bir mücadeleye girişmiş. Bu, benim için oldukça etkileyici bir hikâye. Kendisinin yaşadıklarını düşünürken, kendi hedeflerimi ve hayallerimi sorgulamaya başladım. Benim hayallerim ve hedeflerim, çok daha çizgisel bir yol izliyor gibi hissediyorum. Ulaşması zor olmayan, ama emin adımlarla ilerledikçe gerçekleşecek şeyler. Belki de bu yolda ilerlerken bir monotonluk yaşıyorum. Bir arkadaşımın deyimiyle, “Hayallerine ulaşman için biraz daha cesur olmalısın.” Ancak şunu da merak ediyorum: Ulaşması zor olan hayaller kurmak için halihazırda sahip olduğum hedeflerimi terk etmeli miyim? Büyük bir hayalin peşinden gitmek, bir çoğumuzun gözünde cesaret gerektiriyor. Ama ya o cesareti kendimde bulamazsam? Yurt dışına gidip sıfırdan bir hayata başlamak bana çok korkutucu geliyor. Bu, benim sınırlarımla ilgili bir durum ...

Aşk Üzerine Düşünceler

Resim
Aşkın yaşı olmadığına inanıyorum. Seni bulmasının da belli bir zamanı ya da kuralı yok. Doğru yer, doğru zaman ve uygun koşullar oluştuğunda aşk zaten seni bulur. Ama şu soruyu kendime sormadan edemiyorum: Bu aşk yolculuğu sırasında daha ne kadar yanlışa çarpmamız gerekecek? Doğru kişiyi nasıl bulacağız? O bizim karşımıza çıkacak mı ya da ne zaman karşımıza çıkacak? Bu sorular üzerine düşünmek beni zaman zaman çıkmaza sokuyor. Geçenlerde bir film izledim. Filmde 2. şansın verilebileceğine dair bir sahne vardı. Bu sahne beni derinden etkiledi. Ancak kendimi düşününce, ben asla 2. şansı vermeyen biriyim. Bir davranışı hata olarak görüyorsam, adeta keskin bir bıçak gibi o kişiyi hayatımdan çıkarıyorum. Pire için yorgan yakmak derler ya, işte tam olarak öyle bir tavır. Ama bu davranışımın ne kadar doğru olduğuna emin değilim. Bu, beni daha doğru bir insan mı kılar, yoksa gereksiz yere sert mi davranıyorum? Beni en çok etkileyen şeylerden biri de şu cümleydi: "Ama bu güçlü duruşun ...

Dostluk Yansımaları

Resim
Hayatta bazen kendimi tuhaf bir döngünün içinde hissediyorum. Sanki arayıp sormayı bıraksam kimse beni fark etmezmiş gibi geliyor. Bu duygunun beni nasıl etkilediğini anlatmaya çalışacağım. Herkesi ben arıyormuşum gibi hissediyorum. Sohbetler, buluşmalar, basit bir “Nasılsın?” mesajı... Her şey benimle başlıyor gibi. Ama ben yazmayı, aramayı bıraktığım anda, hayat sessizleşiyor. Telefon çalmıyor, mesajlar gelmiyor. Bu sessizlik beni düşündürüyor. Acaba insanlar benim yokluğumda rahatlıyor mu? "Oh be, bugün aramadı, biraz nefes aldım" diye düşünüyor olabilirler mi? Tabii ki bu düşünceler tamamen benim kuruntularım da olabilir. Ama bazen gerçekmiş gibi hissetmekten kendimi alamıyorum. Dostluk dediğimiz şey tek taraflı olmamalı. Bir denge, bir karşılıklılık olmalı. Ama hayatıma baktığımda, arayıp sormayı bıraktığımda kimse beni hatırlamıyorsa, bu denge bozulmuş demektir. İşte bu düşünce beni hüzünlendiriyor. Belki de çevremde gerçekten “arkadaş” diyebileceğim kimse yok. Belki de...