BENİ SANA HATIRLATIYOR MU?

 Kendimi kalabalık kafeteryada otururken, yakın bir arkadaşımla canlı bir sohbete dalmış buldum. Taze demlenmiş kahvenin aroması havayı doldurur, sıcaklık ve rahatlık hissi yaratır. Ama aniden, kalabalıktan tanıdık bir yüz ortaya çıktı. Bu benim eski kız arkadaşım, sayısız anı ve deneyim paylaştığım kişi. Kafeteryanın arkasındaki masamıza yaklaştıklarında, karışık duygular dalgası üzerimi yıkıyor. Bir zamanlar paylaştığımız duyguların coşkusunu, ilişkimizin iniş çıkışlarını hatırlıyorum. Onun saf görüntüsü içimde bir üzüntü duygusu uyandırıyor, çünkü onu derinden özledim. Birlikte geçirdiğimiz zamanın nostaljisi kalbimi özlem ve pişmanlık duygusuyla dolduruyor. 

    Çelişkili duygular ağına yakalanmışken, bakışlarımın istemeden ona doğru döndüğü bir an geliyor. Gözlerimiz buluşuyor ve o bölünmüş saniyede, aklımdan bir düşünce ve soru kasırgası geçiyor. Hala bana karşı hisler besliyor mu? Ayrılığımız bir hata mıydı? Karşılaştığımız sorunlara aşırı tepki gösterdim ve abarttım mı? Belirsizlik, sonsuza dek zor kalabilecek cevaplar için özlem duyduğum için beni içine çekiyor. O kısa göz teması anında, gözlerinde bir duygu titremesi fark ettim. Sanki o da bir anı ve duygu dalgası yaşıyor gibi, ama anlamını çözemeden önce, bakışlarını hızla önlüyor. Bu jeste, saçlarının bilinçli bir şekilde savuruyor, geçmişin ağırlığını atma girişimi gibi sanki. Ama çok az şey biliyorum, kırık ilişkimizin parçalarından hala hassas olan kalbim, boynunda tanıdık bir ışıltı görüyor. Doğum gününde ona hediye ettiğim kolye, bir zamanlar paylaştığımız sevginin somut bir hatırlatıcısı.

    Boynundaki varlığı sayısız soruyu gündeme getiriyor. Kolyenin önemine değer veriyor muydu? Sadece bir aksesuar mıydı, yoksa daha derin bir şeyi mi sembolize ediyordu? Kolyenin anılarla karmaşık bir şekilde iç içe geçmiş hassas hatları, şimdi sahip olduğumuz bağın ve hala var olabilecek bağın sessiz bir kanıtı olarak duruyor. Bir düşünce denizinde kaybolmuşken, geçmiş mücadelelerimizi büyütüp büyütmediğimi, duygularımın yargılarımı bulanıklaştırıp bulanıklaştırmadığını düşünüyorum. Belki de, bu şans buluşmasında, bir umut ışığı, bir zamanlar sahip olduğumuz sevginin içimizde titreşmeye devam etmesi ihtimali yatıyor. 

    Bu düşünceler zihnimi tüketiyor, beni insan duygularının karmaşıklığına ve ilişkilerin öngörülemeyen doğasına daha derinden dalmaya çağırıyor. Sonuç olarak, kalabalık kafeteryada otururken, eski kız arkadaşım ve arkadaşlarıyla karşılaşmam bir duygu kasırgasını tetikliyor. Paylaşılan deneyimlerimizin anıları yeniden ortaya çıkıyor ve üzüntü, özlem ve pişmanlık duygusuyla üstesinden geliyorum. Anlık bir göz teması alışverişi beni sorular ve belirsizliklerle dolduruyor ve aşkımızın hala yüzeyin altında kalıp kalmadığını merak etmeme neden oluyor. Geçmişimizin bir sembolü olan taktığı kolye, bağlantımızın esrarengiz doğasına katkıda bulunuyor. Sonunda, duygularımın ilişkimizin gerçekliğini çarpıtıp çarpıtmadığını ve birbirimizde bir kez daha teselli bulmamız için hala bir şans olup olmadığını sorgulamaya devam ediyorum.


YZ&EE


Yorumlar

  1. Eski sevgili sendromu.

    YanıtlaSil
  2. Kolye yine basitmiş. Ben alyansımı takmaya devam ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. al mektuplarını ver mektuplarımı

    YanıtlaSil
  4. bunu ben yaşadımfkkljfgj

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK İKSİRİ

BÜYÜK MAVİ BALİNANIN ÇIĞLIĞI

AKVARYUMUN İÇİNDE